Kibir Polemiği
Bir siyasi liderin teşkilatlara yönelik konuşmasından o yapıda bulunan hastalıkları ve olumsuzlukları görmek pekâlâ mümkün.
Lider neyi tavsiye ediyor ve neden kaçınılması gerektiğini söylüyorsa, o yapıdaki zafiyetleri ve artık çuvala sığmaz hale gelen eksiklikleri ifade ediyor demektir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, AK Parti Erzurum İl Danışma Toplantısı'ndaki konuşmasında; "Kibir, büyüklenme, böbürlenme, vatandaşlarla arasına aşılmaz duvarlar örme bize asla yakışmaz" deme zorunda kalmışsa demek ki bu konuda çok ciddi sorun yaşıyor demektir.
Peki, şu tespitlere ne demeli: "İl ve ilçe teşkilatlarını ziyaret ettikçe, teşkilat mensuplarıyla bir araya geldikçe şu hakikate tekrar tekrar şahit oluyoruz. AK Parti'nin ülkemizin son 20 yılına damga vuran siyasi başarısında en büyük pay sahibi, bu davaya gönül veren, karşılığını sadece Allah'tan bekleyerek gece gündüz demeden çalışan AK Parti'nin neferleridir. Kimi zaman ailesinden, kimi zaman işinden, iş yerinden, kimi zaman da sağlığından fedakarlık ederek aşkla, şevkle davamıza hizmet edenler AK Parti'nin gizli neferleridir. Bu mücadeleyi girdiği her seçimde zafere taşıyan da bu günlere getiren de işte bu isimsiz kahramanların, çabası, gayreti özverisidir. O gizli kahramanların hakkını ne yapsak ödeyemeyeceğimizi de gayet iyi biliyoruz. Rabb'im onlardan razı olsun, emeklerini zayi etmesin."
Bu cümlenin açılımı nedir. Ak Parti bugüne kadar tüm zaferlerini, hiçbir beklentisi olmayan ve karşılığını Allahtan bekleyen isimsiz kahramanların samimi gayretleri ile elde etti. O saf, temiz ve isimsiz kahramanlar çalıştı ve seçimlerde zafer elde edildi. Her seçim zaferinden sonra saf ve temiz dava adamlarının omzuna basarak yükselen bazı siyasetçi, bürokrat, iş insanı ve particiliği zenginleşme ve rant aracı olarak gören bazı haramzadeler ihale aldı, arazi kapattı, belediyelerden nemalandı, TOKİ’den kaptı ve saygın insan oldu.
Sonuç:
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasında zikrettiği saf ve temiz insanlardan yine samimiyet, yine çalışkanlık ve yine adanmışlık bekleniyor. Hem de karşılık beklemeden. Çünkü karşılığın gideceği yerler belli. O alanda bu dava adamlarına yer yok. Orada zengin edilmişler ve zengin olma kuyruğunda ve murad alma hedefinde olanlar var.
Cumhurbaşkanı çok güzel fotoğraf çekmiş ama partinin rotası ve yönü hala dava adamı yerine tava adamlarından yana. Ama nereye kadar. Ak parti yarın iktidardan düştüğünde bugün ön safta olan, dar pantolon ve ceket giyen, saçları jöleli ve son model arabalı sonradan görme kişiler, yeni gücün yanında yer alacak ve “aslında ben de solcuyum” ya da “ben de Akşener’i eskiden beri takdir ediyorum” deme uyanıklığını gösterecekler.
Ak Parti yine bugün beğenilmeyen ve kapıdan içeri sokulmayan taşra mahallelerinde ikamet eden gariban ve hesabı olmayan hasbi adamlara kalacak.
En son resmi yine Cumhurbaşkanı Erdoğan çekti ve Erzurum’da "Davamızda karamsarlığa yer yok" dedi ya.. bu da işte o övgüyle söz ettiği samimi insanların, kendileri adına olmasa da Ak parti adına ciddi endişe ve karamsarlık içinde olduğunun itirafı gibiydi. Karamsarlığın ve kara bulutların dağılması için tek şart var. Dürüstlük, dürüstlük, dürüstlük…