MİLLİ EĞİTİMİN SUÇU NE?
Malum iki günden beri şehrin tek gündemi var. Zübeyde Hanım Caddesinde bulunan resmi kurumların şehir dışına taşınmasına dair seçilmişlerin gayreti ve bu konuda yaptıkları çalışmaları 1 nolu paylaşımla halka duyurmalarının saatler sonrasında gündeme düşen Tarım İl Müdürlüğü hizmet binasının Zübeyde Hanım Caddesi’ne yapılması adına yapılan çalışmaların son raddeye gelmesi ve ihale aşamasına ramak kalması.
Elazığ’ın, Elazığlıların yıllardan beri hayalini kurdukları valilik binasından Çaydaçıra kavşağına kadar karşılıklı yürüyüş alanları, yeşil kuşak, dinlenme mekanları ve her bitkiden oluşan botanik parkı andıran güzel alanları resmi kurumlardan arındırmak ve tümüyle halkın hizmetime sunma projeleri suya düşme aşamasına gelmiş.
Neymiş, koskoca şehirde kendi bulunduğu mevcut alan da dahil kendilerine il müdürlüğü yapacak bir yer bulamamışlar ve mülkiyeti kendilerine ait olan Zübeyde Hanım Caddesi üzerindeki 12 dönümü kapalı olmak üzere 20 dönümlük alana il binası yapmanın hesabını, kitabını ve ihale hazırlığını yapıp çıkmışlar huzura.
Bu aslında şu demektir. Siyasilerin şehir ile ilgili proje ve çalışmaları bizi ilgilendirmiyor. Madem bizim o bölgede arsamız var biz de il müdürlüğümüzü pek ala bu alana yaparız. Bizim de öyle konforlu ve lüks bir binamız olsun. Öyle Olgunlar Mahallesinde il müdürlüğü olmak olmuyor. Bürokrasinin merkezi, havası kalbi Zübeyde hanım caddesinde atıyor. Biz niye kenarda kalalım ki…
Bu projeyi düşünen, bu projeyi hayal eden ve hayata geçirilmesi için teknik çalışma yapan kim olursa olsun Elazığlı olamaz. Hele hele Elazığ’ın kurtuluşu adına kameralar karşısına sık sık geçip ahkâm kesip çok bilmişlik yapan birileri asla ve kat’a olamaz.
Yav, arkadaş siz nerede yaşıyorsunuz? Bu şehir adına yola çıkıp kurumlara akıldanelik yapan bir bilen rolleri keserken şehrin yöneticilerinin gündeminde ne var, ne işle meşguller, nereye koşuyorlar, bu kadar mı bihabersiniz. Şehrinize bu kadar mı biganesiniz?
Bu şehir 1994 yılında Hamza Yanılmaz ile başlayan bir adımla Zübeyde hanım caddesindeki kamu kurumlarının il dışına çıkartılması adına adımlar atıyor.
Süleyman Selmanoğlu döneminde Kültürpark alanı belediyeye kazandırılıyor, Mücahit Yanılmaz döneminde kurumlar ile protokoller yapılıyor, Başkan Şahin Şerifoğulları da bu konuda ciddi adımlar atıyor ve hatta son aşamaya geliyor, hazretlerin haberi yok.
Geçtiğimiz aylarda DSİ önündeki alan bu kapsamda düzenlendi ve mükemmel bir alan oldu, kamuoyundan da büyük takdir gördü.
Siz bu kadar gelişmelerin, on yıllara sari şehir insanının beklentileri ile yöneticilerin adımlarından habersiz olacaksınız ya da bunları bile bile bu alanda yeni bir betonlaşmanın adımını atacaksınız.
Buna akıl tutulması demek bu iki kelimeye haksızlık olur. Bu düpedüz körlüktür, şehre ihanet ile eşdeğerdir.
Tarım İl Müdürlüğü’nün bir numaralı yetkilisinden hala bir açıklama gelmediğine göre demek ki projelerinin arkasında duruyorlar. Demek ki iki akıl ve iki turan birleşmiş Zübeyde Hanımda cüsseli bir il müdürlüğü binası olarak görülmüş.
Bürokrat aklını rehber almak, kurumun önüne lojman, hastane ve yeni hizmet binasını yeşil alan üzerine kurmak demektir.
Bu nasıl bürokratlar ki attığı adımın bir sonraki yansımalarını düşünemez. O nasıl bürokrattır ki yaptığı işin vicdanları yaralayacağını hissedemez. O nasıl bürokrattır ki attığı bir adımla şehir için canhıraş çalışan seçilmişleri boşa düşüreceğini öngöremez. Ve bu nasıl bir bürokrattır ki bu kadar olumsuzluğu hesap edemez ve bu projeye onay verir.
Hadi biraz ironi yapalım.. Şimdi Tarım İl Müdürlüğü bu alanda hizmet binası yapacak ya.. Peki.. Milli Eğitim Müdürlüğünün günahı ne? Bu müdürlük de göçebe hayatı yaşıyor. Eski binaları depremde hasar gördü ve yıkıldı. Hizmet binaları yok. Ve söylenen o ki binalarını eski devlet hastanesi yerleşkesi içinde inşa edecekler. Şimdilerde de bir okulda sığıntı olarak hizmetlerine devam ediyorlar.
Bizce Milli Eğitim Müdürlüğü de gelsin ve Zübeyde Hanım Caddesine binasını yapsın. Örneğin Çaydaçıra kavşağına yakın bir alanda ve hatta geçtiğimiz günlerde tartışmalara yol açan halı saha yapılan Orman Bölge Müdürlüğü lojmanlarının hemen yanı başına şöyle şirin ve şık bir MEM binası kondursun.
Hakimiyet olarak yıllardan beri bazı bürokratların ufuksuz ve vizyonsuz olduğunu boşa yazmıyoruz. Biz yazınca birileri alınıyor, gönül koyuyor ve kendisinin ayrı tutulmasını istiyor.
Elbette başarılı bürokratlarımız, saygın ve şov ağırlıklı değil hizmet ağırlıklı çalışmalar ortaya koyan yöneticilerimiz var.
Var ama böylesi bir tablo da var.. Yok yok sorun bürokratlarda değil, bunları atayan, atanmasına aracı olan ve tavassut edenlerde…. Kısaca; “men dakka dukka”…