Kripto İmamoğlucular

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na geçtiğimiz yıl İstanbul'un fethinin 567. yıldönümünde Fatih Sultan Mehmet Türbesi’ni ziyareti sırasında yürürken ellerini arkasına bağlayarak saygısızlık yaptığı gerekçesi ile inceleme açılmış.

Olay bir vatandaşın CİMER’e şikâyeti ile başlıyor. Oradan rutin bir işlemle Cumhuriyet Savcılığı’na gidiyor. Savcılık, İçişleri Bakanlığı’na gönderiyor. Bakanlık, rutin incelemeye alıyor. Müfettişler, İmamoğlu’nun savunmasını alıyor.

Konu ne. Elleri arkada duran bir resim. Bunun üzerinden yürütülen şikayet ve soruşturma silsilesinde hiçbir yetkili “nedir bu absürt soruşturma” deme ferasetini ve yürekliliğini göstermiyor. “Bunun için soruşturma mı açılır, kamunun başka işi mi yok” demiyor.

Demiyor da ne oluyor? İmamoğlu için bulunmaz bir mağduriyet fırsatı. Zaten vatandaşa yapacağı yardıma da engel olmuştu ya hükümet, bu da işin ballı kaymağı oldu.
Neye yanıyoruz ve neye hayıflanıyoruz biliyor musunuz? İstisnalar hariç ama Ak Partinin atadığı birçok etkili ve yetkili makam sahibi insanlar, kendileri, bu makama layık yeterli donanım ve liyakata sahip olmadıklarını çok iyi bildikleri ve üzengi öperek o makamlara atandıkları için sadece kendilerini o göreve getiren  siyasilere karşı sorumlu hissediyorlar.

Son günlerde Gaziantep’te ve daha birçok şehirde yaşanan olaylar ve İmamoğlu vakası da bunu gösteriyor.

Yetkililer, attıkları adımın kamu vicdanındaki yansıması, doğruluğu ve adaletli oluşunu bir kenara bırakıp üstlerinden taltif, terfi ve övgü beklemenin derdine düşünce işte böyle garabet vakalar yaşanıyor ve günün sonunda kabak Ak Parti’ye patlıyor.

Ve bu güruh bizce Ak Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a en büyük haksızlık ve yanlışlığı yapıyor. Ve yine maalesef ki, bu güruh her dönem ve şartta peynir gemisini yürütüyor, revaçta olmaya devam ediyor. 

“Akılsız dostun olacağına akıllı düşmanın olsun” dedikleri için bir kez de ataların önünde saygı ile eğiliyoruz.