KARARIN BİR OLSUN
Puan hanemizde yazılı olanlara şükür eder hale geldik
Puan hanemizde yazılı olanlara şükür eder hale geldik. Hoca değişikliğinin takıma artısının fazla olduğunu savunanlardan değilim. Düşündüğümüzde bügün Gençlerbirliği’nin, Bursaspor’un ya da bir başka takımın başına kimi getirirseniz getirin, oynanan futbol ve alınan puanlar açısından değişen hiç bir şey olmadığını çok rahat görebiliriz. Tıpkı Elazığsporumuz’da yaşadıklarımız gibi. Ligin 6. haftasından sonra Ogün Temizkanoğlu ile yollar ayrılmış yerine bu takımı daha iyi tanıyan, bilen Bayram Bektaş getirilmişti. Ogün hocayla çıkılan maçlarda oynanan maç sayısı az olmasına rağmen maç başı ortalama puan hanemiz 1,16 olurken, Bayram hoca döneminde oynanan maç sayımız daha fazla olmasına rağmen maç başı puanımız şu anda 1.20 ancak olmuştur. Durum böyle olunca, gelen ile giden arasında pek farkın olmadığını görmüş olduk. Bu durumun takım kalitesiyle orantılı olduğuna kesinlikle inanmıyorum. Çünkü Elazığspor’un takım kalitesi eksik olmasına rağmen bu ligde bir çok takımdan daha iyi durumdadır. Elazığsporumuz’un ilk yarı değerlendirmesine baktığımızda ise, geçen sezon çalkantılı bir dönem yaşamasına rağmen bu ligin ilk yarısını zirvede tamamlayan bu takım, bu sezon sayısal eksikliğin vermiş olduğu rehavetle ilk yarıyı çok gerilerde tamamlayıp, ne futbol adına, ne mücadele adına ne de hedef adına hiç bir şey ortaya koyamamıştır. Hatta bu düşüncemize, ziraat Türkiye kupası maçlarını da ekleyecek olursak, alt yapı dediğimiz gençlerimizin kendilerini geliştirme, hazır tutma anlamında sınıfta kaldıklarını rahatlıkla belirtebiliriz. Yine bu düşüncemize ek olarak FIFA’dan gelen altı puanlık cezanın olmadığı varsayımını da ekleyecek olursak sıralamanın on ikinci basamağında zar, zor tutunmuş olacaktık ki, bu pozisyon bile beklentilerin yine çok altında kalmış olacaktı bizim için. Yukarıda belirttiklerim doğrultusunda görünen köye bakacak olursak durumumuzun pekte iyi olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Çünkü liğin ikinci yarısında kendimize daha üst hedef koyabilmemiz adına, topladığımız puanların bize yetmeyeceği açık ve seçik bellidir. Bunun için takımda oluşan nasıl olsa yerim garanti, beni zorlayabilecek kimse yok iç güdüsünün bir an evvel son bulması gerekiyor. Peki ara transfer dönemi bu sorunun giderilebilmesi için çözüm olabilir mi sorusuna takılacak olursak, haddimizi aşmadan, ihtiyacımız olan bölgelere yapılacak beş, altı kaliteli transfer bu soru ve sorunlarımıza cevap verebilir diyorum. Sözümüzün özü, derdimiz, açığımız, sıkıntılarımız bellidir. Aşırı dozda ilaç alarak ya da tartıyı fazlasıyla taşırarak bu sıkıntılarımıza çözüm bulamayız. Çoğu zarar, azı karar mantığı dikkate alınarak, içi geçenlerle, futbol oynama yaşını dolduranlarla çözüm aranmamalı, gelecek sezonun yatırımı da göz önüne alınarak temeller bu doğrultuda atılmalı diyorum. Boşuna dememişler bin düşün bir karar ver diye.