İŞTE SONUÇ!..
'Sahipsiz Elazığ' sloganı ile ülke gündemini sallama başarısı, sonuçlarını vermeye başladı. TÜİK'in her yıl gerçekleştirdiği hane halkı memnuniyet anketi sonuçları açıklandı. Birçok konu ile ilgili soruların yer aldığı anket sonucunda insanların yaşadığı şehirde ne kadar mutlu olup olmadıkları sonucuna varılıyor.
Bu kapsamda yapılan ankette 2019 yılında Elâzığ’da yaşayan insanların yüzde 51.73’ü “mutluyum” demiş.
“Ne mutluyum ne de mutsuz” diyenlerin de elbette ki bir oranı vardır ama görünen o ki şehrin önemli bir bölümü Elâzığ’da yaşamaktan dolayı çok da mutlu değil.
Elazığ, bu oranla ülkede mutlu olma sıralamasında ancak 74. Sıraya yerleşebilmiş. Yani sonlardan bir yeri kendine edinmeyi uygun görmüş.
Bu sonuca, “yaaa gördünüz mü? Biz sahipsiz Elazığ derken boşuna demiyorduk” diyerek yorum yapılabilir.
“Geldiğimiz ve geleceğimiz nokta işte budur” diyerek yeni bir eleştiri yapma ihtiyacı duyanlar olabilir.
Bunlara katılırız. Haklılık yönleri de vardır. Ancak şu gerçeği de göz ardı etmemek lazım. Herkesin “sahipsiz Elazığ” dediği, her şeyin kötüye gittiği ve güzel hiçbir şeyin konuşulmadığı bir ortamda insanlardan “ben mutluyum” demeyi beklemek ne kadar doğru?
İnşaat mühendisi olan Demirel’in devlet memuru olmadan birçok yapı inşa etmiş ve insanları ev sahibi yapmış. Zaman içinde yaşanan depremde bir bina hasar almış. Başlamışlar Demirel’e yüklenmeye kat sahipleri. Tabi Demirel bu altta kalır mı? Yahu demiş depremde zarar görmeyen ve dimdik ayakta duran onlarca binaları neden konuşmuyorsunuz da bir binayı hep dile getiriyorsunuz”
Şimdi elbette şehirde yolunda gitmeyen işler olacaktır. Problemler yaşanacaktır. Ancak sürekli olumsuzlukları dile getirmek o şehrin de insanlarını da yorar. Halkı mutsuz ve umutsuz kılar. Tabi doğal olarak bu da TÜİK’de olduğu gibi anketlere yansır ve tüm Türkiye’ye ilan olunur.
İlan olur da ne olur? İşte film burada kopar. Hiç kimse bu şehirde yatırım yapmak istemez, hiçbir memur burada tayin istemez, hiçbir öğrenci Fırat Üniversitesini tercih etmek istemez, insanlar Elazığ’dan alışveriş yapmayı düşünmez.
Ve her şeyden önemlisi şehre katma değer sunan insanların nitelikli göçüne sahne olur. Bu şehirde hemen hemen birçok sektörün ilk kurucusu ve ilkeli siyasetin güvenli limanı Osman Elçi Ağabey’i kaçırdık. Şehrin inovasyon merkezi konumundaki yenilikçi ve girişimci ruhun sahibi Halis Yıldız gitmek için bahaneye bakıyor. Ve daha yüzlerce iş insanımız kaçmanın yolunu arıyorlar.
Dememiz o ki, bu şehrin en çok da şehre negatif duygu pompalayan sahte kurtarıcılardan kurtarmak gibi bir problemi var…