Kızılay Güven Kaybetti

Kızılay'ın AHBAP Derneği'ne çadır ve gıda ürünleri satması ile ilgili tartışmalar devam ederken Haluk Levent, Kızılay'dan konserve gıda satın alımı yaptıklarını da açıkladı. 

Kızılay Güven Kaybetti
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Kızılay Başkanı Kerem Kınık ise tepkilerin ardından bir açıklama yaparak, "Kızılay Lojistik bu hizmetleri uzmanlaşmış bir şirket olarak gerçekleştirmekte ve sektöre değer katarken Kızılay Cemiyetine de gelir üretmektedir. Kesinlikle Kızılay'a teslim edilen bağışlar satılmamaktadır." dedi.

Bu olayla birlikte bizlerin yıllardan beri bu köşelerde dile getirdiğimiz gerçekler bir kez daha vuku buldu. Neydi yıllardan beri savunduğunuz görüş: Ak Parti döneminde işler ve görevler ehline verilmediği gibi az feraset, yöneticilik kabiliyeti olmayan  ve olayın önünü-sonunu görmeyen isimlere veriliyor.

Kızılay elbette bir kamu kurumu değil. Kamu yararına çalışan bir dernek. Lakin hükümetin onay ve icazetini almayan birisinin o makama oturması mümkün mü? Elbette  değil.

Ülkemizin  11 ilinde asrın felaketi denen bir deprem olmuş. 50 bine yakın insanımızı kaybetmişiz. Mevsimsel şartlar gereği en büyük eksiklik çadır olacak ve Kızılay afetzedelere verilmek üzere stoklarında bulunan 2050 çadırı Ahbap yardım kuruluşuna para ile satacak.

Kızılay yetkilileri kendilerine para karşılığı ulaşan bir talebe ancak iki şekilde karşılık verebilirlerdi:

 Ya “biz bu çadırları afetzedelere ulaştırmakla görevli bir kurumuz ve bunları ancak onlara verebilir” diyerek talebi reddedecekti. Ya da “sizlere bu çadırları ücretsiz olarak hemen veriyoruz” diyerek hem kurumun hem de günün ihtiyacına binaen ücretsiz vereceklerdi.

Üçüncü bir seçenek yoktu ve ne yazık ki Kızılay hangi düşünce, hangi iz’an, hangi mantıkla bilinmez ama kendince üçüncü yolu buldu ve çadırları sattı.
Bunun gerekçesini de bizim lojistik destek sağlayan şirketimiz var, bu şirket karını Kızılay’a bağışlıyor gibi kimseyi tatmin etmeyen bir sebebe bağlamak çok doğru olmadı.

Peki, bu olay Kızılay’a ve hükümete neye patladı? Birincisi bundan böyle Kızılay hem bağış hem de yardımlar konusunda eskisi kadar güven veren bir kurum olmayacak. İkincisi bu olay hükümete de mal edileceği için iktidar ciddi bir zarar görecek. Üçüncüsü bunun bedeli uzun vadede Kızılay’ın itibar kaybına sebep olacak ve halkımızın yardımlaşma duygusunda bir güven zedelenmesi yaşanacak. 

Tüm bunlar ufuksuz, vizyonsuz  ve yöneticilik kabiliyeti olmayan  isimlerin iş başına, makamlara ve tepe noktalara oturtulması. Böylesi bir hata, gaflet ve ihanet affedilmemeli. Kızılay, asla ve asla ticari faaliyetlerde bulunmamalı, böyle bir faaliyeti olan şirketi asla olmamalı. Kızılay’ın ticari şirketlerden gelen gelire ihtiyacı mı var?  

Halkımız her fırsatta bu güzide kurumun çağrılarına duyarsız kalmayıp bağışlarda bulunmuyor muydu?  Bu olayla birlikte ne oldu?

 Kızılay üç kuruş kar elde edeyim diye elindeki en önemli kazanımı kaybetti.  Evet Kızılay, “Güven”i kaybetti.  Yazık ama çok yazık. Bir tarafta halkının sorunlarını gidermek için gecesini gündüzüne katan, depremde Adıyaman’a bir gün geç gittiği için helallik  isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğer tarafta böylesine bir hata ve sorumsuzluğa kapı aralayan bazı kadük yöneticiler.