Normali Lütuf Saymak…
Depremden etkilenen 11 ilde başlatılacak Cumhuriyet tarihinin en büyük afet konutu seferberliği kapsamında çalışmalar aralıksız sürdürülüyor.
Bakan Kurum, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada da “TOKİ binaları nasıl sağlam kaldı? Doğru zemin, doğru teknikle! İstişareler sonucu belirlediğimiz yeni yerleşim yerlerimizde de doğru zemini bulmak için mikro bölgeleme ve zemin etüdü çalışmalarımız hızla devam ediyor” ifadeleriyle zemin etüt çalışmalarının devam ettiği bilgisini paylaştı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum gibi son günlerde birçok haberde de TOKİ konutlarının nasıl sağlam kaldığına dair haberleri izledik, izliyoruz.
Öncelikle TOKİ konutlarının sağlamlığı konusunda elbette bir itirazımız ve tereddütümüz yok. Zira TOKİ eğer konut uzmanıysa sadece deprem bölgelerine değil tüm ülke sathına yaptığı konutlarda da bu farkını ve özelliğini göstermek zorunda.
Bakan Kurum, sağlamlığın ilk şartının zemin olduğuna dikkat çekiyor. 24 Ocak depreminden sonra Elazığ’da rezerv alanlarında yapılan konutlarda da bu hassasiyeti görüyoruz.
Yemişlik, Çatalçeşme ve Zafran bölgelerine inşa edilen konutların zemini gerçekten sağlam. Bu sağlamlık sadece TOKİ konutları için de geçerli değil. Bu bölgelerde özellikle Zafran, Çaydaçıra, Yemişlik bölgelerinde özel firmalar tarafından yapılan konutlarda da bu sağlamlığı görmekteyiz. Hatta birçoğu yüksek kat olmasına rağmen…
Evet, TOKİ’nin konutları depremlerden başarı ile çıkmıştır. Evet deprem sonrası en güvenli konutlar TOKİ konutlarıdır. Ancak konut uzmanı olan, şehrin en sert zeminine ve üç-dört kat olan TOKİ konutlarının depremden sağlam çıkmasının bir lütuf gibi sunulmasının da çok gereği yoktu. Ne yani bunca imkân ve seçicilikten sonra TOKİ konutları da mı zarar görecekti? Kaldı ki bu süreçte çok da tukaka ilan edilen ve yönetmeliklere uygun yapılan yüksek binalarda da çok hasar oluşmadı. Kısaca övünülecek bir durum değil normal ve olması gereken bir durum var ortada..