KÖK HÜCRE BAĞIŞI, EN AZ KAN BAĞIŞI KADAR HAYATİ ÖNEME SAHİP
Nisa Yılmaz/ Kızılay Elazığ Şube Başkanı Rahman Kızılkaya, kan rezervlerindeki hedefler, kök hücre bağışının önemi hakkında Hakimiyet Gazetesi'ne açıklamada bulundu.
ELAZIĞ’DAKİ KAN BAĞIŞI MİKTARI BELİRLENEN HEDEFİN ÜZERİNDE
Elazığ’daki kan bağışında hedeflenen rakamın çok üzerine çıkıldığını kaydeden Kızılkaya şöyle devam etti: Türk Kızılay’ının 2019 yılı için Elazığ’da belirlemiş olduğu kan hedefi 22 bin 500 ünite. Şuana kadar yapılan kan bağışları yüzde 114 seviyesinde. Yani Elazığ’daki kan bağışı, belirlenen hedefin de ilerisinde. Fakat Türkiye geneli için aynı hedef başarısı geçerli değil. Türkiye’nin yılda yaklaşık 3 milyon ünite ihtiyacı var. Bu oran yıl sonunda yüzde 90-95 olarak gerçekleştiriliyor. Bu 3 milyon ünite kan, her 7 saniyede, bir insanın kan ihtiyacı olduğunu gösteriyor. Bu anlamda çok önemli bir ihtiyaç. Kan bağışı, hayati bir bağış. Elbette tüm bağışlar kıymetli ama kan çok daha önemlidir hayati öneme sahip.”
KIZILAY ELAZIĞ KAN MERKEZİ, TUNCELİ’DEKİ HASTALARA DA ULAŞIYOR
Kızılkaya, Elazığ Kan Merkezinin Tunceli’deki kamu hastaneleriyle hastalara ulaştığını söyleyerek; “Elazığ’daki vatandaşlarımızın kan bağışı oranı, orta düzeyde. Bunu çok daha iyi noktalara taşımak için bizlerin de bazı çalışma ilkeleri ve projeler var. Bu projeler, inşallah zamanı geldiğinde kamuoyunun da desteğini alarak hayata geçireceğimiz projelerdir. Vatandaşlarımızı bu anlamda çok daha iyi bilgilendirmek lazım. Kızılay Elazığ Kan Merkezi, Tunceli’deki devlet ve üniversite hastanelerinde tüm hastaların da kan ihtiyacını sağlıyor. Sağlamaya da devam edecek.
Türk Kızılay’ı haricinde hiçbir kuruluş kan temini yapma hakkında sahip değildir. Bu anlamda 2019’dan sonra hedefler yerini bulur ise hastaneler de artık hazır kan teminini yapamayacak ve tamamen Kızılay üstlenmiş olacak” dedi.
KÖK HÜCRE BAĞIŞI, EN AZ KAN BAĞIŞI KADAR ÖNEMLİ
Kök hücre bağışının kan bağışı kadar kıymetli olduğunu ifade eden Kızılkaya, uygun donörün bulunması için çok sayıda bağışçıya ihtiyaç duyulduğunu şöyle dile getiriyor: “Kök hücre bağışı da en az kan bağışı kadar önemli fakat insanlar bu konuda daha az bilgiye sahip. Kök hücre nakli konusunda insanlar daha çok bilinçlendirilmeli. Kök hücre, bir kan bağışı gibi hızlı gerçekleşmiyor, daha uzun ve aşmalı bir süreci kapsıyor. Kök hücrenin uyumu da binde 1 bağışçıdan uygun donör bulmak mümkün oluyor. Kök hücre, gönüllük esas alan bir bağış türü olsa da uygun olabildiği takdirde bağış sağlanmış oluyor. Uygunluğu tespit edilen bağışçı ile iletişime geçilerek tekrar kan alınıyor ve belli aşamalardan geçerek testler yapılıyor. Ardından da hastaya nakil işlemleri başlatılıyor”
KÖK HÜCREDE TEDAVİ AŞAMASINI SAĞLIK BAKANLIĞI YÜRÜTÜYOR
Kızılkaya; “Elazığ’da kök hücre için verilen bağış sayısı bin 587. Bu bin 587 bağışçı içerisinden ancak 5 tane uygun donör bulunabiliyor. Bu anlamda kök hücre bağışı için daha çok gönüllüye ihtiyacımız var. Kök hücre nakilleri Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülüyor ve temini Türk Kızılay’ı tarafından yapılıyor. Kök hücre bağışının ardından hasta ve bağışçı arasındaki ilişkiyi ve tedavi sürecini Sağlık Bakanlığı yürütüyor. Bunu da çok titiz ve sıkı bir şekilde yürütüyor. Hiçbir şekilde bağışçı ve hasta arasında görüşme olmuyor ve bilgilerine ulaşamıyor. Bunun sebebi; çıkar gözetiminin önüne geçebilmek adına tedavinin sağlıklı bir şekilde yürüyebilmesi için 2 yıl boyunca bağışçı ve hasta tanışmıyor. Bağışçı ve hasta arasında bu 2 yıllık süreçte sadece mektuplaşamaya izin veriliyor. Hasta ve bağışçının kabul etmesi üzerine 2 yılın sonunda yüz yüze görüşebiliyor” şeklinde konuştu.
KAN BAĞIŞI, HASTALIĞA VEYA KAN GRUBU DEĞİŞİMİNE NEDEN OLMAZ
Kan bağışı ve Kızılay hakkında medyada yanlış ve eksik bilgilerin yer aldığını söyleyen Kızılkaya; “Sağlıklı olan her birey, 18 ile 65 yaş arasında kan verebiliyor. Kan vermek kilo alımına ya da kaybına neden olmaz. İnsanlar kan grubunun değiştiğini ya da değişebileceğini düşünüyor. Kan grubunun değişmesi gibi bir durum mümkün değil. Testlerde yapılan yanlışlıklardan dolayı insanlarda bu algı oluşuyor. Bazı gruplar tüm kan gruplarından alır ama veremez, bazı kan grupları da alır ama veremez gibi oldukça yanlış bir bilgi de söz konusu. Her kan grubu, kendi kan grubuna kan verebildiği gibi kan da alabilir. Türkiye’deki en yaygın kan grubu, A Rh (+) kan grubu iken en nadir bulunanı da AB Rh (-) kan grubu. Bu kıymetli kan gruplarına sahip olan vatandaşların özellikle kan bağışı yapmaları önem taşıyor. Sağlıklı bir erkek bağışçının 3 ayda bir olmak üzere yılda toplam 4 defa kan vermesi gerekiyor. Sağlıklı bir kadın bağışçı ise 4 ayda bir olmak üzere yılda 3 defa kan bağışı yapabilir. Her bireyin yılda 1 kez kan vermesi gerekiyor sağlık açısından. Kan veren hastanın hücreleri yenileniyor ve bağışçı kendisini daha zinde hissediyor. Verilen her bir ünite kan 3 kişiye hayat oluyor. Ben Türk Kızılay’ı Elazığ Şubesi adına, bağışçılarımızın verdiği kanla hayat bulan tüm hastalarımız adına tüm bağışçılarımıza sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
ELAZIĞ’DAKİ BELLİ NOKTALARA KAN ALIM MERKEZLERİ KURMAYI DÜŞÜNÜYORUZ
Son olarak kan bağışını etkileyen faktörlere değinen Kızılkaya şunları söyledi: “Elazığ’da belli noktalarda kan alım merkezleri oluşturmayı düşünüyoruz. Bu planlamamız bittikten sonra da ilgili kurumlardan müsaade alacağız. İzinler sağlanırsa Elazığ’daki vatandaşlarımız rahatlıkla ulaşabilecek ve göz önünde olacağız. Yapılan anketlere göre kendi kararı ile kan bağışına giden kişi sayısı yüzde 2-3 oranında. Ama ilgili kuruluşu, kuruluşa ait bir materyali, broşürü ya da afişi gören kişilerin yaptığı bağış yüzde 70 ve 80’lere ulaşıyor. Bu doğrultuda amacımız vatandaşın gözü önünde olmak.”