Konser-Köpek Polemiği

Alın size bir köpek kavgası daha. Köpekten önce Çeşme Belediye Başkanı Denizli’nin ülkemizde sanatçı kalmamış gibi neden Yunan bir sanatçıyı belediye olarak konser verdirdiği sorgulanmalı. Çeşme’nin Yunanistan’a yakın olması ve bu bölgede Yunan şarkıcılarının da çokça dinlenilmesi belki bunun gerekçesi olabilir ama resmi bir kurum olarak sizin Yunan bir şarkıcıya para vererek konser verdirmeniz çok yanlış.

İkincisi, madem siz Yunan bir sanatçı getirtecektiniz bari buna karar verirken ülkemizin değerlerine saygı duyan birini tercih etseydiniz.

Siz, Türk düşmanlığı çok belli olan bir sanatçıyla anlaşıyorsunuz, sahneye çıkmadan önce de alanda Türk bayrağı ve Atatürk resmini görünce “bunları kaldırmazsanız konsere çıkmam” diyerek olay çıkartan bir sanatçıyı bu kez kovacaksınız.

Sanatçıyı zaten siz baş tacı ederek konser vermek için sahnenin önüne kadar getirmişsiniz zaten.

Böylesine riskli ve tehlikeli bir adımı attıktan sonra kovsanız ne kovmasanız ne?

Olayın köpekli polemiği de çok ilginç. Sanayi ve Teknoloji eski Bakanı Mustafa Varank’ın bu yanlışı; "Makamınıza oturttuğunuz köpeğe sorarsanız bağış gecesine Yunan sanatçı çıkarılmaması gerektiğini söylerdi" tepkisine Başkan Lal Denizli’nin "Köpeğim konuşmuyor malum fakat sadece hareketleriyle bile sizden daha mantıklı davranışlara sahip" karşılığını vermesi ise evlere şenlik bir cevap olmuş.

Tamam, biz olaya tarafsız yaklaşalım ve şu soruyu soralım. Eğer siz bir yanlışınızdan dolayı konsere davet ettiğiniz sanatçıyı kovmak zorunda kalmışsanız demek ki burada sizden kaynaklı  bir sorun var.

Öyle köpeği de bu olaya dahil edip onun akıllı olduğunu ifade ederek olayın içinden sıyrılamazsınız.

Bakan Varank’ın tespiti doğru ancak eksik. “Sizdeki bu Yunan sevgisi nereden geliyor?” diye bir soru daha sormalıydı Lal Başkana…