KIYASA BAK!

KIYASA BAK!
TAKİP ET Google News ile Takip Et

  Depreme karşı alınabilecek önlemlerin ve depremlerin zararlarının en aza indirilmesi için gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis araştırması Komisyonu toplanmış̧. İzmir depremi sonrası Türk Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, milletvekillerine bir sunum yapmış̧ ve  “Elazığ̆ depremine göre İzmir’de daha iyiydik, yerel yönetim, İzmir halkının anlayışı, ilerleyen afet yönetimi gördük, ümit vericiydi” aktarımında bulunmuş̧. Tabi  bu sözler bizlere pek ümit olamadı Sayın Kınık!..

Depremin bir yaşam döngüsü̈ olduğu ve afet öncesi yapılan hazırlık veya alınan tedbirler ile afet anı ve  sonrasındaki süreçlerin  toplamı yaşanılan krizin değerlendirilmesinde  etkilidir. Kınık'ın bu sözlerinin de genel değerlendirmeyi kapsadığını düşünüyor,  Elazığ'a karşı kötü bir niyetinin olmadığını da biliyoruz. Fakat bu sözler  yaralarımızı azdırmadı değil!..

Şehrimizdeki gerek eski yapılaşma, gerek  afetin yaşandığı mevsim, gerek coğrafi konumumuz, gerek elinde kırbaçlı haber sunan güzide basınımız,  gerek idari ve siyasi yapımız ile özellikle de komsu olduğumuz illerden yasadığımız krizi şahsi fırsata çevirmeyi planlayarak  araya sızanların akınları bizde ki afet sürecini islendirmiş ve puslandırmış̧ görünüyor. Fakat bunun faturası Elazığ̆ halkına kesilemez!.. Hâlâ konteyner kentlerde yaşayan insanımızın çilesi durmaksızın devam ediyor!

Ülkemiz dört bir bucağı ile  doğal afet üssü̈ olmasına rağmen kriz yönetiminde olmamız gereken safhada değiliz maalesef ki. Yasal zevâtlarımızın mağdurları olarak ikinci kara kışa giriyoruz biz Elazığlılar...

Elbetteki afet yalnızca devletin sorumluluğunda değildir, vatandaşın üzerine düşen sorumlulukları hakkıyla yerine getirmesi gereken bir süreçtir. Ancak devletin sosyal ülküsü, insanını yaşatma vaatleri ile kriz sonrası tutumları arasında tutarsızlık olunca, hele de kurumların prosedür engelleri bitip tükenmeyince; tükenen sabır,sebat, ümit ve insanlık oluyor!

Şehrimiz kültür ve medeniyetiyle, hoşgörüsü ve mütevaziliğiyle, misafirperverliği ve makuliyetiyle yetiştirdiği bilim insanlarıyla her türlü̈ övgüye ve hizmete mazhar olan güzeller güzeli bir kent.

Keşke Kınık değerlendirmelerinde bulunurken yaraya tuz olacak sözler sarfetmeyeydi! Çünkü ne Elazığ ne de Elazığ'lı kıyas kaldırmayacak kadar hassas bir dönemin  içerisine boğulalı ikinci kışta. Bu tarz kıyaslar herkes için üzücü̈ ve kırıcı. Bir değerlendirme yapılırken samimi ve olayın kimleri sevindirip kimleri üzeceğini iyi düşünüp taşınıp söyleyin olur mu Sayın Kınık?