'KADINA YÖNELİK ŞİDDET, TOPLUMSAL BİR SORUNDUR'
Prof
Prof.Dr. Yasemin AÇIK mesajında, ülkemizde birçok alanda önemli değişim ve dönüşüm süreci yaşanmasına rağmen kadına yönelik şiddetin halen daha önemli bir sorun olarak yerini koruduğuna dikkat çekerek, “kadına yönelik şiddet temel bir insan hakkı ihlalidir. Kadına yönelik şiddetin inanç, kültür ve insani değerler anlamında hiçbir meşru gerekçesi yoktur. Şiddet, kadınlarda fiziksel, psikolojik, sosyal ve ekonomik anlamda ciddi bir çöküntü oluşturmakta; bu durum da toplumun yarısını oluşturan kadınların adeta yaşamdan koparılması anlamına gelmektedir. Kadına yönelik şiddet bu değerlendirmeler çerçevesinde önemli bir halk sağlığı sorunu olarak dikkat çekmektedir. Çünkü, şiddet toplumun farklı kesimlerini etkilemekte ve sonuçları toplumsal anlamda derin izler bırakmaktadır” dedi.
Kadına yönelik şiddetin, toplumsal yapının en temel kurumu olan aile içinde yoğun olarak görüldüğünü vurgulayan Prof. Dr. Yasemin AÇIK, şunları kaydetti: “Kadına yönelik şiddet, en çok aile içinde ya da iş yerinde gerçekleşmektedir. Kadınlar ailede eşleri ve/veya eşlerinin akrabaları tarafından farklı şiddet türlerine maruz kalabilmektedir. TÜİK verilerine göre, ülkemizde her 10 kadından 4’ü şiddete maruz kalmaktadır. Elazığ’da yaptığımız bir araştırmaya göre ise, evliliği süresince eşi tarafından herhangi bir şiddete maruz kalanların oranı %38.2’dir. Diğer yandan eşinin akrabaları tarafından herhangi bir şiddete maruz kalanların oranı ise %18 olarak belirlenmiştir. Kadın aile içinde eşinden ve ya eşinin akrabaları tarafından fiziksel, psikolojik, sözel ve ekonomik şiddet gibi farklı şiddet türlerine uğrayabilmektedir. Şiddete uğradığını ifade eden kadınların %59.9’u sözel şiddet, %28.6’sı fiziksel şiddet, %11.5’i ise diğer şiddet türlerine maruz kaldığı görülmüştür.”
Prof.Dr.Yasemin AÇIK, önemli bir toplumsal sorun olan kadına yönelik şiddetin güçlü bir toplumsal irade ile çözülebileceğini dile getirerek, “Devletin tüm kurumları, sivil toplum kuruluşları, iş dünyası, kanaat önderleri ve diğer paydaşlar, sektörler arası iş birliği içerisinde ve ekip anlayışı ile güçlü bir irade ortaya koyarak, bu toplumsal sorunun çözümüne katkı sağlamalıdır. Bunun için bir yandan şiddete yönelik yasal düzenlemelerin ağırlaştırılması diğer yandan da toplumsal zihniyet değişimi için farkındalık oluşturan ve bilinçlenmeyi sağlayan çalışmaların eşgüdümlü olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Yaşanan birçok sorunu olduğu gibi kadına yönelik şiddet sorununu da güçlü bir birliktelik oluşturarak çözebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.