Mutlu Muyuz?

Instagram’ın kapatılması kararını savunanlar bile bir hücum ve iştahla bu mecraya daldılar. 10 günlük bir ayrılık artık nasıl bir vuslat özlemi oluşturmuşsa zihnimizde ve gönlümüzde bütün millet anında buluştu bu mahallede.

Şahsen ben de Instagramın kapatılmasını haklı bulmuş ve savunmuştum. Halen de kapatılmanın doğru olduğunu, ülkemizin hassasiyetini ve halkımızın değerli gördüğü ve paylaşım yaptığı isim ve olaylara uygulanan keyfi ambargonun bir bedeli olmalıydı. Nitekim de oldu…

Türkiye devletinin güvenliği ve halkının önemli görüp değer atfettiği konulara sadece Instagram değil tüm platformların saygı duyması ve bu konuda hassas olması gerekirdi.

Bakanlığın yaptığı girişimler sonucu;“Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ait sosyal medya hesaplarının kullanıcı hakları tam olarak korunacaktır. Hesaplar, herhangi bir uyar yapılmadan kapatılmayacaktır. Bununla birlikte uyarı yapılmaksızın kapatılan ya da kilitlenen hesaplar, tekrar erişime açılacaktır. Hesap sahiplerinin hakları gözetilerek, adil bir uygulama süreci yürütülecektir.

PKK, PYD, FETÖ gibi terör örgütlerine ait hesaplar ve bu örgütler lehine propaganda içeren tüm içerikler, META Platforms tarafından kaldırılması için gerekli özen gösterilecektir. Bununla birlikte, terör propagandası ve yasa dışı içeriklerle mücadele konusunda etkin bir yaklaşım benimsenerek, güvenlik ve kamu düzeni korunacaktır.” İfadelerinin de yer aldığı bir açıklama ile yasak kaldırılmış oldu. Müjdeler olsun!

Ama bu her şeyin bittiği anlamına gelmez. Yarınlarda nasıl bir gelecek bekliyor bizleri bilemiyoruz. Bunun için Türkiye’nin tüm Türk-İslam ülkelerinin de kullanacağı ve mevcut sosyal medya mecralarıyla yarışacağı altyapısı güçlü yerli sosyal medya ağlarını oluşturması gerekiyor.

Teknofest kuşağı dendi ama bunun İHA ve SİHA dışında bir yansıması olmadı bu kuşağın. Bayraktar ve diğer yazılım şirketleri yeni ve yerli birkaç sosyal medya platformu için çalışmalı. Hatta öyle bir platform ortaya çıkarmalı ki vatandaş mevcutlarına bakmak zorunda olmasın.