KAMERA DÜRÜSTLÜĞÜ

İnsanların nerede ve hangi hallerde dürüst, nerde ve yine hangi durumlarda çıkarcı olabileceğini kestirmek oldukça güç. Yanlış olmak ve etik bulunmamakla birlikte genel kanı ve kanaat şudur bu konuda. Eğer bir iş ve işlem bana herhangi bir çıkar, menfaat ve rant sağlamıyorsa bu yanlıştır ve elbette ki her türlü eleştiri ve tepki konmasını gerektirir. Ancak yapılan iş, her ne kadar etik ve doğru olmasa da eğer benim bir çıkarım ve menfaatim söz konusuysa o zaman bırakın tepki ve eleştiriyi, bunu dile getirmek bile abesle iştigal olur.

Yaman çelişkimiz de burada işte. Bazı insanlar, geçmişten bugüne ortaya koyduğu davranışlar, yanlışlara ve usulsüzlüklere karşı verdiği vicdani mücadele ile gönlünüzde ve kalbinizde özel bir yere oturtursunuz, sonra bir şet duyar ve tüm bu güzel duygularınızın yıkıldığını yüreğinizde acı bir burukluk olarak hissedersiniz.

Şehrin vicdanı ve etik değerlerin yılmaz savunucusu olarak gördüğünüz isimlerin öyle gayri etik işlerle anıldığını duymanız, geçmişte sevgi ve saygı duyduğunuz dürüstlük abidesi isimlerin aslında kâğıttan bir kule olduklarını göstermiştir sizleri.

Kamera karşısında her daim hakkı ve doğruyu haykıran,  gözünü budaktan sözünü dudaktan esirgemeyen kahramanınızın, küçük bir menfaati için bile kendisini suskunluğa mahkûm edişinin ardından amansız bir hak savunucusu konumuna nasıl döneceğidir bugünden sonra bizleri düşündüren…