KORONA İLE GELEN KARDEŞLİK
Aylardır dünya sahnelerinin başrolünde yer alan; haftalardır da ülkemiz gündemini meşgul eden koronavirus, toplumsal açıdan yarattığı olumsuzluklar ile anılıyor.
‘Her şerde bir hayır muhakkak ki vardır’ hadisinin tecellisiymiş gibi son günlerde toplumsal kenetlenme işlevi gören virüs salgınına yeni bir bakış kazandıralım istiyoruz bizler de. Bilindiği gibi hükümetler kurulur ve her dönemin muhalefet partileri, iş adamları, yazarları, çizerleri, tv kanalları vardır. Doğal olarak muhalif görüşte olmanın getirdiği dürtülerden midir bilinmez ama iktidarın yapıp ettikleri her ne olursa olsun karşı durulan tavır takınılır.
Yakın zamanlarda iktidarın İstanbul’da gerçekleştirmeyi düşündüğü KanaiIstanbul projesini hatırlayalım. İktidar kanadı projenin toplum için elzem ve gerekliliği ile ilgili kamuoyu çalışmaları yaparken muhalif cenah bu projenin gereksiz hatta İstanbul'a yapılabilecek en büyük olumsuzluk olarak lanse ediyordu. Geçmiş zamanlarda yine İstanbul’a yapılan 3. Hava limanı hem yapılmış olması hem aldığı isimle muhalefetin karşıt tavırlarını biliyoruz. Bununla mı kalıyordu muhalefet elbette ki hayır!.. Marmaray da aynı karşı geliş ve muhalif duruşla sorun olmuştu. Tıpkı, yerli otomobilimiz, yerli ve milli savunma sanayimiz ve askeri donanmamız gibi…
Yeter ki iktidar millet için bir şey yapmaya kalksın… Artısına eksisine, getirisine götürüsüne bakılmaksızın mübarekler hep karşısında hazır ve nazır hazır kıta muhalif cephe oluştururdu.
Tabi bu yalnızca mevcut dönem iktidarımıza hususi bir duruş değil. Ülkemizin gelmiş geçmiş tüm iktidar kanadının muhalif düşünceliler karşısında yaşadıkları hep benzer olaylardı.
Şimdilerde hükümetimizin özveriyle ve titizlikle yürüttüğü bir virüs salgınına karşı mücadele var. Salgının yayılmaması, insan sağlığının emniyeti açısından iktidar tarafından alınan kararlar var. Ve muhalefet bu kez tabularını yıkmışçasına hükümetle aynı ya da benzer fikirde. Kamuoyu paylaşımları aynı minvalde. Muazzam bir birliktelik söz konusu.
Ortak tutumun sonuçları arasında en çok dikkat çeken unsur ise milletimizde tezahür eden makul, mantıklı ve karşıdakini de anlamaya çalışan kümülatif tutum...
Bilhassa basın camiasının ortak söylemler geliştirmesi, insanları bilinçlendirme çabaları takdire şayan duruyor. Artık muhalif olanların hedefinde sırf iktidar olduğu için ne Sağlık Bakanı'na ne Milli Eğitim Bakanı'na ne ötekine ne berikine fütursuz bir söylem ve karalama yok!.. Meğer ne de önemli bir tavırmış bu değil mi? Güzelim ülkemiz nasıl da hasret kalmış bu manzaraya şöyle bir bakar mısınız!
Uyum içerisinde sürdürülen bu tutum bir senfoni orkestrasının yansıması gibi muhteşem bir keyif, mutluluk ve ruhsal senkronizasyon dokuyor adeta ülkemizdeki her bir vatandaşımıza.
Akif boşuna mı demişti;
"Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;
Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez."
Demek ki koronavirüs salgını sen nelere kadirmişsin. Bugün ülkemdeki uyumun başkahramanı oldun! Bu güzel tablonun salgından tamamen kurtulduğumuz zamanlarda da devam etmesini diliyoruz. Çünkü milletleri bir araya getiren ortak şuur yalnızca olumsuzluklar yaşandığında değil ülkemizi kaldıracak her türlü projede de kendini göstermelidir. Bunun zarureti ise milletin bekasından gelmektedir.
