Neler Oluyor?
31 Mart seçimlerinde ülkede farklı şeyler oluyor ve hepsinin de altında Cumhurbaşkanı Erdoğan kalıyor. Van'daki seçimlerde DEM'li adayın mazbatasının Ak Partili ikinci adaya verilmesi, ardından kentte çıkan olayların ardından YSK'nın aldığı yeni kararla mazbatanın DEM adayına tekrar verilmesi ve buna benzer olayların Bitlis'te yaşanması ve ardından da İstanbul Taksim Meydanı'nda Türkiye ve İsrail arasındaki ticaretin durdurulması için yapılan protestoya katılan kadınların ters kelepçe ile tutuklanması…
Bunların hepsinin Ak Parti’nin seçim yenilgisinin ardından yaşanması çok normal değil. Belli ki devlet içindeki bir yapılanma Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yıpratmak üzere düğmeye bastı.
Aylardan beri ülke genelinde yapılan İsrail protestoların da böyle bir olay yaşanmamıştı.
Gösteri bittikten sonra protestocuların etrafını çembere alan polis, göstericilerin bazılarını ters kelepçeyle gözaltına alıyor.
Gelen tepkiler üzerine İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi de açıklama yapıyor ve açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“İstanbul'un Beyoğlu ilçesi İstiklal Caddesi'nde, Filistin'e yönelik soykırımı nedeniyle İsrail'i protesto etmek için yapılacak gösteriye izin verilmiş ve gerekli tüm tedbirler alınmıştır. Protesto süresince, protestoculara herhangi bir şekilde müdahalede bulunulmamıştır.
Protesto bittikten sonra bir grup, tüm uyarılara rağmen dağılmamış ve devlet büyüklerine hakarette bulunmuştur. Olayda 43 kişi yakalanmış, 38 kişi kimlik kontrolünün ardından 5 kişi de ifadelerinin ardından serbest bırakılmıştır.
Gözaltılar sırasında kaydedilen ve kamuoyuna yansıyan görüntülerle ilgili 2 emniyet görevlisi açığa alınmış ve mülkiye müfettişi görevlendirilmiştir"
Açıklamada iki emniyet görevlisinin açığa alınmasıyla da gösteriyor ki olay kamu vicdanında yaralar açmış.
İsrail’i protesto eden kalabalık varsın 10 saat daha meydanda kalsın bunun kime ne zararı var. Hatta beklerken yetkililer aleyhine slogan da atsın bunun ne mahsuru var. Sonuçta yapılan demokratik bir hak olan protesto hakkının kullanılması. Hakaret varsa da görevliler gerekli işlemleri yapar ve hukuki süreç başlar.
Bizler çok da komplo teorilerine inanmayız ama seçimlerden sonra yaşanan bu olaylara da bakınca bazı karanlık odakların Erdoğan’ı zor durumda bırakmak gibi bir eylemleri olduğunu da çok net görüyoruz. Bakalım Erdoğan bu çevrelerle mücadele edip halkın karşısında olan değil yanında olan bir cumhurbaşkanı olabilecek mi?