İmamoğlu turpun büyüğü mü olmak istiyor?

Geçen pazartesi haftaya Bolu Kartalkaya otel yangını ile uyanan ben, bu pazartesi de yeni bir felaket olmaması temennisi ve duası ile saat 10'da korka korka televizyonu açıp sabah izlencemize başladım.

İmamoğlu turpun büyüğü mü olmak istiyor?
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Haber kanalları arasında gezinirken muhalif kanallarda İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun canlı olarak düzenlediği basın toplantısına denk geldim.

İmamoğlu, konuşmasını kendisinin önünü kesmek için bugüne kadar açılan soruşturma ve bu soruşturmalarda sürekli bilirkişi olarak görevlendirilen Satılmış isimli birisinden sürekli söz ediyordu.

Kendisine hukuken haksızlıklar yapıldığını, özellikle Adalet Bakanının İstanbul’da sözünün geçmediğini dile getiriyordu.

CHP’nin cumhurbaşkanı adayı kim olacak diye sorulan soruyu CHP Genel Başkanı ve parti teşkilatlarının tepkisini almama adına ustalıkla geçiştiriyor ve gündemin kendisinin siyaseten önünün kesilmesi amacıyla yürütülen soruşturmalar olduğunu ifade ediyordu.
İmamoğlu’nun bu açıklaması biter bitmez de bir klasik yaşanıyor "Bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs" iddiasıyla soruşturma başlatılıyordu.
İmamoğlu’nun son günlerde ve genellikle soruşturma açılmasıyla sonuçlanan bu tür konuşmaları özellikle yaptığı ve kendisini “turpun büyüğü” ifadesinin muhatabı olduğunu vurgulaması ve kendisinin Cumhurbaşkanı tarafından hedef tahtasına oturtulmuş olmasından oldukça mutlu ve memnun olduğunu görüyoruz. Kısaca İmamoğlu; Erdoğan’ın “heybedeki büyük turp” ifadesinin tek muhatabı ve hedefi olmak istiyor. 

Erdoğan ile savaşarak ve onun tek rakibi olarak kendisinin görüldüğüne yönelik algı oluşturmak isteyen İmamoğlu’nun bu tavrı, bazı CHP’lilerde memnuniyet oluştururken, Mansur Yavaş taraftarlarında ise huzursuzluk oluşturuyor.

İşin bir başka yönü ise şu. Sanki Cumhurbaşkanı Erdoğan da İmamoğlu’nun rakibi olmasını istiyor ve tüm adımlar bunun için atılıyor.
İmamoğlu’nu kendisi için daha zayıf halka gören Erdoğan, onun mağdur edilmesi hikâyesinden adaylık çıkmasını istiyor olacak ki tüm adımlar bunun için atılıyor.

Ancak bu mağduriyet ciddi bir adalet mücadelesine dönerse İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı seçilmesi içten bile değil. Yargının siyasallaşması ve bunun somut örneklerle güçlendirilmesi temellerine oturtulmuş bir seçim kampanyası ile İmamoğlu’nu çok beğenmese bile adalet ve haksızlıklardan rahatsızlık duyan kesimlerin destekleriyle cumhurbaşkanlığı makamında bir değişim yaşanma ihtimali de yok değil.

Bunun önüne geçilmesi için birçok kesimin de şikâyetçi olduğu adalet konusu adilane konuşulmalı ve tartışılmalı.