KÜÇÜK ESRA, OKULA GİDİP, ARKADAŞLARIYLA OYNAMAK İSTİYOR

Ali ve Sevda Özcan çiftinin 11 yaşındaki kızları Esra'nın hastalığı 5 yaşında arkadaşlarıyla oynarken düşmesiyle ortaya çıktı

KÜÇÜK ESRA, OKULA GİDİP, ARKADAŞLARIYLA OYNAMAK İSTİYOR
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Ali ve Sevda Özcan çiftinin 11 yaşındaki kızları Esra’nın hastalığı 5 yaşında arkadaşlarıyla oynarken düşmesiyle ortaya çıktı. Esra’nın ağız kısmında bulunan kitlenin kemik arasında patlaması sonucu kitle büyümeye başladı. Ağzın bir tarafında büyük bir et parçası büyümesiyle belirlenen hastalığa 'Dev hücreli granülom' teşhisi konuldu. Ağızda büyüyen kitle nedeniyle diş ve çene yapısı bozulan Esra, her geçen gün görme yetisini de kaybetmeye başladı. Okula gidemediği için Milli Eğitim Bakanlığı’nın uyguladığı evde eğitim sisteminde okula devam eden Esra, sıvı yiyeceklerle beslenerek hayatını sürdürürken, her ay düzenli olarak Ankara’ya giderek yurt dışından tedarik edilen iğnelerle yaşama tutunmaya çalışıyor.

"OYNAMAK, OKULA GİTMEK İSTİYORUM"
Hastalığından dolayı günün büyük bölümünü evde kardeşleriyle geçiren Esra, “Kardeşlerimle oynuyorum sonra biraz ders çalışıyorum. Anneme yardım ediyorum ve öğretmenim geldiğimde ders yapıyorum. Ben de arkadaşlarımla oynamak ve okula gitmek istiyorum” dedi.
 

Kızının dünyaya geldiğinde hiçbir şeyi olmadığını belirten Anne Sevda Özcan, “5 yaşlarında arkadaşlarıyla dışarıda oynarken ayağı takılıyor, düşüyor. Düştükten sonra bu kitle kemik arasından patlama yapıyor. Elazığ'da hastaneye getirdik çözüm bulunamadı Ankara’ya sevk ettirdik. Orada kızımın hastalığına ‘Dev hücreli granülom’ teşhisi konuldu” diye konuştu.

"GÖZÜNDE GÖRME KAYBI DA OLUŞTU"
Kızının tedavisinin 18 yaşına kadar devam edeceğini ifade eden Anne Özcan, “Bu süre zarfında iyi mi olur daha kötüye mi gider onu bilemiyoruz. Artık doktorlar da bir şey yapamayacak derecede. Çünkü ameliyata girdiği zaman kanama riskinden korktukları için onlar da 18 yaşına kadar böyle devam etsin dediler. Kitle kemikleşsin diye uğraşıyorlar” ifadelerini kullandı. 
 

Hastalığın ortaya çıktığı dönemlerde kızının hiç nefes alamadığını anlatan Özcan, ”Artık yatamıyordu. Bir şey olmasın diye 2,3 tane yastık koyuyordum. Ölür korkusuyla sabahlara kadar başında bekledim. Gün oldu bir şey olacak diye kucağıma aldım. Yatıyordu ve sabahları kalkıyor ağzı yüzü hep kan içinde. Bu da bize anne baba olarak bayağı bir ağır geliyor. Allah kimseyi evladıyla imtihan etmesin. Kitle artık göze de vurmuş, alttan üste doğru baskı yapıyor. Göz yuvasından çıkmış. Yukarı doğru bayağı bir kayma var. Gözde bozukluk, renkleri ayırt edememe ve 2 metreye kadar görememe var. Yarım saat ders yapamıyor” dedi.

"YURT DIŞINDAN GELEN İLAÇLARI KULLANIYOR"
Kızının ilaçlarının yurt dışından geldiği aktaran anne Özcan, “İlaçları almak bize ağır geliyordu, bunu da devlet üstlendi ve onlar karşılıyor. Maddi yönden biz zaten yetişemiyoruz. Durumumuz iyi olmadığı için eşim Ordu’ya gitti. İşi yoktu bir arkadaşı sayesinde iş buldu. Evladım için duyarlı bir insan çıkar da elimizden tutarsa iyi olur. Biz zaten her gün ölüyoruz. Evladı olan herkes anlar. Çocuğum için elinden ne geliyorsa ne yapabiliyorsa yardım etsin. Tedavi edebilecek doktor gören bilen, duyan olursa Allah rızası için kızıma yardım etsin” şeklinde konuştu.