MOLEKÜLER TIP ÇAĞINDAYIZ

Fırat Üniversitesi bünyesinde kurulan Tıbbi Genetik Anabilim Dalındaki bilimsel faaliyetler hız kesmeden devam ediyor

MOLEKÜLER TIP ÇAĞINDAYIZ
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Fırat Üniversitesi bünyesinde kurulan Tıbbi Genetik Anabilim Dalındaki bilimsel faaliyetler hız kesmeden devam ediyor. Geçtiğimiz Hafta Tıbbi Genetik Anabilim Dalı tarafından düzenlenen “Tıbbi Genetik: Muayene, Tetkik, Tanı, Tedavideki yeri” başlıklı tanıtım seminerine ilgi oldukça yoğundu. Çok farklı branşlardan 140 davetlinin katılımıyla gerçekleştirilen seminer bilim camiasında geniş yankı uyandırdı. Hakimiyet Gazetesi olarak Fırat Üniversitesi ve Elazığ’ın adını böylesine önemli bir konuyla duyuran Yard. Doç. Dr. Aşkın Şen’le keyifli bir sohbet gerçekleştirdik Sohbetin satırbaşlarını okuyucularımız için derledik.

Amaç Farkındalık Yaratmak

Tıbbi genetiğin hastalıkların tedavisi noktasında bilinen geleneksel yöntemlerin ötesinde olduğunu belirten Şen, amaçlarının tıp dünyasında yer alan hekim ve akademisyenlerde konuya ilişkin farkındalık ve vizyon yaratmak olduğunu söyledi. Semineri de bu amaç doğrultusunda hayata geçirdiklerinin altını çizen Şen, “  Günümüzde kalıtsdigerık meselesi çok önemli. Artık hastalıkların çözümü geleneksel olarak klinik yöntemleriyle çözülemiyor. Çok yönlü ve geniş düşünmek gerekiyor. Bir kişinin hastalığı hakkında kesin tanı koyabilmek için o kişinin ailesi hatta sülalesindeki bireylerin gen haritaları çıkarılarak hastalığın kalıtsal kökenleri araştırılıyor. Bir kişiden yola çıkılarak balık ağı gibi geniş bir kitleye ulaşılıyor. Her hastalık genetikle alakalıdır. Hastanın genetik şifresinin çözümlenmesi, hastalıkların tanı, tetkik ve tedavi sürecini olumlu yönde etkileyecektir. Seminere katılan değerli meslektaşlarımıza bu vizyonu aktardık. Tıbbi genetikle bağıntılı çalışan klinik birimlerinin hastalık süreçlerini daha kesin ve net donelerle kontrol edebileceğinden bahsettik” diye konuştu.

Türkiye’de Benzeri Yok

Gerçekleştirdikleri Seminere oldukça yoğun katılım sağlandığını ifade eden Şen, “ Davet ettiğimiz 170 davetliden 140’ı seminerimize iştirak etti. Seminerimizde her hastane ve gerekli birimlerden çok sayıda temsilci vardı. Türkiye’de böyle bir katılımcı spektrumunu sağlayan başka bir seminer yok. Seminerimiz Kongre havasında geçti diyebilirim” dedi.

Dönütler Oldukça İyi

Seminere katılan kişilerin çok memnun kaldığını dile getiren Şen, “katılımcıların çoğu beni bizzat tebrik etti. Seminer boyunca ara vermedik. Profesörler bile ilgi ve heyecanla takip ederek notlar aldı. Türkiye’de bilimsel bir açlık var ve bu açlığı doyuran bir seminer düzenledik” ifadelerini kullandı.

 

 

Moleküler Tıp Çağındayız

Artık geleneksel klinisyen bakış açısından kurtulmak gerektiğinin altını çizen Şen, “moleküler tıbba ayak uydurabildiğimiz ölçüde gelişebiliriz. Çağımızın tıp anlayışı moleküler tıp anlayışıdır. Artık hastalıkların tedavisinde genler, kök hücreler kullanılabilmektedir. Bireylerin genetik haritalarına bakılarak bir sonraki çocuklarının nasıl olacağı söylenebilecek.  Hatta sonraki çağlarda ameliyatların, ilaçların olmadığı tedavi yöntemlerinin geliştiğine tanık olacağız. İnsanların genetik şifrelerinin çözümlenmesiyle hastalıklar ortaya çıkmadan bile önlenebilecek. Hastalıklar üzerinde genetik tedavi yöntemleri uygulanacak” şeklinde konuştu.

Türkiye ve Dünyada önde gelen bilim adamlarının konunun farkında olduğunu ve bu yönde çalışmalarda bulunduğunu anlatan Şen, “ Akdeniz Üniversitesi’nde görev yapan, yüz, kol ve bacak nakillerinden tanıdığımız Prof. Dr. Ömer Özkan hocamız, üniversitemizin düzenlediği konferansta, ileride bu tarz hastalıkların kök hücre tedavisiyle çözüleceğini bildirmiştir” dedi.

Bir uzman olarak kendisinin bile yenilikleri takip etmekte zorlandığını ifade eden Şen, “ Moleküler tıp dünyası her geçen gün yeniliklerle gelişiyor. Bu gelişimi takip etmek bile zor. Gelişime ayak uydurabilmek için geniş bir vizyona ihtiyacımız var. Bizim çalışma prensibimiz ve amacımız Elazığ’lı tıp görevlilerine vizyon kazandırmak” ifadelerini kullandı

Tüm Testleri Uygulayabilecek Yeterliliğimiz Var

Fırat Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde yeterli test merkezlerinin bulunduğunu vurgulayan Şen, “ Türkiye’nin her yerinden test kabul ediyoruz. Artık insanların bu genetik testler için Ankara veya İstanbul’a gitmesine gerek yok. Türkiye’nin en iyi test merkezlerinden biri konumundayız. Elazığ gibi doğu illeri küçümseniyor. Bizler batıyla ve dünyayla rekabet gücünü yakalamak için her geçen gün yenilikçi vizyonumuzu genişletiyoruz”  dedi.

Genetik alanında asıl konuşulması gereken konunun testler olmadığının önemini belirten Şen, “ Bugün testleri bilgisayar programları da hata oranı en aza indirgenmiş şekilde yapabiliyor. Önemli olan bilgisayarların ötesinde bir insani vasıf ortaya koyabilmek.  Bu da ancak vizyonla olabiliyor. Bugün Tıbbi Genetik alanında matematikçiler ve bilgisayar mühendislerine ihtiyaç duyulabiliyor. Multi-disiplinel bir alan olarak sürekli genişliyor. Bu genişleme ve hızı yakalayabilmek için ufkumuzun açılması ve daha ileriyi hedeflememiz gerekiyor” diye konuştu.

Bireysel Tedavi Mümkün Olacak

Şu an yurt dışında bireysel tedavi konusunda çalışmalar yapıldığını dile getiren Şen, gen haritası çıkarılmış hastalara özel tedavi yöntemlerinin mümkün olacağını söyledi. Aynı hastalığa sahip iki bireye farklı tedavi uygulanabileceğini belirten Şen, “ kişinin genetik şifrelerini çözümleyerek özel tedaviler uygulayabileceğiz. Aynı hastalık için iki farklı kişiye farklı ilaçlar ve metotlar uygulanacak” ifadelerini kullandı.

Nadir Hastalık Yanılgısı

Nadir olarak bilinen hastalıkların görülme sıklığının en az bilinen hastalıklar kadar fazla olduğunu önemle vurgulayan Şen, “ Artık nadir görülme kavramının tartışılması gereklidir. Bu tarz hastalıkların çözümü kalıtsal tanı ve tedavide saklıdır. Kişinin ve ailesinin kalıtsal özelliklerin tespitiyle hastalığın kökenine inilip en doğru ve kesin tanı belirlenebilmektedir. Tıbbi genetik biliminin ilerlemesi nadir görülen hastalıkların tedavisinde azami sonuçların elde edilmesini sağlayacaktır. Nitekim çalışmalarda bu yöndedir” dedi.

Genetik Danışmanlık Şart

Yaşadıkları en büyük problemlerden birinin hastaların da diğer birimlerde çalışan doktorların da konu hakkında bilgi sahibi olmaması olduğunu söyleyen Şen, bu durumun iletişim açısından problem yarattığını dile getirdi. Genetik danışmanlığın önemine değinen Şen, “ Bireyin genetik kodları konusunda sunacağımız danışmanlık hizmeti oldukça önemli.  Örneğin bir kişi kanserse onun genetik kodlarını çıkararak en doğru tanı ve tedavi yöntemlerinin nasıl olacağını hastaya ve ilgili doktora bildireceğiz. Biz işin koruyucu tedavi ve tanı kısmını yürüteceğiz. Bireyin genetik haritasında bulunan hastalık riskleri tespitiyle hastalık oluşmadan koruyucu tedavi sağlanabilecek. Bu danışmanlık ve koordineli çalışma sayesinde birçok hastalık rahatlıkla ve en doğru şekilde tedavi edilecek” ifadelerini kullandı.

Mesleki Doygunluk Sağlayacak

Genetik danışmanlığın hekimlerde mesleki doygunluk yaratacağının altını çizen Şen, “doktorlar artık belirli bir tanı üzerinde düşünerek mudigerakta kalmayacak. Düşündüğü konuyu bizimle paylaştığında biz gerekli kalıtsal işlemleri yapıp en doğru ve kesin tanıyı sunacağız. Hekim de bu doğrultuda, aklında soru işareti kalmadan tedavisini gerçekleştirebilecek. Bu durumun o hekimde yaratacağı mesleki doygunluk hissi önemli. Çünkü hekimler yaptığı başarılı işlerin ve hayat kurtarma eyleminin mesleki ve vicdani doygunluğuna ulaşacak” dedi.

Çok Çalışmak Şart

Avrupa ve Amerika’da insanların özveriyle ve zevkle çalıştığını dile getiren Şen, “ bizim hekim ve akademik personel kapasitesi de en az diğer ülkelerdeki kadar üst düzeyde. Ancak bizde vizyon ve çalışkanlık problemleri var. Yeniliklere alışık değiliz. Kültürümüzdeki gelenekçi yapı yeniliklere uyumu zorlaştırıyor. Şu anda Avrupa ve Amerika’nın gerisindeyiz . Çok çalışarak ve vizyon kazanarak arayı kapatabiliriz” diye konuştu.

Elazığ’da dünya standartlarında bir genetik hizmeti sunabilme adına çok çalıştıklarını ifade eden Şen, “ tüm akademik birimler ve yetkililerden çalışmalarımıza destek bekliyoruz. Hep birlikte el ele vererek şehrimizi ve üniversitemizi bir dünya markası haline getirebiliriz. Bunun için kaliteli insanlarla dirsek teması kurmalıyız. Çalışmalarımıza verilecek her destekte şehrimiz kazanacaktır. Şahsi çıkarlarımızı bir kenara bırakıp Elazığ’ı ilerilere taşıyacak projeler üretmeliyiz. Bu süreçte çalışkanlık ve üretkenlik gerekmektedir. Tüm akademik kadrolarımızın bir an önce büyük bir azim ve vizyonla çalışmaya başlaması gerekmektedir. Öncelikli amacımız Türkiye’nin lokomotifi olacak bir bilim yuvası konumuna yükselmek” ifadelerini kullandı.

Öğrenciler Genetiğe İlgili

Öğrencilerin konunun çok fazla bilincinde olmadığını ama öğrendikçe yoğun ilgi gösterdiklerini aktaran Şen, “Öğrenciler her zaman öğreticiye göre hareket eder. Bu yüzden öğreticiler sadece girip ders anlatmamalı. Bunu bilgisayarlar da yapabilir. Öğreticilerin öğrencilerin ufkunu geliştirecek yöntem ve teknikler geliştirmesi gerekli. Çünkü öğrencinin başarısı, öğreticinin başarına bağlıdır” dedi.

Genetik Testler Ücretsiz Olmalı

Fırat Üniversitesi olarak bir çok testleri ücretsiz yaptıklarını ve bu testlerin binlerce lira tutarında olduğunu ifade eden Şen, “ Bazı testlerimiz 3-4 bin lira tutarında. Bu ücretleri talep ettiğimizde vicdanımız sızlıyor. Başka şehirlerden gelen ve dönecek yol parası olmayan hastalarımız var. Onların bu ücretleri karşılaması mümkün değil. Bu hizmetlerin ücretsiz olmasını istiyoruz. O zaman hem hastalarımız hizmetlerimizden faydalanabilecek hem de biz daha rahat çalışarak verimli olacağız” şeklinde konuştu.

Aşkın Şen sözlerini, “ Dünya gelişiyor. Tıp alanında sürekli gelişmeler yaşandığına tanık oluyoruz. Önemli olan bizim bu sürecin neresinde olduğumuz. Ya yerimizde oturarak geride kalırız ya da kalkıp koşarak çağı yakalarız. Her şey bizim elimizde!” diyerek sonlandırdı.