Nükleere Merhaba
Geçtiğimiz günlerde yaşadığımız doğalgaz ve elektrik zamları sebebiyle kendi enerji üretim kapasitemizi artırmamız gerektiği ve bu konuda çevreci adı altında belirli lobilerin destekledikleri kesimlerin tepkilerine kulak tıkayarak mutlaka nükleer enerji santralleri kurmamız gerektiğini dile getirmiştik.
Bu temennilerimizin ardından geçtiğimiz cumartesi günü, Nükleer Düzenleme Kanunu Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.
Kanunla, nükleer enerji ve iyonlaştırıcı radyasyona ilişkin faaliyetler üzerinde düzenleme, değerlendirme, yetkilendirme, denetleme faaliyetleri ve yaptırımları uygulayabilme yetkisini haiz Nükleer Düzenleme Kurumunun yetki, sorumlulukları ile nükleer zararlar hakkında hukuki sorumluluğu belirleniyor.
Nükleer enerji ve iyonlaştırıcı radyasyona ilişkin faaliyetler ve bu faaliyetlerle ilgili kişi, tesis, cihaz ve maddeler de düzenleme kapsamında yer alacak.
Nükleer zararlara ilişkin hukuki sorumluluk hükümlerinin uygulanmasında yer verilmeyen tanımlar konusunda Paris Sözleşmesi'nde yer alan tanımlar esas alınacak.
Bu yasa, nükleer enerji konusunda hükümetleri daha cesur olmaya, olası itiraz ve çekincelerin yine yasal zemin ve formatta çözüleceğine kapı aralayacak ve yeraltında boşu boşuna bekleyen madenlerimiz bu santraller sayesinde ucuz bir enerji olarak tüketime sunulacak.
Hükümetin bu konuda olduğu gibi birçok konuda da radikal adımlar ataması gerekiyor. Nükleer santraller konusunda yaptığımız yatırımlar, enerji konusunda yaşadığımız sorunları çözeceği gibi, başta komşularımız olmak üzere diğer ülkelere karşı ülke savunmasında caydırıcı bir imkân ve avantaj da sunacaktır.
Bugün Rusya’yı Ukrayna’ya girmeye zorunlu kılan da bu gerçekti. Olası NATO üyesi bir Ukrayna’da yapılacak nükleer tesisler, Rusya’yı ürkütmekte ve bunun engellenmesi için savaş da dahil her şeyi göze almakta.
Oyun buysa ve böyle oynanıyorsa Türkiye de oyunu kuralına göre oynamalı ve nükleer tesislerini kurmalı.