İl Başkanı Akın: 'Milletimizden Toplanan Yine Milletimizin Cebine Girsin'

Milletimizden toplanan yine milletimizin cebine girmeli diyen İl Başkanı Akın, “Ülkemizdeki tabloyu görüp üzülmemek elde değil. Bu saatlerce konuşabilecek bir mevzu. Ne böyle bir imkânımız ne de bir vaktimiz var. Ancak tabloyu tek cümle ile özetleyebiliriz. Maalesef milletimizden toplananlar, istismarcıların elinde talan ediliyor. Sömürülüyoruz” dedi. 

“PEKİ MİLLETİMİZDEN TOPLANAN, YİNE MİLLETİMİZİN CEBİNE NASIL GİRER?”
İl Başkanı Akın: “Öncelikle Ahlaka önem veren bir yönetim anlayışını hâkim kılarak bunu yapabilirsiniz. Siz dünyanın en iyi kanunlarını da getirseniz, başına koyduğunuz kişinin ahlakı yoksa o makamı mutlaka istismar eder. Hiçbir şekilde vereceğiniz maaş o yöneticiyi motive etmez zapt edemez. Çünkü elinde daha ciddi gelir sağlayacağı imkanlar vardır. Bu yüzden Rüşvet yer, adam kayırır, hırsızlık yapar, vatandaş ucuz ekmek kuyruğuna girerken, kendisi vatandaşın parasıyla en lüks arabalara biner, en lüks makam odalarına ihtiyaç duyar, diğer taraftan millete acı reçeteler önerir. 

“AHLAK AİLEDEN BAŞLAR”
Başkan Akın: “Bu hükümet 20 yıl boyunca kendi TV kanallarında ahlaksız TV programlarını ailelere izleterek, ahlaksızlığı normalleştiriyor. Ve kimse de bunlara siz ne yapıyorsunuz demiyor. Aynı TV kanalları ahlakını bozduğu insanları akşam olunca yalan haber enjekte etmek için kullanıyor.” 

“AHLAK SOSYAL HAYATIN İÇİNDE GELİŞİR”
İl Başkanı Akın: “Şimdiki gençler, dilinde ahlaki ve manevi söylemlere sahip idarecilerin her türlü ahlaksızlığa imza attığını görünce, ister istemez karşı tarafın samimiyetsizliği görüyor ve kendini başka yanlış düşüncelere kaptırıyor. En büyük kaybımızda maalesef bu oldu bu hükümet zamanında. Bu nesillere verilmiş en büyük zarardır.”

BİLİNÇLİ YANİ ŞUURLU BİR YATIRIM VE YÖNETİM ANLAYIŞINI HÂKİM KILMANIZ GEREKİR
Başkan Akın: “Önce, biz insanlarımıza iş imkânı oluşturacak yatırımlar yapmalıyız. Fabrika yapmak millete ömür boyu iş imkânı sağlar. Ancak köprüye hiç ihtiyaç yokken yeni köprü yapmak kimseye fayda sağlamaz. Bir kişinin hayatını iyi etmez. Kimin hayatını iyi eder, bunu hepiniz biliyorsunuz. Bir avuç istismarcının. Bu örnekleri çoğaltabiliriz.

Fabrikalar kurulması lazım dedik. Hadi kuralım demekle olmaz. Katma Değeri Yüksek ürün üretmek gerekir. Siz 1 yıl boyunca çalışıp yurt dışına 300 milyon dolara domates ihraç ediyorsunuz, elin Avrupalısı Amerikalısı sana 1 tane yolcu uçağını 400 milyon dolara satıp elindeki tüm parayı alıyor. Sende üretim yaptım diyorsun. Bu üretim mi oluyor. Nerde ucuz iş gücü gerektiren bir üretim varsa Türkiye’de yapılıyor. Avrupalı Amerikalı senin yeni girdiğin Sektörü bırakalı yıllar oldu sen daha yeni giriyorsun. Adam senin uğraştığın sektöre girmiyor bile. Neden? bırak onlar domates üretsin ben ona uçak satarım, MR cihazı satarım, ilaç satarım diyor da onun için. Diğer taraftan bu ülkede gerçek manada üreteninde bitirildiğini görüyoruz. Bugün ezkaza cebinde 100 bin lirası olan bir adam bu ülkede 20 milyon TL’lik yatırım yapan üreticiyi bitirebiliyor. Neden. Gidip Çin’den mal ithal ediyor getiriyor ucuza verip içerdeki üreticiyi yok ediyor. Kim koruyor bu üreticiyi? Hiç kimse. Kim dert ediyor hiç kimse. Bir ilaç etken maddesi bir d vitamini bile üretilemiyor. Bu yüzden katma değeri yüksek ürünleri üretmeliyiz.

Bu ürünler üretilirken hammaddesine kadar üretilmesi gereklidir. İşte üretilmesini zaman tüm hammaddelerin yurtdışından aldığın için hepsi dolara bağımlı oluyor, dolar artınca otomatik olarak fiyatlar da bu yüzden artıyor. İşte bugün raflarda fiyatların artması bu yüzdendir. Ancak AKP bu gerçeği vatandaşımızdan saklıyor.
Ahlakı hâkim kıldık, bilinçli yatırım yaptık, hammaddesine kadar ürettik, kime satacağız, Elin Avrupalısı senden almıyor. Çünkü büyük cirolu sahalar kendisinin elinde. Seni sokmak istemiyor sokmaz da. Bunu bildiğimiz için ne dedik, gelin D8’leri kuralım buraya satalım. Ancak AKP ne yaptı burayı boş bıraktı, coğrafya tarumar oldu, İsrail senin boş bıraktığın her ülke ile el sıkıştı, soruyorum bu nasıl devlet idaresi, bu nasıl anlayış.”

ELAZIĞ’DA DURUM ÇOK MU FARKLI HAYIR. 
İl Başkanı Akın: “Bakın aylardır ELAZIĞ belediyesini uyardık. Şu devasa krediyi almayın diye. Nedir sizin bu faizli kredi sevdanız yahu. Bu nasıl mantık. Başka geliriniz mi yok. Her yeri imara açıp satıyorsunuz zaten. Gittiler aradılar kimsenin aklına gelmez Japonya’nın bir bankasından kredi ayarladılar.

Diğer taraftan vatandaşın Abdullah Paşa da evlerini yıkmışlar daha o işi yapamadılar millet konteynerlerde kiralarda mücadele veriyor, belediye bir bakıyorsun villa kent projesi diye hayali bir projenin peşinde koşturuyor. Bunların hepsi aynı, atölye yap sanayi yap vatandaşı iş sahibi et dedik yok villa yapacağım. 

Elazığ’da önce ekmeğin gramajını düşürdüler zam yapmak yerine kurtarmadı sonra ekmeğe zam yaptılar. Olacak şey mi bu. Biz ne dedik bari insanımıza ucuz ekmek vermek için Halk Ekmeği kurun, aylardır söylüyoruz ancak hala hiçbir şey yapılmadı. Her şeye para var ama vatandaşa ekmek yok. 

Elâzığ Oto sanayi Sitesi senelerdir harabeye dönmüş Allah rızası için kimse el atmadı neden çünkü orada oy yok, para da getirmez. Ne yapalım otopark yapalım. Yahu belediye otoparkçı mı Allah aşkına teşvik edin özel firmayı geçin. Şehirde plan yok program yok her yer iç içe geçmiş. Milletvekillerine baktığınız zaman, İlçelerde tek kuruşluk yatırım yok ne atölye ne turizm hiçbir şey yok akşama kadar hiçbir yer olmamış gibi vatandaşı ziyaret ediyorlar çay içiyorlar. 

Biz dedik ki her ilçeye mutlaka tesisler yapacağız turizm yatırımı yapacağız, insanları iş sahibi edeceğiz, oradan bir ilçenin belediye başkanı çıkmış 15 senedir koltukta oturuyor, şimdi çıkmış diyor ki tesis yapacağız, kim inanacak size, 15 senedir neredeydin sormazlar mı adama. Sizin elinizde en bol para olduğu zamanı da gördük. Bir çivi çakmadınız. Milleti belediye kapılarına iş umuduyla diktiniz. 

Elâzığ’ın çocuklarının çoğu okumuş başarılı çocuklar, derecelere giriyor. Bu çocukları ucuz işgücü görmemeliyiz. Bir an önce Elâzığ’a katma değeri yüksek yatırımları çekmemiz gerekiyor ki bu gençlerimiz bu beyinler Elazığ’da kalsın. Bunu başarmamız gerekiyor. Biz gelirsek ilk işimiz Elâzığ’ın kaybolan aslını, nüfusunuzu geri getirmek ve nüfusunuzu insan kaynağını korumak. Elâzığ viraneye döndü niteliksiz göç alıyor. Nitelikli göç veriyor. Kimsede buna dur demiyor. Herkes farklı polemikler peşinde.”

Konuşacak çok şeyimiz var inşallah en yakın zamanda Elâzığ’ımıza en güzel en hayırlı hizmetleri getireceğimizden şüpheniz olmasın. İnsanlarımız gerçekten çok ciddi bir durumla yüzleşiyor. İçten içe Maalesef AKP’nin kadroları vasat bile değilmiş diyorlar. 

Fikirlerimiz %100 uyuşmayabilir. Ama en azından size bahsettiğim konuları reddedecek kimse bulunmaz. Bundan dolayıdır ki gelin hep birlikte omuz omuza bu anlaştığımız hususları hayata geçirelim, huzur ve selameti bulalım.”