Milletvekili Erol: 'Deprem Konutları 2020 Yılına Göre Fiyatlandırılmalıdır'

TBMM'de görüşülen Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonu Toplu Konut İdaresi Başkanlığı üst komisyon toplantısında konuşan CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, Elazığ'da yapılan deprem konutları 2020 yılına göre fiyatlanması gerektiğini söyledi.

Milletvekili Erol: 'Deprem Konutları 2020 Yılına Göre Fiyatlandırılmalıdır'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Milletvekili Erol, “Riskli alan ilan edilen yerlerde kentsel dönüşüm konutlarında afet konutlarıyla aynı faiz oranının uygulanmasıyla ilgili bir karar verildi. Henüz genelgeye dönüştürülmedi ama Sayın Bakanın böyle bir açıklaması oldu. Bu önemli bir beklentiydi çünkü depremden kaynaklı bir bölgede kentsel dönüşüm yapılacaksa ve o bölge riskli alan ilan edilmişse siz güncel TEFE ve TÜFE'ye göre faiz oranıyla kredi verdiğiniz zaman vatandaşın orada o konutu yapma şansı yok. Bu riskli alan ilan edilme gerekçesi de depremden kaynaklı olduğu için deprem konutlarıyla aynı kredi limiti statüsü içerisinde değerlendirilmesi son derece doğru bir karardır ama bunun yalnızca Elâzığ bazında kalması değil, bunun bütün Türkiye'deki İzmir başta olmak üzere deprem bölgelerinde de emsal oluşturmasını ben kendi adıma dilerim. Mesela köy konutlarının her bölgede aynı projeyle yapılması doğru değil. Şimdi, Elâzığ'ın merkez köyleri var, işte, oradaki iklim koşulları çok daha farklı, tek katlı evler var ama rakımı çok yüksek köyler var. Orada da kışın yaklaşık 2,5-3 metre kar yağıyor, konutların yüksekliği 2,45 civarında. Yüksek yerlerde kar yağdığı zaman bu konutlar karın altında kalıyor. Yani köy konutları yerine göre kat yükseklikleri planlanarak 2 kat olabilir, 3 kat olabilir. Köy konutlarıyla ilgili yeni bir düzenlemeye ihtiyaç var. Ayrıca köy konutlarının TOKİ tarafından yapılması da çok doğru değil çünkü inanılmaz bir zaman kaybı. Yani çok dağınık, dağınık olduğu için organizasyonu çok zor. Bunları köylüye kredi vererek Çevre ve Şehircilik Bakanlığının kontrolünde denetiminde yapılması daha makul ve daha akılcı. Bu öneriyi de sunmak isterim” ifadelerini kullandı.

EROL: KURA ÇEKİMİNDEKİ MAĞDURİYETLER DEVAM EDİYOR 
Vatandaşların konut büyüklüğü taleplerine bakılmaksızın kuraya dahil edildiğini belirten Erol,  “Aynı zamanda, genelde çok büyük bir sorun hâline dönüşen, yapılan konutların kura çekimiyle ilgili bir sorunu da gündeme getirmek isterim. Genelde yapılan konutlar 3+1 bir ve 2+1 diye vasıflandırılan ve sınıflandırılan konutlar ama kura çekimi yapıldığı zaman vatandaşın talebi değerlendirilmeden yani "Sen 3+1'de mi oturmak istersin, 2+1'de mi oturmak istersin? 3+1'in fiyatı bu, 2+1'in fiyatı bu. Hangi kuraya katılmak istersin?" diye sorulması gerekirken, sorulmadan kura çekildiği için... Mesela diyelim ki bir evde beş nüfus var, 2+1 çekiyor ama bir evde tek başına yaşayan bir yaşlı insan var, 3+1 çekiyor. Yani bu vatandaşın talebine göre ayarlanabilirse hem bir mağduriyet ortadan kalkmış olacak hem daha doğru bir sonuç yaratılmış olacak.  Bir de emlak yönetiminin site sakinleriyle sorunları var. Emlak yönetimi orada... Yani eski tabiriyle "apartman görevlisi" diye tanımladığımız kapıcılarla ilgili sorun var. Niye? Genelde burada çalışan arkadaşlarımız siyasi referanslarla işe alınmış. Siyasi referanslarla işe alınınca o siyasi referansın onlara verdiği güçten kaynaklı işlerini yeterince yapmıyorlar. Yapmadıkları için de TOKİ'nin yaptığı yeşil alanların çimlerinin hemen hemen hepsinde kuruma var. Bu emlak yönetiminin site yönetimleriyle ilgili yetkisini apartman sakinlerine devretmesi lazım. Yani apartman sakinleri kimi istiyorlarsa yönetici olarak orada onu çalıştırmalı. Bu önerileri bilgilinize sunmak isterim” diye kaydetti.

EROL: 2020'DEKİ KONUT BEDELLERİ OLMALIDIR 
Devletin artan maliyetleri konut fiyatlarına  yansıtmaması gerektiğini, konut bedellerinin 2020 yılına göre fiyatlandırılması gerektiğini belirten Erol, “Ayrıca, bir konuya daha dikkatinizi çekmek isterim. Bu konuda sanıyorum AFAD Başkanlığı ve İçişleri Bakanlığı yetkilidir ama yine de TOKİ'nin yetkilileri buradayken onu da anlatmak isterim. Mesela deprem 2020 yılında oldu, 2020 yılında yapılan konutların fiyatı belli ama 2022 yılında yapılan konutların fiyatı belli değil. Yani bunu vatandaştan neye göre alacaksınız? Yani 2022 maliyetleri üzerinden mi vatandaştan alacaksınız, yoksa 2020 yılında deprem oldu; herkesi aynı mağdur görerek, hak sahibi görerek 2020 tarihi itibarıyla maliyetleri hesaplayarak mı alacaksınız? Eğer 2022 üzerinden maliyet hesaplayarak alacaksanız burada inanılmaz bir haksızlık doğar. Neden? Çünkü siz devletsiniz. Yani devlet konutları, hak sahiplerini tespit etmiş; tabii, doğal olarak konutların hepsinin bir anda yapılması mümkün değil, bir zamanlamaya ihtiyaç duyulmuş ama konut fiyatlarının aynı olması lazım. Yani 2020'deki konut fiyatı vatandaşa nasıl yansıtılıyorsa 2021'de ve 2022'deki konut hak sahibi olanların konut bedelleri de 2020'deki konut bedelleri olmalıdır diye öneriyorum” dedi.