Misafirlik Bitmedi mi?
Eskilerin, misafirliğin üç gün olduğuna fazlasının ise ev sahibine zülüm olduğuna dair güzel bir sözü var.
Suriyeli bir kişinin yine Suriyeli bir kız çocuğuna istismarını protestosu ile başlayan gösteriler sonucu güvenlik güçleri, olayları 75 kişiyi göz altına alarak bastırabildiler.
Aynı günlerde Suriye’de de Türk bayrağının yırtıldığı ve Türk kamyonlarının ateşe verildiği görüntüleri sosyal medya ve haber sitelerine düştü.
Tüm bu olaylar aslında her iki ülkede ortalığı karıştırmak isteyen karanlık güçlerin olduğunu gösteriyor.
Zaman gösterdi ki gelenlerin bir kısmı rahat durmadı, Suriye topraklarında olanlar da Türklere karşı taşkınlıklarını durdurmadı.
Ortada bir sorun var ve bu sorun daha da büyüyerek siyasi sonuçlar da doğurabilecek hatta Ak Parti’yi iktidardan indirebilecek bir karakter taşıyor.
Bu problemin çözümü için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daha önce “asla görüşmem” dediği Esat ile yeniden görüşme sinyalleri vermesi olumlu bir gelişme.
Bu tür olaylar daha fazla büyümeden göçmenlerin ülkemizdeki misafirliğini tamamlayacak ya da onların ülkemizin huzurunu bozacak eylemlerine son verecek yasal adımların atılması gerekiyor.
Suriye’de artık savaş yok. Kaldı ki geçtiğimiz yıllarda Esat, savaştan kaçan tüm vatandaşlarına yurda dönün çağrısı da yaptı.
Tehlike geçtiğine göre artık misafirliğin de bitmesi ve sonlanması lazım gelmez mi?
Yasal olarak bu ülkede kalmak isteyenler için de bu şartları ağırlaştıracak, kaçak göçmenleri anında sınır dışı edecek, mevzuatlar çerçevesinde ülkemizde kalacak olanlara ise herhangi bir olumsuzlukta sınır dışı edilmekle kalmayıp ceza almalarını sağlayacak bir düzenleme yapılması gerekiyor. Yoksa ciddi bir göçmen sorunu var önümüzde. Son olarak ise tahriklere kapılmamak gerekiyor, ülkemizi karıştırmak isteyen karanlık odakların değirmenine su taşımamak için sağduyulu olmakta fayda var.