Nazar Eyledik!
İlimizde yaşanan olaylara gösterdiğimiz duyarlılık ve kendi yorumlarımız, zaman zaman bazı yöneticiler ve siyasilere yönelik olunca biz bunu birilerinin istek ve arzuları istikametinde yapıyormuşuz gibi bir algı oluşuyor.
Allah da biliyor ki bu konuda ne herhangi bir talep ne de bir görüşme söz konusu değil. Bizim şehirle ilgili güncel olaylara yakın hassasiyetimiz ve duyarlılığımızdan dolayı birilerinin gerçekten günahı alınıyor ve hala bu isnatlar yapılmaya devam ediyor.
Kendisinden şehir olarak çok şeyler beklediğimiz Milletvekili Nazırlı’nın hizmetlere yoğunlaşma yerine doğru bir kararla polemiklerle gündeme gelmeye yönelik eylemlerine ara verildiğini görüyoruz.
Kendisi ile ilgili yapılan haber ve paylaşımlara anında refleks gösterip, aksiyon alıp cevap vermesiyle bildiğimiz Nazırlı, bu sefer farklı bir yol izlemiş.
Nazırlı, bu kez kendi cevap verme yerine adı sanı çok duyulmayan fakat tetikçi ve fonlandıklarını kendilerinin de itiraf ettiği bir haber sitesinden destek istemiş.
Bakın sevgili refikimiz haber sitesi nasıl bir gaf yapmış birilerini savunmaya çalışırken:
“Elazığ’da yayın yapan “bazı” yerel basın kuruluşlarının haber yapma karşılığında ödeme aldıkları biliniyor. Belli ki Nazırlı, ismi “bazı” gazetelere böyle bir taahhüt vermemiş ve ödeme yapmadığı için kendisi açık hedef haline gelmiştir.”
Cümle bu. Özellikle; “Belli ki Nazırlı, ismi “bazı” gazetelere böyle bir taahhüt vermemiş ve ödeme yapmadığı için kendisi açık hedef haline gelmiştir.” ifadesinden her Türkçe bilen vatandaş şunu anlar. Nazırlı bazı gazetelere taahhütte ve ödemede bulunmuş ama “bazı” gazetelere bunu yapmadığı için açık hedef haline getirilmiş. Vay be! Demek sözde ilkeli duruşunu, ilkesizlikle kapatma girişimlerini, tetikçileri aracılığıyla ve parayla yapıyormuş sayın vekil.
Bu cümleler, “akıllı düşman akılsız dosttan daha iyidir” atasözünü doğru çıkartır bir üslupla yapılan bu savunma amatörce taarruz girişimi olarak görüldü.
Öncelikle bizim gerçekten kimseyi açık ya da kapalı hedef haline getirdiğimiz yok, böyle bir niyetimiz de yok. Kaldı ki bugüne kadar hak etmediğimiz onlarca itham ve iftiralara maruz kalmamıza rağmen sayın vekilin kötü ve toplumda itibarını zedeleyecek bir söz ve haberimiz de yok. Dediğimiz ve önerdiğimiz tek şey var, sayın vekilin enerjisini, siyasi etki değerini ve lobisini, vaktini ve zihnini Elazığ’a ve Elazığ’ın problemlerine hasretmesi. Hepi topu dediğimiz bu.
Son kez söylüyoruz ki kimseden ödeme almadığımız gibi talimat da almadık almayız.
Kimsenin tetikçisi olmadığımız gibi körü körüne müdafisi de değiliz, olmadık, olmayız.
Yanlışa yanlış deme kadar doğruya doğru deme gibi bir mesleki etik anlayışına ve tarafsızlığa sahibiz. Kimsenin hadimi de mahkûmu da olmayız…
Bizim hiçbir hesap ve mücadelemizin olmadığı ancak kendilerinin bizimle uğraşmak gibi hobisi olan kişilerin arkasında kişisel oyumuz ve desteğimiz olmasına rağmen bu itham karşısında da susmayız. Umutla desteklediğimiz isimlerin, bizi ve şehri umutsuzluklara gark etmemesi adına yaptığımız tespit ve önerilerden husumet çıkartan marazi bir anlayışın, kendine de şehre de çok faydası olmayacağı düşüncesini yeniden tekrar ve son kez ikrar ediyoruz.
Halktaki karşılığımız ve itibarımız meselesine girmek isterdik ama kendisine medyayı ve özellikle bizleri kötüleyen kişilerin bizlere kendisi hakkında neler söylediklerini buraya yazıp hayal dünyasını yıkmak istemedik.
Ve biz bunu bir milletvekilinin şehrine harcayacak mübarek zaman ve enerjiden çalarak şehrin vebaline girmek olarak addettiğimiz için gereksiz ve fuzuli görüyoruz. Ve aynanın karşına geçip bu şehir salt benim gayretim, sırf benim takibim, sadece benim ilgili bakanlar ya da bürokratlarla görüşmemden hangi hizmeti aldı” sorusunu sormasını istiyoruz.
Bu sorunun cevabı için başını yastığa da koyup sabaha kadar düşünmesine de gerek yok sayın vekilin. Çünkü cevabı da yok!
Ciddi ve samimi olarak soruyor ve gerçekten merak ediyoruz. Bu şehir sizinle ama sırf sizin gayretinizle ne kazandı? Birçoğunda sizlerin bile bilginiz dışında gerçekleştirilen ve bunu milletvekilleri olarak ortak paylaşımlarla halka duyurma geleneğine sığınmadan çıkın ve deyin ki “Şu bir bardak su bizzat, şahsen ve özellikle benim girişimlerimle Elâzığ’la buluştu”
Havanda su döğmeyi siyaset sanan ve bunu avenelerine yutturan bir anlayışa bu şehir ve basının teslim olacağını mı sanıyorsunuz? Valla çok beklersiniz…
Bu sebeple olaylara son bir kez daha nazar eyleyip geçelim istedik.
Şehir ve şehrin insanlarının sorunları, bizim birbirimize laf yetiştirmekten daha önemli. Gerisi laf-ı güzaf daha da ötesi güftügu…