KÜRSÜBAŞI'NA İHANET Mİ?
Soğuk ve uzun kış gecelerinde insanın içini ısıtmaya, günün yoğunluğu ve yorgunluğunu dindirmeye yönelik olarak her şehir, kendi bünyesinde yüzyıllardan bugüne oluşturduğu kültürel unsurlarını öne çıkarır ve bu geleneği geleceğe taşır.
Bu minvalde Elazığ'da Kürsübaşı geleneği, Şanlıurfa'da Sıra geceleri, Balıkesir'de Barana geceleri gibi daha birçok örneği sıralayabileceğimiz kültürel gelenekler tezahür etmiştir.
Harput Kürsübaşı Geceleri, UNESCO Dünya Kültür Mirası Temsili Listesi’nde de bulunan yöremizin önemli bir değeridir.
Musiki meşki ile birlikte tüm milli ve manevi müktesebatımızı yeni nesillere aktarma zemini ve kültür aktarımını sağlayan söz ve sohbet ortamları olan kürsübaşı geleneğini yaşatmak, ulusal mecrada da yankılanmasını sağlamak her bir kurum kadar her bir Elazığlı olarak bizlerin de görevi.
Son zamanlarda bu anlamlı geleneğimizin şehirde pek yankılanmıyor olması üzerine bir de başka kültürlerin şehir insanına tanıtılıyor olması akıllara “yöresel kalkınmaya taş mı konuluyor?” düşüncelerini getirmiyor değil hatırlara.
Neden bu cümleleri yazdık konu ile ilgili görsel de açıkça görünüyor. Bir müessesemiz önümüzdeki günlerde toplu tören ve eğlence programları yapılan mekânında Urfa Sıra geceleri konseri düzenlediğini, konserle birlikle ikram edilecek mönüyü de yazarak sosyal medyada paylaşmış.
Bu paylaşımdan sonra da birçok hemşerimiz Elazığ’da sıra gecesi yerine kendi Kürsübaşı programlarını neden yapıldığını ifade eden ilgili işletmeye ve bunu kendi sosyal medya hesaplarında paylaşan hemşerilerimize sitemde bulunmuşlar.
Tabi sitem biraz da sevgiden gelir dedik bizler de buradan bazı tespitlerimizi yapmak istedik.
Bir kez müziğin yerelliği kadar evrenselliğine saygı duymak lazım. Her bir Urfalının Urfa müziğinden zevk almaması kadar her Elazığlının da Elâzığ musikisinden zevk almasını bekleyemeyiz.
Müziği bu çerçevede değerlendiğimizde insanların musiki zevkine saygı gösterip çeşitliliğin önemli olduğunu düşünüyoruz.
Bugün Urfa geceleri Elazığ’da icra edilir yarın da Kürsübaşı programı Urfa da yapılır. Musiki arz talep oluşunun yanı sıra biraz da duygudaş olmak hatta hemhal olmaktır.
Hani biz Urfa, Kerkük Harput hattının kardeş türkülerini söylemiyor muyduk hep birlikte. Bu konuda allı şalı programlar icra ederken göğsümüz kabarmıyor muydu? Ne oldu da şimdi Urfa’yı ağyar ilan ettik. Bu toprakların tüm türküleri, Anadolu insanının ve Türk coğrafyasının yanık, hüzünlü ama her halükarda memleket kokan, sıla olup tüten türküleridir ve hepsi de birbirinden özeldir.
Olayın bir başka yönü de ilimizde herhangi bir özel ya da resmi bir müessese kürsübaşı programı icra etti de biz mi gitmedik. Keşke bir özel otel ya da nezih bir lokantamız haftanın bir ya da iki günü Kürsübaşı programı yapsa, halka duyursa, birkaç programda yeterli müşteriyi bulmadığı için hemen pes etmeyip bu konuda samimi ve ısrarcı olsa da şehir halkı da bu güzellikten istifade etse. Gelen misafirlerini bu mekanlarda ağırlasa. Hem yemekler yense hem de Hüseynikten şeher yoluna çıkılarak gönüllere bir patika açılsa…
Özetle diyoruz ki;
Bu şehrin milli, manevi, sosyal ve kültürel değerlerinin şehirde ertelemeden canlandırılması ve yaşatılması hepimiz için önemlidir. Esnafımızın da ticari kaygılarla yenilik ve değişiklik arayışıyla farklı kültürleri sunması, takdire şayandır…