ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN

Bizim Külliye Dergisi, günlük koşuşturmalardan sıyrılıp soluklanılan duraktır benim için… Edebiyat severler, akademisyenler, üniversite öğren

ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Bizim Külliye Dergisi, günlük koşuşturmalardan sıyrılıp soluklanılan duraktır benim için… Edebiyat severler, akademisyenler, üniversite öğrencileri için de bir atölye… Kırılgan ruhlar için ise sığınılacak bir liman…

Derginin genel yayın yönetmeni Nazım Payam, Edebiyat öğretmenidir… Edebiyat sevgisini daha geniş kitlelere yaymak düşüncesiyle aktif öğretmenlik yaşamını noktalayan bu bilge insan, yirmi yıla yakın bir süredir aralıksız çıkan Bizim Külliye’nin vazgeçilmez temel taşlarındandır… Özverili çalışmalarıyla dergiye uluslararası tanınırlık sağlamış ve edebi çevrelerin saygınlığını kazandırmıştır.

Bizim Külliye Dergisi’nin kapısını çaldığınızda yüzü tebessümlü ancak heybetli duruşuyla Nazım Payam karşılar sizi… İçeriye adımınızı attığınızdan itibaren zihninizi sarmalayan her tür düşünceden uzaklaşır, kendinizi başka bir atmosferde bulursunuz… Nazım Payam’ın dinginliği, ortamdaki dergi ve kitap zenginliğiyle bütünleşince bir huzur kaplar içinizi… Size yeni gelen edebiyat dergilerinden alıntılar yapar, ya da elindeki kitaptan bir bölüm okur… Alır götürür sizi başka alemlere…  Siz, onun okuduklarına dalmışken, o fırsatını bulup, yeni demlenmiş çaydan ikram eder, kurabiye ve simit eşliğinde…

Bazen dakikalarca elindeki kitaba dalar okur, siz yokmuşçasına… Siz de onu izlersiniz… Merak edersiniz, okuduklarını…. Bazen de yeni kaleme aldığı bir şiirini okur, devamında “Nasıl, güzel olmuş mu?” diye sorar… Bilge insanın bu çocuksu tavrı karşısında utanır, mahcup olursunuz…

Benim gibiler üzerinden öğretmenliğine devam eder Nazım Payam… Gazete için yazdıklarıma binaen “Yazılarını iyice oku!” der, “cümle içinde bulunan kelimelerden, çıkardığında cümlenin anlamını bozmayanlar var ise onları kaldır at, israftır… Böylelikle yalın ve anlaşılır olur yazdıkların… Okuyucuyu yormaz… Başlıkların da kısa ve ana fikir ile uyumlu olsun.” diye tembih eder. Ben de uymaya çalışırım elimden geldiğince söylediklerine… 

Arada bir mülakat yapar… “Falan kitabı okudun mu? Filan yazarı tanıyor musun?” diye…  Cevabım olumsuz ise eğer… Akşam eve dönüşte, alır götürür kitapevine varsa o kitapları aldırır yoksa kütüphanesinden getirir… Okuyup iade etmem şartıyla….

*****

Bizim Külliye’de geçen günün ardından, akşamları genellikle çocukluk arkadaşım Halit Ziya Ağcabay ile buluşurum… Ağcabay ’da öğretmendir… Sınıf öğretmenidir… Gündüz meşguliyeti olduğundan akşamları görüşmeyi yeğlerim kendisiyle… Çocukluk günlerimize gideriz buluştuğumuzda… İyi bir yol arkadaşıdır Halit Ziya…  Gençlikten kalma alışkanlıkla Elazığspor’un deplasman maçlarına gitmek büyük bir keyiftir bizim için… Onun tez canlı enerjik yapısı ve gözü karalığı bizi ayaklandırır… Kâh gecenin bir saatinde kalıp Sivas’a gideriz kar kış demeden… Kâh Kayseri’ye… Unutulmayacak bir anı kalır geride, hasretle anacağımız...

Halit Ziya ile lise takımında birlikte basketbol oynamıştık… O, üniversite yıllarında basketbol oynamaya devam etti… Öğretmen olduğunda ise öğrencilerine aşıladı basketbol sevgisini… Üstelik sekiz on yaşındaki kız çocuklarına… Elazığ’ın varoş semtinin bu sevimli çocukları henüz şehrin çarşını görmemişken Halit onları İller arası basketbol turnuvasına götürdü… Ülke genelinde dereceler elde etti bu çocuklarla… Şimdi o çocuklar, birer genç kız oldular ve onların oluşturduğu basketbol takımı  Türkiye Kadınlar Profesyonel  1. Lig’inde Elazığ ilini temsil ediyor…

Halit Ziya’ da aktif sınıf öğretmenliğini geçici olarak bırakıp, çocuklarına hocalık yapmaya devam ediyor… Şehrimizin sportif anlamda ulusal bazda tanınırlığına ve saygınlığına katkı sağlıyor.

                                                                       *****

Nazım Payam ve Halit Ziya Ağcabay gibi kıymetli iki öğretmen dostun şahsında tüm öğretmenlerin gününü kutluyorum…

Öğretmenler gününüz kutlu olsun…