Merkez Bankası Kasım Ayı Faiz Kararı Belli Oldu

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu toplantısı sonrası faiz kararını açıkladı.

Merkez Bankası Kasım Ayı Faiz  Kararı Belli Oldu
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Ekonomistlerin tahminleri bu ay faiz artırım sürecinin 250 baz puanla devam edeceği yönündeydi. Merkez Bankası bir haftalık repo faizini 500 baz puan artırarak yüzde 40'a çıkardı.

Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan'ın göreve gelmesinden bu yana geçen sürede toplam 2,650 baz puan artışa gidildi. TCMB Para Politikası Kurulu, ekim ayında gerçekleştirdiği toplantıda politika faizini beklentilere paralel 5 puan artırarak yüzde 35'e yükseltmişti. Para Politikası Kurulu (Kurul) bu politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 35’ten yüzde 40 düzeyine yükseltti.

BEKLENTİLER 250 BAZ ARTIŞ YÖNÜNDEYDİ

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına ilişkin AA Finans'ın yayımladığı beklenti anketine katılan ekonomistler, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının (politika faizi) 250 baz puan artırılarak yüzde 37,50'ye çıkartılacağını tahmin etti. Anket sonuçlarına göre, 250 ila 500 baz puanlık bir artırım öngören ekonomistlerin politika faizi beklentileri, yüzde 37,50 ile yüzde 40,00 arasında değişti.

RİSK PRİMİ 33 AYIN EN DÜŞÜK SEVİYESİNDE

Öte yandan Merkez Bankası’nın faiz haftasında Türkiye’nin risk primi 33 ayın en düşük seviyelerine kadar indi. Ekonomi yönetiminin yabancı yatırımcının güvenini kazanmak için attığı adımlar ve enflasyon mücadele CDS’nin gerilemesinde etkili oldu. Ülkelerin CDS’leri yabancı yatırımcılar için büyük bir öneme sahip. Risk primindeki düşüş, yatırımcıların Türkiye ekonomisine olan güvenlerinin yeniden artmasına anlamına geliyor. 

Para Politikası Kurulu açıklamasında şu ifadeler kullanıldı: 

FİYATLANMADA SINIRLI İYİLEŞME

Ekim ayında bir miktar gerileyen manşet enflasyon son Enflasyon Raporu'nda sunulan görünümle uyumlu seyretmektedir. Yurt içi talebin mevcut seviyesi, hizmet fiyatlarındaki katılık ve jeopolitik riskler enflasyon baskılarını canlı tutmaktadır. Öte yandan, yakın döneme ilişkin göstergeler, parasal sıkılaştırmanın finansal koşullara yansımasıyla yurt içi talepteki dengelenmenin başladığına işaret etmektedir.

Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarında sınırlı bir iyileşmenin başladığını da değerlendirmektedir. Dış finansman koşullarındaki iyileşme, rezervlerde süregelen artış, talepteki dengelenmenin cari işlemler hesabına desteği ve Türk lirası varlıklara yurt içi ve yurt dışı talebin artması, döviz kuru istikrarı ve para politikasının etkinliğine güçlü katkıda bulunmaktadır. Bu çerçevede, aylık enflasyonun ana eğiliminde düşüş gözlenmektedir.