Karakoçan Çıtayı Yükseltti
İlimizin en büyük ve başta hayvancılık olmak üzere ilimiz ekonomisine en çok katkı sağlayan ilçesi Karakoçan.
Son yerel seçimlerde Ak Parti’den Belediye Başkanı seçilen Ayhan Akbaba; abi, kardeş, abla, teyze samimiyetini kurduğu ve halkın bağrına bastığı bir belediye başkanı profili ortaya koyuyor.
Karakoçan gibi etkileri güçlü, baskın karakteri yüksek olan ve değişken olan siyasi yelpazeye rağmen her kesimden destek alan ve bu teveccühü hizmete dönüştüren Başkan Akbaba, şehrin meydanına çok yakışacak ve ilçenin günbegün daha da artan kadim problemi olan otopark sorununa çözüm olacak “Orta Park” projesini hayata geçirmek istiyor.
İlçenin yöneticileri, paydaşları ile görüşülmüş ve önemli bir aşamaya getirilmiş bu projeye bazı siyasi partilerden eleştiri gelmesi de gayet doğal.
Ancak gelen eleştirinin hem teknik, hem şehircilik hem de ihtiyaçların şiddeti derecesinde bilimsel ölçütlere ve gerekçelere dayanması lazım.
Projeye itirazlara bakıldığında çok sıradan, bilindik kahve sohbetlerinden öteye gitmeyen ve hiçbir bilimsellik taşımayan bir metin olduğu net bir şekilde görülüyor.
En önemli itiraz, ilçenin ana meydanı olan orta parkta bulunan ağaçlar ve bu alanın dinlenme mekânı olması. Oysa proje zaten yer altı otoparkı olarak inşa ediliyor. Tıpkı ilimizde 15 Temmuz Meydanında yapılan proje gibi. Altı otopark, üzerine yine yeşil alan, park ve dinlenme alanları olacak.
Bu projeye alternatif olarak sunulan projeler ise daha vahim. Yaz tatillerinde okul bahçelerinin otopark olarak kullanılması öneriliyor. Okulların açık olduğu günler ile yaz tatili de olsa çocukların tek oyun sahaları olan okul bahçelerine göz dikmek hangi aklın ürünüdür.
Alternatif olarak sunulan çok katlı yer üstü ve mekanik otopark önerisi de ne çevre ve ne de şehircilik olarak artık uygulanmayan ve 90 yıllarda kalmış köhne bir proje olarak raflara kaldırılmıştır durumda.
Belediyelere muhalefet etmek, onların yanlışlarını ortaya koymak elbet önemlidir ve çoğu zaman gereklidir. Ama bu muhalefet, CHP’nin yıllarca uyguladığı gibi “istemezük” tavrı ve tarzında olmamalı. İtirazlarını bilimsel temellere dayanmakla birlikte alternatifleriniz de uygulanabilir ve sürdürülebilir nitelikte olmalı.