İsraillilerin de Umudu Erdoğan
İsrail'in 7 Ekim'deki Hamas baskınını bahane ederek Gazze'ye karşı saldırı başlatmasından bu yana 42'nci güne girildi. 11 binden fazla Filistinli hayatını kaybederken, 30 binden fazlası da yaralandı.
Bir yandan da Hamas'ın rehineler için pazarlıkları devam ederken, İsrail'de Netanyahu'ya olan güven de azalıyor. Sivilleri katleden Netanyahu hükümeti, Hamas'ın rehinelerle ilgili yaptığı hiçbir pazarlığa yanaşmıyor. Bu durum rehinelerin aileleri tarafından tepki topladı.
İsrailli rehine aileleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a bir mektup yazdı
Mektup şöyle:
“Ekselansları,
7 Ekim’de kaçırılan ve Hamas tarafından rehin tutulan rehinelerin ailesi olarak benzeri olmayan acı ve ıstıraba yol açan bu krize insani bir müdahalede bulunmanızı istiyoruz. Kaçırılmalarından beridir çocuklarımız, eşlerimiz ve yaşlı ebeveynlerimizle iletişim kuramıyoruz. Kendilerinden hiçbir haber alamadık.
Bölgenin büyük güçlerinden birinin lideri ve Orta Doğu'da geniş etkisi olan biri olarak büyük destekte bulunabileceğiniz eşsiz bir konuma sahipsiniz. Çocuklarımızın, kardeşlerimizin ve ebeveynlerimizin nerede olduklarını bilmiyoruz.
Sağlık durumlarından ve hayatta olup olmadıklarından haberimiz yok. Korkunç bir acı altındayız. Sizin de bildiğiniz gibi zaman çok önemli. Her geçen saat rehinelerin durumunun kötüleştiğinden endişeleniyoruz.
Bu yüzden sizlere tüm gücünüzle rehinelerin hayatta olup olmadığını öğrenmeniz, tıbbi ihtiyaçlarını karşılamak için aracı olmanız ve derhal salıverilmelerini sağlamak için sizden insani bir istekte bulunuyoruz.”
Mektubu insani açıdan okursanız elbette rehine yakınlarının duygularını anlamanız ve hak vermeniz normal. Rehine aileleri kendi yakınlarının öldürülme ihtimalini dahi düşünmeden sadece haber almak ve serbest bırakılmasını isterken dahi ne kadar vicdani kelimeler kullanıyorlar değil mi?
Aslında bunda yerden göğe kadar da haklılar. Ancak aynı rehine yakınları hastanede çocukları öldüren İsrail Cumhurbaşkanına bunun durdurulması için de bir mektup yazdılar mı? Ya da bu konuda seslerini yükselttiler mi? Sanmıyoruz.
Mektubun ortaya koyduğu ikinci gerçek ise İsrail’e olan sert tepkilerini bildikleri halde Erdoğan’a güvenmeleri ve ondan destek istemeleri. Bu da gösteriyor ki Erdoğan’ın adaletli, merhametli ve vicdanlı olduğunu kabul ediyorlar.
Mektubun üçüncü gerçeği ise Erdoğan tüm İslam dünyasının söz sahibi bir lideri olarak görülüyor ve böyle biliniyor.
Ancak tüm bu gerçeklere rağmen İsrail’de 43 günden beri kan akmaya devam ediyor.
Keşke İsrailli rehine yakınları aynı mektubu Netanyahu ve Biden’a da gönderebilse ve Gazze saldırılarının durdurulması konusunda ricacı olsalar.