İSTİŞARE TOPLANTISI YAPILDI
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Oteli'nde gerçekleşen toplantıya Genel Merkez yöneticileri ve şube başkanları ile şube temsilcileri katıldı
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Oteli'nde gerçekleşen toplantıya Genel Merkez yöneticileri ve şube başkanları ile şube temsilcileri katıldı. Toplantıda ülke ve dünya gündemi değerlendirildi. Ayrıca Türk Ocakları’nın teşkilat meseleleri, eğitim faaliyetleri ve yapılabilecek projeler istişare edildi. Toplantının sonunda 11 maddelik bir sonuç bildirgesi yayınlandı.
Konuyla ilgili Türk Ocakları Elazığ Şubesi’nden yapılan açıklamada, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından gündemin okunmasıyla başlayan toplantının iki oturum halinde gerçekleştirildiği belirtildi.
Açıklamada, ilk oturumda şube başkanlarının ülke ve dünya gündemine dair değerlendirmeleri üzerine tartışıldığı, ikinci oturumda ise Türk Ocakları'nın teşkilat meseleleri, Türk Ocakları Akademisi çalışmaları, eğitim ve sosyal faaliyet çalışmaları değerlendirildiği, yapılabilecek projeler üzerine fikir yürütüldüğü kaydedildi.
Türk Ocakları Elazığ Şubesi’nden yapılan açıklamaya göre, son oturumda ise yapılan değerlendirmelerin ardından 11 maddelik bir sonuç bildirgesi hazırlanarak kabul edildi:
TÜRK OCAKLARI ŞUBE BAŞKANLARI İSTİŞARE TOPLANTISI SONUÇ BİLDİRGESİ
Genel Merkez Yönetimi ve Türk Ocakları Şube Başkanları, 15 Ekim 2016 tarihinde Ankara’da toplanarak ülke ve dünya gündemi ile ilgili konuları, Fırat Kalkanı Harekâtı’nı ve Musul Operasyonu’nu görüşerek; aşağıdaki hususları kamuoyu ile paylaşmayı kararlaştırdı:
1. Türk Ocakları; Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milleti’nin 15 Temmuz 2016’da maruz kaldığı hain darbe girişimi karşısında, devletin ve demokrasinin yanında kararlı bir tavır sergilemiştir.
2. 1990’lardan beri Türk-İslam coğrafyasına yönelik olarak yeniden tanzim planlarının gerçekleştirilmesi gayretlerinin bir aşamasında ortaya çıkan, Türk Devleti ve Türk Ordusu’nun zayıflatılmasını amaçlayan bu girişim, Türk Milleti’nin yekvücut olmasıyla akamete uğratılmıştır.
3. Darbe sonrasında oluşan millî mutabakat ve millî birlik ruhu, milletimizde büyük ferahlama meydana getirmiştir. Bu ruhu zaafa uğratacak eylem ve söylemlerden kaçınılması, bekamız açısından hayati önem taşımaktadır.
4. Devlet kurumlarının uğradığı tahribatın düzeltilmesi çalışmalarında, konunun uzmanı kişi ve kuruluşların görüşleri alınmalı; devletimizin kuruluş felsefesi, gelenek ve teamülleri çerçevesinde hareket edilmelidir.
5. Görevden alma ve işten çıkarmalarda hukuk devletinin gereklerine uyulmalı, ileride telafisi imkânsız sosyal problemlerin doğmasına sebebiyet verilmemelidir.
6. Suriye ve Irak’taki gelişmelerde, başta Türkmenlerin varlığı olmak üzere Türk Devleti’nin bekası dikkate alınarak inisiyatif kullanılmalıdır. Bizi etkisiz kılma adımlarına karşı, millî beka ve menfaatlerimizi esas alan bir siyaset ustalıkla izlenmelidir. PYD-YPG ihanet koridoruna kesinlikle izin verilmemelidir.
7. Fırat’ın doğusu da en az batısı kadar önemlidir. Burası, Suriye nüfusunda bir değer ifade etmeyen nüfusa terk edilemez. Bu bakımdan Sayın Başbakan’ın “Gerekirse Fırat’ın doğusuna da müdahale ederiz” sözlerini destekliyoruz.
8. PKK’ya karşı verilen kararlı mücadelenin, FETÖ’ye yapıldığı gibi bütün alanlarda derinleştirilerek sürdürülmesini talep ediyoruz.
9. Emperyalist güçlerin ülkemiz üzerindeki planlarını gerçekleştirmek için son hamlelerini yaptığı bu günlerde, sistem tartışmaları ile yeni iç çatışmalara sebebiyet verilmemeli; böyle bir tartışmanın zaruret olması hâlinde ise her meseleyi istişare ve uzlaşma kültürü çerçevesinde müzakere etmeliyiz. Millî devlet, üniter yapı ve kuvvetler ayrılığını teminat altına alarak demokratik cumhuriyeti güçlendirmeliyiz.
10. Devlet yönetiminin temel ilkesi olan adalete riayet edilmesi, mevki ve makamlara atamalarda liyakatin esas alınması şarttır. Grup, vakıf, cemaat ve tarikat mensubiyetleri, hiçbir şekilde avantaj teşkil etmemelidir.
11. Türkiye’nin tarihindeki en kritik dönemlerin birinden geçmekteyiz. Devletin bütün kurumları ve topyekûn millet olarak bu sürecin hassasiyetine uygun bir şekilde, yeni bir mutabakatla birlik ruhunu korumalıyız. Unutmayalım ki, Türk-İslam coğrafyasının kurtuluşu, Türk Milleti’nin güçlü olmasına ve devletimizin bekasına bağlıdır.