KAYBETTİRMEYE Mİ GELİYOR?

ESKİ BAŞBAKANLARDAN AHMET DAVUTOĞLU, ALİ BABACAN'DAN ATAK DAVRANARAK PARTİSİNİ KURDU. YENİ ŞEYLER SÖYLEMEYE GELEN DAVUTOĞLU'NUN PARTİSİNİN ADI İSE GELECEK PARTİSİ OLDU. 'GELECEK' İSMİNİN FETÖ YAPILANMASINA BİR MESAJ NİTELİĞİ TAŞIDIĞI İDDİA EDİLDİ.

KAYBETTİRMEYE Mİ GELİYOR?
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Başta Suriye krizi olmak üzere FETÖ örgütünün üst düzet subayların yönlendirmeleriyle düşürülen Rus uçağı için “vur emrini ben verdim” diyerek dış politikadaki tüm başarısızlıkların kahramanı olduğu  iddia edilen  eski Başbakanlardan Ahmet Davutoğlu'nun kurucuları arasında yer aldığı yeni parti Ankara'da kuruldu.

 

BİZİM BİR GELECEĞİMİZ VAR

Ahmet Davutoğlu, Ankara Bilkent Otel'de kurucular kurulu üyeleri ile birlikte basına açık yaptığı toplantıda partisinin ismini 'Gelecek' olarak açıkladı. "Bizim bir Geleceğimiz var" sloganıyla partisini tanıtan Davutoğlu, "Her türlü vesayetten arındırılmış demokratik bir Parlamenter Sistemi savunuyoruz" dedi. Partinin sloganı olan “Bizim bir geleceğimiz var” cümlesinin FETÖ’cü yapıya ve Pensilvanya’ya bir mesaj olarak algılandığı iddia edildi.

 

“GELECEK” ARTIK RESMİYETE BİNDİ

AK Parti'den istifa eden Ahmet Davutoğlu'nun kuracağı yeni parti için İçişleri Bakanlığı'na başvuru yapılmıştı. Ankara Bilkent Otel'de basına açık toplantıda açıklamalarda bulunan Davutoğlu, partisini resmen de ilan etmiş oldu.

 

"YENİ ŞEYLER SÖYLEMEYE GELİYORUZ"

"İlk adımını samimiyetle attığımız bu yürüyüşün halkımız, ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum" diyen Davutoğlu, "Korku atmosferine rağmen cesaretle omuz omuza vererek Cumhuriyetimizin 100. yılına hazırlandığımız bu dönemde bir araya geldik. 70 yıllık demokrasi tarihimizin sancıları içinden geçmiş 3 nesil olarak buradayız. Geçmişe ağıt yakmaya değil ortak gelecek inşa etmeye geliyoruz. Yeni şeyler söylemeye geliyoruz. Surat asmaya değil tebessüm etmeye geliyoruz. Gün, bizi ayrıştıran politikaları değil, bizi birleştiren ilkeleri konuşma günüdür" dedi.

Davutoğlu’nun bu sözleri kendisinin geçmişte icranın başında olan birinci yetkili bir isim olduğunu ve o dönemde söylediği “komşularla sıfır sorun” söyleminin Türkiye için ilk olduğunu ama gelinen noktada en büyük sorun teşkil eden problemin de kendi mimarı olduğu dış politika olduğu ifade edildi.

 

KURUCULAR KURULUNDA İLGİNÇ İSİMLER

150 kişinin yer aldığı Kurucular Kurulu'nda Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) eski Başkanı Yusuf Ziya Özcan, eski AK Parti milletvekilleri Ayhan Sefer Üstün, Selçuk Özdağ, Karar Gazetesi eski yazarı ve Mavi Marmara yolcularından her döneme muhalif olan Hakan Albayrak, Belediye Başkanı Halil Kulak, 2012 yılında resmen boşandıkları halde 15 temmuz şehidi Erol Olçok’un soy ismini hukuksuz olarak kullanmaya devam eden Nihal Olçok, Bayram Zilan, İl Emniyet eski Müdürü Mevlüt Demir, bir dönem Başbakanlık başdanışmanlığı da yapmış olan ve açılım sürecinin başkahramanı Zaman Gazatesi eski yazarlarından  Etyen Mahçupyan gibi çeşitli alanlarda tanınmış simalar yer aldı.

 

ELAZIĞ’DAN KİMLER KURUCU

Davutoğlu’nun partisinde kurucular kurulunda Elazığ'dan 2 isim yer alırken 7 Haziran seçimlerinde dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun eşi Sare Davutoğlu kontenjanından Elazığ milletvekili seçilen ve 1 Kasıma kadar kısa dönem meclis görevi yapan Prof. Dr. Serpil Bulut da bulunuyor.

Diğer iki isim ise Elazığ eski Baro Başkanlarından Av. Adnan Demir ile Yavuz Mermerci.

 

BASINDA TEKELLEŞME ZİHNİ DARALMADIR

Parti tüzüğünde basında tekelleşmeye özel bir bölüm açılarak; Temel ilkemiz, geleneğe bağlı özgürlükçülüktür. Basında tekelleşmeye yönelmek Türkiye'nin zihni kapasitesini daraltmaktadır. Gazetecilerin keyfi yargılamalara maruz kalmadığı bir düzeni inşa edeceğiz.” İfadesine yer verildi.

 

LAİK VE ÇOĞULCU DİN ANLAYIŞI

Parti tüzüğünde din ile ilgili de şu görüşlere yer verildi: “Siyaset alanında herkes kendi imtihanını vermeli ama dini değerleri kimse imtihan sathına sokmamalıdır. Devlet, bütün dini, mezhebi anlayışlara aynı mesafede olmalıdır. Temel ilkemiz, özgürlükçü laiklik, çoğulcu din anlayışıdır. Siyasetin dini semboller üzerinden güç devşirmesinin önüne geçecek bir kurallar manzumesi oluşturulacaktır. Dini hiçbir yapının devlet içinde ayrıcalıklı konum edinmesine asla müsaade edilmeyecektir. Paralel yapılanmalara yönelinmesi engellenecektir. Özgürlüğü garanti edilmemiş insanın kendi onurunu yaşaması mümkün değildir.

 

NEFRET DİLİ OLMAYACAK

Siyasi iletişim ilkemiz nezakettir denilen açıklamada şu görüşlere yer verildi:  “ İnsan onuruna doğrudan saldırı niteliği taşıyan aşağılama, nefret dili aramızda barınamaz. Siyasi muhataplarımız bize karşı hangi dili kullanırlarsa kullansın bu temel ilkelerden asla vazgeçmeyeceğiz. Siyasi davranış ilkemiz ahlaki tutarlılık ve şeffaflıktır. Gördüğümüz gibi olup olduğumuz gibi görüneceğiz. Yolsuzlukların kökünden engellenmesi için kamu adına yapılan her türlü işlem kamu denetimine açık olmalıdır.”

 

JÜRİSTOKRASİNİN ÖNÜNE GEÇİLECEK

Yargı bağımsızlığının esas olduğu belirtilen açıklamada,  “yargı bağımsızlığı,   devlet içinde oluşabilecek örgütlenmelere karşı da korunacak ve jüristokrasinin de önüne geçilecektir. Hâkimler ve savcılar kurulu, hâkimler kurulu ve savcılar kurulu olarak ikiye ayrılacaktır.

TBMM'nin siyasal etkinliği mutlak olarak artırılacaktır. Yürütme erki de yasama ve yargı erki gibi anayasal denetime açılacaktır. Türkiye'nin en eski tartışmalarından birisi ülkemizin sivil bir anayasaya kavuşmasıdır.”

 

PARLAMENTER SİSTEME DÖNÜŞ

Parti açıklamasında başkanlık sisteminin sorunları çözmede yetersiz kaldığı ifade edilerek parlamenter sisteme geçileceğinin ipuçları verilerek şunlar ifade edildi.

“2016 referandumu ile gelen Başkanlık Sistemi yürütmeye mümkün olduğunca fazla güç için inşa edildi. Karar alma süreçlerinde yaşanan daralma yönetimde ciddi bir güven sorunu yanında demokraside sert düşüşe sebep olmaktadır. Demokratik bir parlamenter sistemi savunuyoruz. Ancak bu darbe anayasasının doğurduğu değil, tam özgürlükçü bir parlamenter sistem olmalıdır.”

 

YENİ BİR ŞEY YOK

Parti açıklamasını izleyen vatandaşlarda oluşan kanaat ise yeni hiçbir şeyin vaat edilmemesi. Partinin ekonomik ve dış politika konusundaki görüşlerinin verilmesinden ısrar kaçınılmış olmasının, Davutoğlu’nun geçmişteki Başbakanlığı dönemindeki başarısızlıklarının gölgesinde kalınarak bu konularda herhangi bir sözü olmadığı tezini ortaya çıkartıyor.

 

KAZANMAKTAN ZİYADE KAYBETTİRME

Parti ilkelerinde her ne kadar geçmişe takılıp kalmayı geleceğe bakacağız dense de metnin genelinde yeni ve alternatif bir parti olmak üzere Ak Parti’nin zafiyet gösterdiği ve kamuoyunda eleştiri alan konuları eleştirilmesi dikkatlerden kaçmadı.

Bu anlayış da gösteriyor ki Ahmet Davutoğlu’nun seçim kazanmak ve iktidar olmak diye bir derdi yok. Amaç, iddialara göre  CHP ile ittifak yaparak Ak Partinin oylarını aşağıya çekmek ve iktidardan düşürmek.