İŞTE SELÇUK ÖZTÜRK GERÇEĞİ!
90’lı yılların halk arasında sıklıkla telaffuz edilen bir cümleydi başlığımız. Elazığspor Başkanı Selçuk Öztürk, kendi başarısızlığı, kendi beceriksizliğini ve kendi yalnızlığını gölgelemek için hedefine Elazığ Belediyesporu ve yönetimini koyma gibi bir basiretsizliğinin içine düştü geçtiğimiz gün.
Kime laf söylediğini ve kimlerle dans ettiğini kafası biraz iyi olacak ki kestiremeden mikrofonları ve kameraları da görmenin iştahıyla kendisinin onca sorunu varken Belediyesporun depremi gerekçe göstererek neden ligden çekilmediğini sorguladı haksızca ve hadsizce..
Bununla da kalmayıp sanki kendisi Elazığspor’u getirdiği konuma bakmadan ve bunu bile düşünmeden şehrin yerli ve güzide takımı Belediyespor’a ve yönetimine boyundan büyük laflar etti.
Tabi beyefendi bugüne kadar ne demişse, ne sallamışsa kimse muhatap bile alıp cevap vermemiş ya.. O da bu durumu kendince üstünlüğe, haklılığına ve “karşı tarafları susturturdum” gibi kâğıttan bir kahramanlığa sözüm ona yükselmiş ya…
Aynı duygularla, kendisini tek kurtarıcı, tek Elazığspor sevdalısı, tek fedakâr, aile hayatını hiçe sayıp sadece Elazığspor için gece gündüz çalışan ilan etmiş ve utanmadan da “size son uyarım” tehdidini de savurarak kendisine sahip çıkılmasını istedi.
Bu da yetmemiş gibi, depremi zaten düşmesi neredeyse kesinleşmiş olan takımı hem ligden çekme fırsatçılığına hem de şehrin yeniden yapılanmasında oluşacak ticari hareketlilikten nemalanma hesapları yapmak gibi bir basitliğe düşürmüş kendini.
“Beton santrali kurayım devlet benden beton alsın, hafriyat döküm alanlarının yetkisi bana verilsin fiş keseyim, iş verilsin inşaat yapayım da Elazığspor’u kurtarayım” gibi bir projeler geliştirmiş. Hani proje adamı ya hazret… Kısaca her türlü acısını yaşadığımız depremi şahsı adına fırsata çevirmenin ince hesaplarını yapmaktan geri durmamış, hayâ etmemiş.
Tabi bugüne kadar hep konuşmanın, külhanbeyi tavrı ve sokak kabadayısı tarzıyla çok şeyler söylemiş çok da karşılık alamamanın gazıyla bir kez daha konuşunca bu kez baltayı taşa vurmuş ve en son yapacağı şeyi yaparak Belediyespor’a ve yönetimine ağır ithamlarda bulunmuş.
Tabi bu durumda Elazığ Belediyespor Başkanı Ahmet Toprak, gerekli cevapları vermek için Öztürk’ün konuşma yaptığı anda hemen sosyal medyadan bu iddialara bir gün sonra cevap vereceğini ilan ederek, gerekli cevapları vereceğini belirtmişti.
Başkan Toprak basın mensuplarıyla bir araya geldi ve tüm gerçekleri en yalın bir şekilde kamuoyuyla paylaştı.
Elazığ Belediyespor Kulüp Başkanı Ahmet Toprak, Elazığspor’un Selçuk Öztürk ile en kötü günlerini yaşadığını, yapılan tüm bağış ve federasyon gelirlerinin kulübe değil kendi alacaklarını (?) tahsil etmek için kullandığını ifade ederek bunu rakamlarla bir bir açıkladı.
Toprak’ın basın toplantısında en çok dikkat çeken konu ise Selçuk Öztürk’ün artık bu şehre ve Elazığspor’a büyük bir yük olduğunu ve kendisi alternatifsiz olarak görme paranoyasından kurtulması ve bu takımın yakasından artık düşmesi gerektiğini ifade etmesiydi.
Bu açıklamalardan sonra Selçuk Öztürk, kulüpten ziyade kendi çıkarlarını koruma ve sözde verdiği paraları kurtarmak için Elazığspor adını hem de deprem fırsatçılığı yaparak kullanmak isteyen bir uyanık ve paragöz adam olarak anılacak ve böyle bilinecektir.