NE DEĞİŞTİ
Kimse Elazığspor'dan fazlasını istemedi ki şimdiye kadar
Kimse Elazığspor’dan fazlasını istemedi ki şimdiye kadar. Olması gereken istendi her daim. Elazığspor’dan yazarken, bu takımın kalitesiyle orantılı bir süreç yaşamadığını, bulunması gereken yerin çok altında olduğunu, bu takımın ligin ilk yarısında bile eksik kadro yapısıyla daha iyi şeylere imza attığını, bu takımın bu ligin en iyi takımlarından birisi olduğunu savunduk. Bunları savunurken, bir şeylerde yanlışlık olduğunu, sorun ne ise tez elden çözülmesi gerektiğinin işaretini vermekten de geri kalmadık. Sakın kimse Göztepe karşısında aldığımız galibiyeti ve oynadığımız futbolu fazla abartmasın. Çünkü Elazığspor olması gerekeni oynadı, yapması gerekeni yaptı. Elazığspor’dan beklentimiz bunun sürekli hale gelmesi idi. Çünkü bu güzellik, bu takıma uzak değildi hiç bir zaman. Elazığspor bunu geçen sezon daha fazla yaşattı bizlere. Ne değişti de bu kadar güzel futbol, bu kadar güzel bir atmosfer, maçı isteme arzusu ön plana çıktı derseniz, cevabı çok basit olur bence. Yanlış giden bazı unsurların üstü çizildi, ısrar edilen, “benim dediğim doğru” mantığı bir kenara itildi, aklın yolu birdir sürecine dönüldü de ondan. Önce, Ogün Temizkanoğlu’nun güvenip kaleyi emanet etmekte çekinmediği kaleci Çağlar’ın uzun bir aradan sonra kaleye geçmesi bence ilk atılan adımlardan birisiydi. Daha sonra Ozan ın defans yapısına uygunluğuyla kadroda kendisine yer bulması, Cajic‘in ısrarla gerekli verim alınamamasına rağmen sol açık da oynatılmasından dönülüp, orta alanda hücum bölgesine destek konumuna getirilmesi, Youssef’in sol açığa kaydırılması ile hücum gücünün iki kat artırılması, gerçek Elazığspor’u ortaya çıkardı diyebiliriz. Ayrıca yedek kulübesinin zenginliğini de buna ekleyebiliriz. Göztepe karşısında yaşanan güzellik, bu unsurların doğru şablon etrafında birleşmesiyle oldu diyebiliriz. Anlayacağınız şimdiye kadar oluşturulmaya çalışılan şablonda, Traore ve Tom gününde olurlarsa anlayışıyla çıktığımız maçların aksine, savunmayı sağlama alıp, Çağrı’nın katkısını, Traore’nin dinamikliği ve Cajic’in ileriye hızlı top taşıması ile birleştiren orta alanımız en rahat futbolunu bu maçta oynarken, hızlı çıkışlarla rakip kaleye gitmede sorun yaşamadı diyebiliriz. Bunun yanında Tom ve Youssef’in kanatlarda olumlu top taşımaları, Kehinde’nin kuvveti ve rakip savunmayı dağıtmasıyla birleşince attığının iki katı kadar kaçıran bir Elazığ spor ortaya çıktı diyebiliriz. Ayrıca bu düşünceye, maçı isteme, Bayram hocanın arkasında durma gibi şıkları da eklersek, gollerin dağılımdaki farklı isimler bu konudaki söylemlerimizi pekiştirmiş olacaktır. Şimdi önümüzde altı puandan fazla değere sahip maçlar bizi bekliyor diyebiliriz. Bu hafta sonu oynayacağımız Bandırma spor maçı bunların bence en önemlilerinden birisidir. Sıralamaya Baktığımızda basamağın son yedi sırasını işgal eden takımlar arasında puan farkının olmadığı, yarışın amansız olarak devam ettiğini, bu yangında kimin kurtulacağını kestirmek gerçekten çok güç olsa gerek. Mersin’in Antep de, Samsun’un Denizli’de kazandığı bu gurup da kim olmak ister ki. Onun için Elazığ spor adına seri galibiyetlerin başlangıcı Göztepe olsun diyerek, bu çıkışın devam etmesi tüm Elazığ sporu sevenlerin temennisidir diyorum. O halde, haydi Gakgoş şansın ve puanların bereket dolu olsun diyorum.