İşverene Enflasyon vergisi şoku

İşverenin kalan stok ve sermayesine göre enflasyon düzenlemesiyle alınacağı açıklanan vergiye tepkiler çığ gibi büyürken artık dayanılamaz bir psikolojik stres altına giren işverenler bu tarz uygulamaların ekonominin iyileşmesine değil, daha da kötüye gideceğine dikkat çekiyor.

İşverene Enflasyon vergisi şoku

Türkiye’de ekonominin çarkını döndüren, milyonlarca kişiye istihdam sağlayan, yaptıkları üretimle ülkemize yeni markalar, ürünler, teknolojiler sağlamakla kalmayıp bunları ihraç ederek ülkemize döviz kazandıran üretici ve işverenler ekonomideki süreçle birlikte zor günler geçiriyor.

ENFLASYON CANAVARI HER YERDE

Türkiye’de pandemiyle baş gösteren enflasyon, günümüzde adeta bir canavara dönüşerek hem kamuya hem özel sektöre hem de vatandaşlara ağır bir yük getirerek büyük zarar veriyor. Vatandaşlar kemeri sonuna kadar sıkarken üretici ve işverenler ise satılan malın yerine konulamamasından dert yanıyor. Bu doğrultuda ekonominin acı reçetesinin nedenini kimse üstlenmezken sonucunu ve faturasını hem özel sektör hem de vatandaşlar ödüyor.

İşverene Enflasyon vergisi şoku

VERGİ ÇÖZÜM MÜ?

Tüm bu sorunlarla baş etmek zorunda kalan işverenler bu kez de yeni bir sorunla baş başa kaldı. Sorunun adı enflasyon vergisi. Geçmişte benzeri görülse de bu ay hesaplanan ve 27 Ağustos 2024 Salı günü son ödeme tarihi olan bu verginin esnafa maddi ve psikolojik yükün tarihte karşılığı ise ne yazık ki yok. Enflasyon farkı ve vergisinin ne olduğunu, mükelleflere hangi yükleri getireceğini, mükelleflerin düşüncelerini ve işverenin bu yeni sorunla ilgili neler düşündüğünü muhataplarına sorduk. İşte yeni soruna tepkiler…

ENFLASYON VERGİSİ NEDİR?

Mali Müşavir Fırat Bulut, enflasyon vergisinin ne olduğunu ve neden alındığını şu cümlelerle özetledi: “Enflasyon vergisi, işverenin kalan stoktan ve sermayesinden devlete enflasyon oranında verdiği vergidir. Duran maldan vergi almak adil değildir. Vergi sadece elde edilen kazançtan alınmalıdır. Devlet hazineyi doldurmaya çalışıyor ama bu şekilde bir yere varılmaz. Enflasyon vergisi geçen sene çıktı ancak hemen uygulanmadı. İkinci dönemde uygulanmaya başlandı. İkinci dönemin bilançolarını çıkarıp devlete sunduk, yetkililerin umduğu gibi olmayacak.”

İŞVEREN PSİKOLOJİK STRES ALTINDA

Fırat Bulut, bu uygulamayla mükelleflerin mağdur edildiğini ve psikolojik stres altına girdiklerini belirterek: “Enflasyon vergisi, sonradan ek olarak çıkan bir vergidir. Mükellefler bu konuda çok mağdur. Devlet, hesapladığı oranlarla beklediği vergiyi toplayamayacak.  Devlet elindeki maldan vergi alacağım diyor. Ancak bazen mükelleflerimiz zarara uğruyor. Bu nedenle beklenilen vergi toplanılmayacak.  Mükelleflerimiz mağdur edildi, psikolojik olarak stres altındalar.”  şeklinde konuştu.

İŞVERENLER NE DÜŞÜNÜYOR?

İlimizde yaptıkları yatırımlar ve sağladıkları istihdam yanında şehrin sorun ve sıkıntılarıyla birlikte ülkemizi ve toplumu etkileyecek konularla ilgili de düşüncelerini dile getirerek çözüm önerileri sunan Halis Yıldız, Mehmet Güleç ve Yakup Baş, enflasyon vergisiyle ilgili Hakimiyet Gazetesi’ne önemli açıklamalarda bulundular. İşte işverenin yeni soruna bakışı:

İşverene Enflasyon vergisi şoku

HALİS YILDIZ: “YAPMAYIN BEYLER”

Konuyla ilgili İş İnsanı Halis Yıldız’ın değerlendirmeleri şu şekilde: “Bir araç sürücüsü düşünün. Şoförlüğü zayıf olduğu için aracı yoldan çıkarıp devirecek. Bu yetmeyecek kalkıp aracın içerisindeki yolculara araç kaza yaptı diye ceza kesecek.Kabul edilecek bir durum değildir bu.Enflasyon var ise bu enflasyonu kim ya da kimler niçin yarattılar ona bakmak lazımdır. Dünyanın hiçbir yerinde elindeki mal satılmadan vergi alınmaz. Ama ne acıdır ki bizim ülkemizde hükümet diyor malın değer aldı getir vergi ver.İyi güzel verelim de yarın elimizdeki malı satabileceğimiz ne malum? Belki hırsız girip malımızı çalacak belki deprem olup telef olacak veya bir yangına kurban edeceğiz sermayemizi. Yapmayın! Bu bir kötülüktür ve ekonominin zaten bozuk olduğu bu dönemde insanlara yapılan bir zulümdür yapmaya çalıştığınız şey. Bu arada esnafın malı artmış diye hayal kuruyorsunuz ama gidin bakın ve kontrol edin acı tabloyu gözlerinizle görün. Para babaları hariç hiçbir esnaf elindekini koruyamadı ve batağa doğru yol aldı.  Bir bakkalın dükkânında 100 torba leblebi var iken şuanda 20 torba ancak var. Bunun neresi zenginleşmedir, açıklar mısınız bana? Ankara'dan Anadolu'ya bakmak kolaydır beyler.  Düşün yollara gidip konuşun esnafla bakın sizlere neler söylüyorlar.”

MEHMET GÜLEÇ: “ENFLASYONU BİZ YARATMADIK”

Mehmet Güleç ise yaşananları şu cümlelerle özetledi: “Enflasyon vergisini, enflasyon oranı yüksek olan ülkelerde çözüm yolu olarak kullanıyorlar. Malın değeri enflasyon oranında arttığı için varlık vergisi gibi, değer artışı gibi halkın devlete ödediği bir vergidir. Zor durumda olan devlet halktan bu yöntemle vergi toplar, hazineyi doldurur ve enflasyonu düşürmeye yönelik çalışır.

Ancak ülkemizde bu maalesef metazori bir hareket haline geldi. Çünkü insanlar enflasyonu kendisi yaratmadı. Sebebi biz değiliz. Biz ülkeye katma değer katan, üreten, vergisini ödeyen esnaflar, sanatkârlar, fabrika sahipleri, üreticiler, işverenler olarak hepimiz ülkeye katma değer sağlıyoruz. Ondan sonra mallarımızın değeri enflasyondan dolayı arttı diye vergi istiyorlar. Zamanında bir köprüden geçenden de geçmeyenden de vergi alan biri vardı, ona benzedik resmen. Devlet de zor durumda kaldığı zaman “vurun abalıya” diyor ve esnafa, zanaatkarlara, vatandaşa yükleniyor.

ENFLASYON VERGİSİ NE ZAMAN ALINIR?

Malının değeri enflasyon oranında arttığı zaman vergini vermen lazım. Ancak devlet zor durumda olduğunda değil de, vatandaş refaha ulaştığında alınmalıdır. İşimiz iyi olur, kazancımız iyi olur, enflasyonu da artık konuşmayız. O zaman duran malın vergisini vermek, devlete destek olmak bizleri zorlamaz ve ödeme güçlüğü de çekmeyiz. Ama şu an esnaflar ve sanatkarlar hem kendi çarklarını döndürmekte sıkıntı yaşıyorlar, hem de ağır vergilerle hayatta kalmaya çalışıyorlar. Bu böyle giderse işi bırakmak zorunda kalan adamların sayısı artacaktır.

TOPLUMSAL TEPKİ GEREKİYOR

Bu zoraki yapılan bir eylem ve iş insanları olarak tasvip etmiyoruz. STK’lar, Ticaret odaları, OSB’nin birlikte harekete geçip toplumsal bir tepki vermesi lazım. Ülkenin geçirdiği ekonomik buhran dönemi geçtiğinde, rahatladığımızda ne gerekirse yaparız ama zaten zor zamanlardan geçiyoruz, bu zamanda boğazımıza çöküp bu vergiyi istemek bize bir eziyettir.  Enflasyona sebep olan ben miyim, hayır devleti yönetenlerdir. Onlar bir ceza ödemedi ki bana da bir ceza kessinler. Şimdi onlar bir eli yağda bir eli balda oturacaklar, diyecekler ki “enflasyondan kaynaklanan mülkünüzün değer artışından dolayı bize vergi verin” bu çifte standarttır. Ortada bir sorun varsa herkes üzerine düşeni eşit bir şekilde yapmalı. Sadece esnaflar değil, yöneticiler de çekmeli. Hatta istifa etmeliler. Bu enflasyona sebep olan kişiler “biz bu işi beceremedik” deyip bırakmalılar.

HER GÜN BİZİ SIKIŞTIRIYORLAR

Enflasyona sebep olmuşsunuz, bu ülkeyi yönetememişsiniz, bu ülkeyi zor duruma düşürmüşsünüz, batma noktasına getirmişsiniz. Ondan sonra diyeceksiniz ki enflasyondan dolayı vergi verin ki devlet ayakta kalsın. Var mı böyle bir dünya? Vurun abalıya! Her gün bize vuruyorlar, her gün bizi sıkıştırıyorlar. Her gün çeşitli vergiler icat ediyorlar. MTV’yi bile ikinci kez aldılar.”

İŞ İNSANI YAKUP BAŞ: “AKIL ALMAZ BİR VERGİ”

İş İnsanı Yakup Baş ise tepkisini şu ifadelerle dile getirdi: “Enflasyon vergisi ağır bir yük getirecek, satılmayan malın demirbaşların, araçların hepsinin üzerine ekstra yüzde 20 bir vergi getirecek. Bu da hem uzun vadede hem de mevsimlik çalışan esnaf da çok ciddi ağır yükler getirecek. Esnaf odalarının, Ekonomi STK’larının buna karşı birleşerek karşı durmaları gerekiyor. Bireyselde esnafın tek başına söylemesi çok bir şey ifade etmeyecek. Türkiye’de yüzde 70 enflasyon var, diyelim ki sizin geçen yıl 1 milyon olan aracınız bu yıl 1 milyon 750 bin lira mı oldu? Hayır, 1 milyon 100, 1 milyon 200 oldu. Ama devlet ona bakmıyor TUİK verilerine bakıyor. 1 milyonluk aracı 1 Milyon 700 bin lira sayıyor, o 700 bin liranın yüzde 20’sini de vergi olarak istiyor. Bu bir tek büyük değil aynı zamanda küçük işletmeler içinde geçerli. Aldığımız ürünün deformasyon süreci var, bu süreci yaşayan bir ürün diyelim ki küçük bir el makinası aldı bunun faturasını işletmesine geçti bunu da kişi 1 yıl kullanıyor zaten. Akıl almaz, akla sığmaz bir vergi türü, inşallah bu karardan dönerler.  Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in bahsettiği az kazanandan az vergi, çok kazanandan çok vergi alınacak dediği durum uygulamaya geçmiş değil. Herkesin mal varlığına bakılsın çok kazanandan çok alıyorum diyerek sadece muhasebenin verdiği rakamlar üzerinden vergi alınmaz. Kişilerin mal varlıklarına baktığın zaman ne kazandığı zaten belli oluyor.”