KAHPELİKDE SINIR TANIMAYANLARA DERSLERİNİ VERELİM
Küresel güçlerin korkuları umutlarından, öfkeleri aklından büyük
Küresel güçlerin korkuları umutlarından, öfkeleri aklından büyük.
Aralık ayı içinde 45 Polis ve 13 Askerimizi sınırlarımızda, 14 Askerimizi de Suriye de şehit verdik. Kendi kıyametini hazırlayan başta ABD ve işbirlikçileri hazırladıkları harita üzerinden uygulamalarına devam ederse, kendi cehennemlerine kendileri odun taşıyacaklar gibi.
PKK ve FETÖ ye verdiği destekle tanıdığımız Katil ABD, bu kez FETÖ üzerinden Rus konsolosun öldürülmesinde, yine ön plana çıktı. Lakin yutturmaya çalıştığı zokayı bu kez kimse yemedi.
ABD bu kez müşteki değil suçlu.
Eski bir istihbaratçı olan Putin, ABD nin oyununu iyi analiz ederek “ Bizim Türkiye ile işbirliğimiz devam edecek” dedi.
Evet, Anaların yüreğine ateş düşmeye devam ediyor....
Korkum o ki, ülkemiz içinde mezhep çatışmaları üzerinden bazı gürültülerin çıkarılması.
Yoksa Türkiye, tetiği çeken “taşeron örgütlere değil”, onların tasmalarını tutan sahiplere kafa tutuyoruzElhamdülillah.
Şehitler veriyoruz belki ama bileniyor, bilendikçe daha da keskinleşiyoruz!
Sözüm o ki, çok ama çok dikkatli olmamız gerekli. Mezhep çatışması üzerinden, belki Kürt-Türk çatışması ile bizleri vurmaya çalışanlara karşı bir ve diri olmamız lazım.
Geçtiğimiz gün iş adamı Cuma Gülnar ın sözü çok hoşuma gitti. “Madem bizi bu kez mezhep çatışması üzerinden veya Kürt Türk çatışması üzerinden vurmaya kalkacaklar bizler de Alevi Gardaşlarımızla, Kürt Gardaşlarımızla kenetlenip bir olup diri olalım. Tehlikenin boyutunu oturup beraber masaya yatıralım. Bizim Alevilerle ve Kürtlerle ayrımız gayrımız yok. Kız alıp kız vermişiz. Aynı okulda okumuş, aynı yerde yemek yemiş, Vatan için aynı mücadeleyi vermiş şehitler vermişiz.”
Evet, sözün özü bu. Tam işte Devletin burada sosyal içerikli çalışmalarla Alevi Gardaşlarımızla, Kürt Gardaşlarımızla kaynaştıracak projeleri yapması gerekir. Devlet atını da bilir, itini de bilir. Sözünden hareket ederek, muhataplarının radikdigereriyle değil, adam gibi adamlarıyla vatandaşı kaynaştıracak projelere imza atması gerekir.
Evet; bu konuda görev başta Valilere, Kaymakamlara ve Belediye başkanlarına hatta siyasi partilerin il başkanlarına düşüyor.
Zira ok yaydan çıktı. Sayın Cumhurbaşkanımızın “Milli seferberlik” çağrısı ile hareket edeceğiz. Boynumuzu tasmaya uzatmak yok!
“Ya istiklal, ya ölüm!” diyerek, bir olup, diri olmak zorundayız.
Buradan sayın valimize sesleniyorum…
Kuyruk acısı olanlara, Hainlere, Hainleri destekleyenlere, ahmaklara karşı ilimizi diri tutacak projeler hazırlayalım. Bu projelerin içinde gazetecilerde olsun. Cumhurbaşkanımızın “Milli Seferberlik” emri ile herkes verilen görev alsın.
15 Temmuz da ki gibi…
Evet, kenetlenip hevesleri kursaklarda bırakalım.
Alçaklığın ve kdigereşliğin zirvesinde olanlar, kenetlendiğimizi bilip kahroluyor. Osmanlı yeniden diriliyor diye ödleri kopuyor.
Cesur ve daha istekli bir milletti, Milli bir seferberlik ruhunu görünce gözleri kararıyor, zekâları dumura uğruyor bilmem anlatabildim mi?
Selam ve Dua ile.