MEME KANSERİ RİSK FAKTÖRLERİ VE TANISI

Başak MERAL GÜNDÜZ/Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Feridun Baysal gazetemize Meme kanseri ile ilgili açıklamalarda bulundu.

MEME KANSERİ RİSK FAKTÖRLERİ VE TANISI
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Op.Dr. Baysal,“Öncelikle;Meme kanseri yeteri kadar büyüdüğünde, memede ele gelen bir kitle olarak kendini belli eder. Ancak, memede ele gelen her kitle kanser olmayıp, bunların %85’i iyi huyludur. Bir kitlenin kanser olup olmadığının ayırımını, konu ile ilgili uzman doktor yapabilir.Her ay kendi kendine meme muayenesi yapan, yıllık meme muayenesi için doktoruna giden ve uygun yaş ve risk gruplarında yıllık mamografi kontrolü yaptıran kadınlarda erken meme kanserini yakalamak ve tanı koymak daha kolaydır.”dedi.

Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr.Feridun Baysal ile yaptığımız sohbetin detayları şöyle:

 

 

MEME KANSERİNDE RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR?

Aşağıdaki risk faktörlerinden biri ya da bir kaçı sizde varsa, önerilen muayene ve tetkikleri aksatmayınız derim;

Önemli Riskler:

• 50 yaş ve üzerinde olmak

• Anne, kız kardeş veya halada ,teyzede meme kanseri olması

Diğer Riskler:

• Kansere dönüşebilecek meme hastalığının bulunması

• Hiç doğum yapmamış olmak

• İlk doğumunu 30 yaşından sonra yapmış olmak

• İlk adetini 12 yaşından önce görmüş olmak

• Menopoza 55 yaşından sonra girmek

• Obezite (şişmanlık)

• Geçmişte göğüs bölgesine yüksek doz ışın almış olmak

• Sigara kullanımı

• Sütyen takmak(özellikle geceleri)

• 5 yıldan uzun süren hormon replasman tedavisi (HRT) veya 10 yıldan uzun süre ile doğum kontrol hapı kullanmak

 

MEME HASTALIKLARI TANISINDA KULLANILAN GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ NELERDİR?

 MAMOGRAFİ:

Her kadına, 40 yaşından itibaren her yıl düzenli olarak mamografi yapılması önerilmektedir. Yüksek risk grubundaki kadınlarda mamografi taramaları daha erken yaşta başlayabilir. Mamografi, meme kanseri tespitinde en iyi metod olmakla birlikte, meme yapısına bağlı olarak, var olan bir lezyonu göstermekte yetersiz kaldığı durumlar olabilir. Bu nedenle hastanın kendi muayenesi ve önerilen zamanlarda doktor kontrolü çok önemlidir.

 

MAMOGRAFİNİN BİR ZARARI VAR MIDIR?

Mamografi çekimleri sırasında yüksek kalitede görüntü alabilmek ve uygulanan radyasyon miktarını azaltmak için, meme iki yandan sıkıştırılır. Bazı kadınlar bu sırada ağrı ve rahatsızlık duyabilirler. Mamografinin, adet döneminin bitiminde ve kafein içeren kahve, çay, çikolata gibi gıdalardan bir süre uzak kaldıktan sonra çekilmesi, çekim sırasındaki bu rahatsızlıkları azaltabilir. Memeyi sıkıştırarak çekim yapmak, meme için sakıncalı bir duruma veya meme dokusunda herhangi bir değişikliğe neden olmaz. Ağrı ve rahatsızlık hissi çekim biter bitmez ortadan kalkar. Önerilen aralıklarla yapılan mamografinin meme kanseri riskini artırması söz konusu değildir.

 

MEME ULTRASONOGRAFİSİ:

Meme yapısını, muayenede farkedilen anormal alanları ve varsa kitlenin kistik ya da solid olup olmadığını belirlemek amacıyla kullanılan ve hastaya radyasyon verilmeden uygulanan bir yöntemdir.

Meme Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG):

Memenin yapısı ve varsa lezyonlar hakkında en detaylı bilgiyi sunan görüntüleme yöntemidir. Meme yapısı ileri derecede yoğun olan hastalarda, genç hastalarda, meme protezi olan hastalarda, meme kanser varlığı saptanmış ancak beraberinde başka odakların olup olmadığının araştırılması gereken durumlarda uygulanmaktadır. Radyasyon kullanılmaması ve meme dokusunun sıkıştırılmaması hasta açısından kolaylık sağlamaktadır.

 

Hangi Sıklıkla Meme Muayenesi Olunmalı?

Her ay kendi kendinizi muayene etmeli ve yılda bir kez meme muayenesi için doktorunuza başvurmalısınız.

 

MEMEDE KİTLE SAPTANDIĞINDA NELER YAPILIR?

Memedeki kitlelerin bir kısmı elle hissedildiği halde, bir kısmı sadece görüntüleme yöntemleriyle saptanabilir. Doktorunuz, memedeki bir kitlenin türünü belirlemek amacıyla biyopsi yapılmasına karar verebilir. Biyopsi, şüphe edilen kitleden iğne ile veya cerrahi yöntemle parça alınmasıdır. Alınan parça patoloji bölümünde incelenir ve kitlenin türü belirlenir. Biyopsiler çeşitli yollarla yapılabilir.

Memenizde bir kitlenin saptanması veya cerrahınızın biyopsi kararı vermesi, korkulacak bir durum değildir. Memede saptanan her kitleye, kitle saptandığı anda biyopsi yapılması gerekmeyebilir; muayene ve görüntüleme yöntemleriyle yapılan aralıklı kontrollerle takip edilebilir.

 

KENDİ KENDİNİ MUAYENE

Adet gören kadınlar için kanamanın bitiminden sonraki 5.-10. günler arasında yapılacak muayene, kadına memesi hakkında doğru bilgiler verecek ve onun memesini tanımasını sağlayacaktır. Bu da sonradan gelişebilecek bir değişikliğin zamanında farkedilebilmesini mümkün kılacaktır. Aynı muayene, menopozdaki kadınlar için de her ay kendilerinin seçeceği bir zaman dilimi içinde yapılmalıdır. Bu muayene sanıldığından çok basittir, ancak belirtilere dikkat etmek gerekir. İlk aşamada kadın, ayna karşısında, belden yukarısı çıplak iken, her iki memenin dış görünümünü araştırmalıdır. Bu sayede meme kanserinin dikkat çeken belirtileri gözle görülebilir. Meme başında veya cildinde çekilme, yara açılması, kitle, ciltte nokta şeklinde çöküntüler oluşması (portakal kabuğu görünümü) bu muayenede anlaşılabilir. Belirtiler arasında meme başından kanlı akıntı gelmesi de söz konusudur. Kadının kendi memelerini kontrol etmesi için uygulayacağı ikinci aşama ise, sırt üstü yatmayı gerektirir. Bu pozisyondayken, muayene edilecek meme tarafındaki kol, baş altına konulur. Sağ el ile sol meme, sol el ile de sağ meme dokusu hafifçe göğüs duvarı üstünde bastırılarak muayene edilir. Bu aylık muayenenin başlangıçtaki amacı, kadının memesini tanımasıdır. Bundan

sonraki aşama ise, kişinin tıpkı yüzünde çıkan bir sivilceyi farketmesi gibi, memesindeki herhangi bir farklılığı kavramasıdır. Sözünü ettiğimiz kendi kendine muayene, risk grubuna giren kadınlar için daha da önemlidir.