Kadınlar Siyasette Daha Etkin Olmalı!

Türkiye ve Elazığ'daki kadınların siyasetteki yerini değerlendirdiğimiz söyleşiden bazı başlıklar:

Türkiye siyasetinde kadının yeri ve hakları nelerdir ?

 An

Kadınlar Siyasette Daha Etkin Olmalı!
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Türkiye ve Elazığ’daki kadınların siyasetteki yerini değerlendirdiğimiz söyleşiden bazı başlıklar:

Türkiye siyasetinde kadının yeri ve hakları nelerdir ?

 Anayasamızın 10. maddesinde ''Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. '' demektedir. Mevzuat kadın ve erkeğin eşit olduğuna vurgu yapmaktadır ancak uygulamada biz kadınların ve erkeklerin eşit haklara sahip olmadığını görmekteyiz. Bu siyasette de böyle. Ne yazık ki kadınlar ve erkekler eşit haklara sahip değiller. Çalışma yaşamında, siyasette ve eğitimde devlet bu eşitliği sağlamakla yükümlüdür. Ancak hem şehrimizde hem de ülkemizde uygulamalar bu yönde değildir. Çünkü; toplumun kadına bakış açısını ve zihniyetini değiştirmedikçe kağıt üzerinde verilen hakları fiilen uygulamak mümkün olmamaktadır. Türkiye’de kadınlar, karar mekanizmalarında, kamusal yaşamda ve yasama organlarında yeterince temsil edilmiyorlar. Bu durum da kadın haklarının çözümü noktasında olumsuzluklar yaratmakta. Parlamentoda kadınlar kendilerini yeterli sayıda temsil edemedikleri için kadın haklarının hayata geçirilmesi, cinsiyet ayrımcılığının ve şiddetin önlenmesi, kadının siyasetteki etkinliğinin arttırılması gibi konularda gerekenler yeterli düzeyde yapılamıyor. Bu durum kadına dair sorunların çözülememesinde büyük bir sebep. Kadınların etkin katılımı olmadan ve karar alma süreçlerinde kadın bakış açısının yerleşmesi sağlanmadan eşitlik, barış ve kalkınma hiçbir şekilde ulaşılabilecek hedefler arasında görünmüyor. Çünkü bir ülke ancak hukuk yoluyla çağdaşlaşabilir.

 Elazığ seçim listelerinde yeterince kadın görebiliyor muyuz?

Tabi ki göremiyoruz. Bunun sebepleri: Birincisi ülkemizin durumu, ikincisi yereldeki durum. Öncelikle Türkiye’de siyaset erkek egemen bir anlayışa sahip ve ataerkil bir düzenle ilerliyor. Bütün partilerde bu böyle. Ancak; oy potansiyeline baktığınız zaman seçmenlerin yarısından fazlasını kadınlar oluşturuyor. Fakat; karar mekanizmalarında ve yönetim kadrolarında geleneksel ataerkil toplum yapımızdan ötürü daha çok erkekler söz sahibi olduğu için partilerde kadınlar siyasi mekanizmaları çok fazla işletemiyorlar. Çünkü; partilerdeki delegasyon ve yönetim kadrosu bu şekilde. Bu yüzden kadınlara çok fazla etki ve hakimiyet alanı tanınmıyor. Mevzuatta pozitif ayrımcılık dediğimiz bir kavram var. Bunun ben siyasette işletilmediğini düşünüyorum. Pozitif ayrımcılığın gereği şu: Kadın ve erkek eşitliğini sağlarken bu eşitliği hayata geçirmek zorundasınız. Devlet, fiilen etkisiz olanı veya güçsüz olanı etkin ve eşit hale getirmekle yükümlüdür. O yüzden pozitif ayrımcılık kadınların önündeki engelleri açmak için çok güzel bir argüman. Ancak Türk siyasetinde uygulanmıyor. Uygulayan partiler var tabi ki eşit oranda temsili, kadın kotasını ben demokratik buluyorum. Bunlar diğer partilere de örnek olması gereken uygulamalar. Bu şehirde aktif olarak siyaset yapan bir kadınsınız.

 Yerelde siyaset yapan kadın sayısının azlığını neye bağlıyorsunuz?

 Evet, kadın sayısı çok az. Çünkü; hem toplumun yapısı hem seçmen kitlesi hem de parti yönetimleri buna pek müsait değiller. Ancak; doğru olan kadınların yönetim mekanizmalarında etkin hale getirilmeleridir. Tabi sadece listelere göstermelik kadın almakla da olmuyor. Partiler genellikle pasif kadınları tercih ediyorlar. Bazı partilerde ideal sayıda olmasa bile yine de kadın vekiller var, kadın yöneticilerde var. Ancak; özellikle yerel baz da konuşuyorum, biz bu kadın vekillerin mecliste şehrin kadınlarının sorunlarını çok fazla dile getirmediklerini, şehirdeki kadın sorunlarına eğilmediklerini görüyoruz. Benim kanaatime göre şehrimizin bir kadın vekilinin olması bu anlamda şehrimize fayda sağlamıyor. Kadın vekil olmak mecliste kadın bakışı açışı geliştirmektir, siyasetin çatık kaşlı görüntüsüne tebessüm getirmektir. Anne şefkatiyle kadın yüreğiyle halkı kucaklamak, sorunlara hissederek anlayarak çözüm bulmaktır.

Siyasi partilerin kadın kolları teşkilatları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ben kadınların etki alanının sadece kadın kollarıyla sınırlı kalmasına da karşı biriyim. Partiler genelde yönetimlerde kendileriyle uyumlu çalışabilecek, sorun yaratmayacak, kendilerine etkinlik alanı oluşturabilecek ve işlerini görebilecek kadın kolları oluşturmakta. Ben Türkiye’deki siyasi partiler sisteminde kadınların ve kadın kollarının çok aktivite sahibi olmadıklarını görüyorum. Yani çoğu partilerde kadın kolları kağıt üzerinde var. Halbuki; siyasi partiler kanununda ve bütün parti tüzüklerinde kadın erkek ayrımı olmadan bu haklar hüküm altına alınmıştır. Ancak ülkemizde fiilen daha çok erkekler üzerinden yürütülen bir hal almış. Kadınların etki alanı da kadın kollarıyla sınırlandırılmaya çalışılmaktadır. Bu nedenle de şehirdeki hiçbir siyasi partide aktif- etkin, başrol oynayan kadın kolları yapıları olduğunu düşünmüyorum.

 

 Bu düzeni kadınlar nasıl değiştirecek?

 Kadınlardan ziyade toplum yapısının değişmesiyle alakalı bir durum. Siz kağıt üzerinde ne kadar hak verirseniz verin yaptığınız uygulama önemlidir. Tabiki burada biz kadınlara da iş düşmektedir. Biraz daha girişken hak arama sürecinde biraz daha mücadeleci olmamız gerektiğini düşünüyorum. Bunun dışında toplumun bakış açısının değişmesi de çok önemli. Erkek hegemonyasının siyaset ve yönetimde kırılması, kadınların söz hakkı istemesi gerekli. Tabi bunların gerçekleşmesi özellikle yerel siyasette çok da kolay değil. Bir diğer durum ise toplumun kadına anne rolü yüklemiş olması yani siyaset kadın için zor meşakkatli ve aile hayatını ihmal edici bir yön olarak görünmekte. Kadının gerçekten fıtrat olarak farklı bir misyonu ve sorumluluğu var ailede ve toplumda. Bu misyon ve sorumluluk önemli ancak bunları kadınların siyaset yapmasına engel teşkil edecek durumlar olarak görmüyorum. Çünkü; hukuk devletlerinde, demokratik devletlerde demokrasinin oluşması anlamında kadınlara çok büyük bir görev düşmektedir. Salt erkek bakış açısıyla şekillenen tek yönlü siyasetten kurtulup kadınların da dahil olduğu bir siyasetin toplumu ve ülkeyi çok daha güzel bir noktaya getireceğini düşünüyorum. Parti ayrımı yapmadan mecliste bir kadın bakış açısının, kadın haklarını hayata geçirmeyi sağlama noktasında bir hareketin oluşması için çok sayıda kadın milletvekilinin meclise girmesi şarttır. Ve kadın vekillerin nicelik olarak değil nitelik olarak seçilmelerini, toplumun bakış açısını değiştirebilecek, pasif değil etkin olacak, kadın haklarını üst seviyeye taşıyacak, mecliste kadın hassasiyetini ve duyarlılığı oluşturabilecek kimselerden seçilmelerinin bu amacı sağlamakta daha etkili olabileceğini düşünüyorum. Mecliste yönetilen, yönlendirilen değil gerçekten yöneten ve yönlendiren kadın vekiller istiyoruz. Bu hegemonyayı kırmak çok zor olabilir fakat; kadınlar bunu kırmak için mücadele etmeli. Hiçbir hak kolayca elde edilmemiştir. Bence kadınlar siyasete talip olsunlar. Çalışsınlar, emek sarf etsinler ve belli süreçlerden sonra biraz mücadeleyle ben bu hakkı edineceğimizi düşünüyorum.

1 Kasımdaki erken genel seçimler kadınlara tavsiyeleriniz nelerdir ?

Maalesef bölgemizde daha çok baba, abi ve koca eksenli bir oy kullanma anlayışı var. Öncelikle kadınlar kendi fikirlerini edinsinler kendi bakış açılarını oluştursunlar ve hür iradeleriyle oy kullanmalarını tavsiye ediyorum. siyaset yapabilecek durumda olan, meslek mensubu olan belirli partilerin yönetim kadrolarında bulunan hanımlara da tavsiyem korkak davranmamaları siyasette aktif almaları belli pozisyonlara talip olmalarıdır.