MEB'in değerler eğitimi 'Çöp'
Son günlerde hem sosyal hem de yerel medyada sıklıkla karşılaştığımız bir haber var.
Konu şu: Elazığ İl Milli Eğitim Müdürlüğü rotasyon adı altında proje okullarındaki öğretmenleri farklı okullara göndermek istiyor.
İlk bakıldığında ve yetkililerle olayın mahiyetini konuştuğumuzda, eğitimin kalitesini yükseltmeye dayalı bir çalışma olarak savunulsa da kazın ayağının hiç de öyle olmadığını yapılan açıklama ve tespitlerden öğrenme imkanı bulduk.
Gerek Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı İbrahim Bahşi gerekse öğretmenleri rotasyona tabi tutulan öğrencilerin saf, temiz ve vicdani açıklamalarından görmüş olduğumuz şu ki rotasyon adı altında keyfi bir uygulama dahası resmen zulüm yapılıyor öğretmenlere.
Eğer bir uygulama ve değişim yapılacaksa bunun kriterleri, puanlamaları ve değişik kategorilerde hesaplanmış parametreleri olur.
Yapılan uygulamalarda tek kriter; okul müdürünün keyfi, hissi ve kafasına göre isim belirleme lüksü ve bundan azami tatmin olma hali…
Mesleğinde ehil, yetkin ve donanımlı olsa da kendisine yalakalık etmeyen ve etrafında dönmeyen öğretmenleri rotasyon listesine koy, etrafında pervane olan ve yanlış yapsa da bunun doğru olduğunu şakşaklayan öğretmenleri okulunda tut. Yapılan aynen bu.
Üstelik gönderilecek ya da gönderilmeyecek öğretmenlerin listelerine bir de siyaset bulaşmasın mı? Koskoca vekiller, şehrin tüm sorunları giderilmiş gibi Whatsapp’tan İl Müdürüne öğretmen ismi yazarak okulda kalması yönünde talepte bulunuyorlar. Milli Eğitim üzerinde vesayet kurmaya çalışan sendikaların talepleri de cabası. Gel de sen bu eğitimden ve öğretimden fayda bekle, başarı bekle ve inançlı nesil yetişmesini bekle.
Öğrencilerin yaptıkları açıklamalar ve kullandıkları pankartlarda dikkatimizi çeken en önemli kelime “adalet”. Evet, her alanda yok olan ve nerede olduğu çok bilinmeyen ve toplumun artık patlama noktasına geldiği adaletsizlik kavramı ne yazık ki okullara kadar girdi. Öğrencilerin dahi ağzında sakız oldu.
Artık öğretmenlerin, hukukun üstünlüğü gibi içi boş bir kelime kullanmasının ve çocuklara “değerler eğitimi” vermesinin hiç bir anlamı ve değeri kalmadı.
En büyük değersizliği, haksızlığı, tarafgirliği ve torpili yapan Milli Eğitimin değerler eğitimi gibi sadece adı olan bir projeyi artık müfredatlarından çıkarması lazım. Zira değerler eğitimi artık çöp. Siz ne yüzle ve nasıl adalet, hakkaniyet, ehliyet, dürüstlük, haklının yanında olma eğitimlerini öğrencilerinize anlatacaksınız. Zeki bir öğrenci sizin bu yaptıklarınızı örnek gösterip “adalet böyle bir şey mi hocam?” derse ne cevap vereceksiniz? Daha doğrusu cevap verebilecek misiniz?
Yapmayın beyler. Son kale aile gitti bari öğrencilerimizin devlete ve hukuka olan inancını da kaybettirecek eylemler yapmayalım.
Yapılan çok zorunlu ve gerekli bir uygulama ise ve mutlaka yapılması gereken bir zorunluluk ise bari bunun kriterlerini ve şartlarını açıklayıp ona göre adım atalım.
Milli Eğitim Müdürlüğünün yaptığı bu yanlış sadece öğretmenlerin değil, öğrencilerin ve tüm toplumun devlete olan güvenini sarsıyor ve devlete yeni muhalifler üretmeden öte bir anlam taşımıyor.
Lütfen bir kez daha gözden geçirin bu kararınızı. Mutlaka uygulayansanız da şartları ve kartları açık oynayın. Kapalı kapılar ardında tayin listeleri yapmayın. Hele hele okullara hiçbir faydası olmayan, makam odası konforunu başarı sayan okul müdürlerinin keyfine hizmet etmeyin.