'İdam isteriz!'

Kaybolduktan 19 gün sonra bir derede cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran'ın kurban gittiği cinayetle ilgili sır perdeleri aralanmayı beklerken Türkiye, bu vahşet sonrası tek bir noktada birleşti. Terör, çocuk cinayeti ve tecavüz gibi suçlarda idam gelmesini isteyen vatandaşların bu talebine Elazığ Basın ve Medya Cemiyeti Başkanı M. Nafiz Koca destek verirken, Elazığ'da siyasi parti il başkanları da idamın gelmesi gerektiği yönünde görüş bildirdiler.

'İdam isteriz!'

21 Ağustos'ta Bağlar ilçesi Tavşantepe Mahallesi'nde Kur'an kursuna giden Narin Güran çıkışta evlerine dönmeyince ailesi kendi imkanlarıyla aramış, aramadan da sonuç alınamayınca Narin'in babası Arif Güran aynı gün saat 20.00 sıralarında kızının kayıp olduğunu bildirmişti. Bunun üzerine çok sayıda arama kurtarma ekibinin sevk edildiği bölgede çalışmalar başlamış, mahalledeki evler ve köye giriş yapan araçlarda arama yapılmıştı.

GİZLİ TANIK İTİRAF ETTİ

Kaybolduktan 19 gün sonra Narin Güran’ın cansız bedeni köye yakın bir konumda bulunan Eğertutmaz Deresi'nde bir çuvalın içinde bulundu. Narin’in cansız bedeninin bulunmasının ardından devam eden soruşturma kapsamında 24 kişi gözaltına alınırken bunlardan bir tanesi gizli tanık olarak itirafta bulundu. Gözaltına alınan bir kişi "Muhtar cesedi çuval içerisinde bana verdi. Çuvalı alıp dereye götürdüm" ifadelerini kullandı.

'İdam isteriz!'

TÜRKİYE İDAM İSTİYOR

Henüz 8 yaşında hayatının baharında hayattan koparılan Narin, tam da okulların başladığı gün kendisini bekleyen sırasına kavuşamadan toprağa verildi. Yaşanan bu vahşet Türkiye’de yeniden “idam isteriz” seslerinin yükselmesine neden olurken bu talep akıllara Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "İdam cezası Meclis'ten geçer önüme gelirse imzalarım. Batı'nın ne dediği önemli değil milletimin ne dediği önemli." Erdoğan’ın bu açıklamasını hatırlattığımız siyasi parti il başkanlarına Türkiye’de idam olmalı mı sorusunu yönelttik.

'İdam isteriz!'

MHP ELAZIĞ İL BAŞKANI YUNUS BAL: TABLO ALARM VERİCİ NİTELİKTEDİR

MHP Elazığ İl Başkanı Yunus Bal, bu tarz suçlarda idamın hak olması gerektiğini belirterek: “Karşımızdaki tablo alarm verici niteliktedir. İnsanın kanını donduran, vicdanları kanatan, sabır ve tahammül ölçülerini berhava eden en ağır suçlara her gün şahit olunmaktadır. Gazetelerin üçüncü sayfaları, televizyon ekranları, internet siteleri, sosyal medya platformları feci ve felaket dolu haberlerle dolup taşmaktadır. Kadına şiddetin yanı sıra çocukların güpegündüz kaçırılmaları, vahşete kurban edilmeleri hatta cinsel istismara uğramaları maşeri vicdanı yaralarken aynı zamanda büyük bir hüzne ve hüsrana da neden olmaktadır. Sabilerin, emzikli bebeklerin, henüz bıyığı terlememiş yavruların acımasızca katli, 'insanım' diyen herkesi kederlendirip yüreğini titretmektedir. Suçsuz, günahsız çocuklarımızın gün aşırı medyaya yansıyan cinayetlerine, intihar süsü verilmiş kadın ölümlerine göz yummak, sessiz kalmak, tepkisiz durmak ne insani emanetlerle ne de inanç ve kültür müktesebatımızla asla bağdaşmayacaktır. Zulme suskunluk da zulümdür. Bu karanlık tablonun aynısıyla devamı ise mümkün değildir. İlk başta akla gelen ve makul bir şekilde tartışılmasında fayda bulunan, cezai yaptırımların artırılması, derinlikli ve tesirli hale getirilmesidir. Bu konuda idam cezasının hukuk mevzuatımıza tekrar alınması, iğrenç ve ilkel suçların işlenmesini caydırabilecektir. Çocukları, kadınları, masum ve mazlumları en aşağılık yöntemlerle hedef alan canilerin, katillerin, insanlık düşmanlarının fiillerine karşılık gelen cezaların adil ve orantılı tespiti milli birlik ve dayanışma şuurunun istikbali açısından zorunluluktur. İdam Haktır!” şeklinde konuştu.

'İdam isteriz!'

20 YILLIK HÜKÜMET SÜRECİNDE BU VE BENZERİ BİRÇOK OLAY YAŞADIK

CHP Elazığ İl Başkanı Av. Onur Özkan ise Türkiye’de idam cezasının yeninden uygulanmaya alınması konusuyla ilgili: “Ben konuyu bir avukat olarak değerlendirmek istiyorum. Toplumsal çapta infial yaratan olaylar olduğu zaman hepimizin ağzından “idam” kelimesi çıkıyor. Fakat kanunların caydırıcı bir şekilde olması ve bunların uygulanıyor olması da yeterli olacaktır. İdam cezası uygulanacak ise terörle alakalı olan suçlarla ya da küçük yaştaki herhangi bir bireyin öldürülmesi, tacize uğraması ile ilgili olan konular da içine girecek. Burada asıl önemli olan mevzu o idamın ne için uygulanacağının bilinmesidir. Bu nedenle önce kanun taslağı görülebilirse, hangi amaçla ve gerekçeyle böyle bir cümle kurulduğunu, kimlerin bu kapsama alınacağını görüp, ona göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cümlesini değerlendirmek çok daha mantıklı olacaktır. Hepimizin içini burkan kız çocuğunun ölümünün üzerine gelmiş olan bir söz ama eğri oturup doğru konuşalım, 20 yıllık hükümet sürecinde bu ve benzeri birçok olay yaşadık. Sayın Cumhurbaşkanımız hiçbirinde böyle bir cümle kurmamıştı. Ama bu sefer böyle bir cümle kuruyor. O yüzden amacını ve kapsamını bilip ona göre değerlendirme yapmak hepimiz açısından çok daha mantıklı ve doğru olur.” açıklamasını yaptı.

'İdam isteriz!'

YENİDEN REFAH PARTİSİ İL BAŞKANI AV. KARAKUŞ: “İDAM CEZASI KAÇINILMAZ OLMUŞTUR”

Türkiye’de infiale neden olan Narin Güran olayının ardından açıklama yapan Yeniden Refah Partisi Elazığ İl Başkanı Av. Erhun Karakuş,  “Türkiye'nin 2002'de kısmen, 2004'te de tümüyle mevzuatından çıkardığı idam cezasının yeniden getirilmesi  kaçınılmazdır. Ülkemizde hukukun verdiği en ağır ceza Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıdır. Bu cezanın da bir sınırı vardır ve bu cezayı alanlar bir süre sonra cezaevinden çıkmaktadır. Başta Narin kızımızın katledilmesi olmak üzere son yıllarda çocuk, kadın ya da canice ruhla işlenen cinayetlerin arttığını kamuoyu olarak endişe ile izliyoruz. Bu vahşetin devam etmesinin en önemli sebeplerinden biri de ülkemizde idam cezasının olmamasıdır.” dedi

“AVRUPA BİRLİĞİ İÇİN İDAMI KALDIRDIK”

Başkan Karakuş, açıklamasının devamında: “Avrupa Birliği’ne üye olma maceramız ve Uluslararası İnsan Hakları Mahkemesinin sözde hümanist ilkelerine uyum sağlama adına 2004 yılında yasalarımızdan tamamen çıkardığımız idam cezası, bizlerin Avrupa birliğine girmemiz sağlamadığı gibi İsrail’in Gazzeli çocukları katledilmesine sessiz kalan hatta destek veren Batılı ülkelerin ve Amerika’nın gerçek yüzünü görmemizi sağladı. İdam cezası birilerinin ifade ettiği gibi öldüren değil yaşatan bir cezadır. İdam cezasının varlığı başlı başına caydırıcı ve suçları önleyici bir özelliğe sahiptir” ifadelerini kullandı.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN “ÖNÜME GELİRSE İMZALARIM” DEMİŞTİ

Bugün dünyada ABD dahil 58 ülkede halen idam cezasının uygulandığına dikkat çeken Başkan Karakuş, “Geçtiğimiz yıllarda Kırıkkale'de eski eşi tarafından çocuğunun gözleri önünde katledilen Emine Bulut cinayetinin ardından ‘Önüme gelirse imzalarım’ açıklamasıyla idam cezasının getirilmesini talep eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu açıklamasına rağmen Cumhur ittifakı üyesi partileri böyle bir çalışma içine girmediler. Yeniden Refah Partisi olarak idam cezasının getirilmesi adına üzerimize düşen görevi yapmaya ve iktidara destek vermeye hazırız.” dedi.

“İDAM CEZASI CAYDIRICI ÖZELLİĞİ İLE ÖLDÜRMEZ YAŞATIR”

Yeni anayasa çalışmalarının yapıldığı bu dönemde kamuoyunun beklentisinin idam cezasının getirilmesi olduğuna dikkat çeken Başkan Karakuş, bu çalışmayla suçluyu cezalandırmaktan öte idamın caydırıcı etkisi ve öldürmeye değil yaşatmayı esas ruhunun hâkim kılınmasıyla benzer suçların önleneceğini ifade etti.

'İdam isteriz!'

KOCA:İDAM CEZASI GERİ GETİRİLSİN

Elazığ Basın ve Medya Cemiyeti Başkanı M. Nafiz Koca ise  Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un Ekim ayında TBMM’ye sunacağı 9’uncu Yargı Paketi’nde çocuk ve kadın cinayetlerine yönelik ceza maddelerinin yeniden revize edilmesini beklediklerini belirtti.

Başkan Koca yaptığı açıklamada, “Henüz 8 yaşında ve iki hafta sonra okula gidip arkadaşlarıyla yeniden gülüp eğlenmenin heyecanını yaşarken ortadan kaybolan ve 19 gün sonra okulların açılmasına bir gün kala cansız bedenine akar bir derede bulunan Narin Gürkan için ülke olarak yas tutarken devlete hükümet edenlerin konuyla ilgili açıklamalarını da merakla takip etmekteyiz. Yapılan açıklamalar, açıklamalardaki “en ağır cezalarla tecziye edilecektir” şeklindeki beyanatlar yüreğimize bir katre de olsa su serpse de minik Narin’den önceki çocuk katillerine uygulanan en ağır cezaların bile caydırıcı olmadığı herkesçe malumdur. Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere, Adalet Bakanımız ve üst düzey yargı mensuplarının Narin Güran cinayetini sebep kabul edip ceza yasalarında önleyici ve caydırıcı ceza maddelerinin yer alması için gerekli adımı atmaları gerekmektedir. Gündemde olan ve kamuoyunun büyük bir kesimi tarafından merakla beklenen; Adalet Bakanı Sayın Yılmaz Tunç tarafından da Ekim ayında TBMM’ye getirileceği belirtilen 9’ncu Yargı Paketine çocuk ve kadın cinayetleri ile ilgili getirilecek ceza maddelerinin yeniden revize edilip bu suçu işleyenlere, yardım ve lojistik destek sağlayanlara en ağır cezanın İDAM CEZASI olarak düzenlenmesi kamuda kahir ekseriyetin beklentisidir. Hiç değilse çocuk ve kadın cinayetleri için getirilecek İdam Cezası Narin başta olmak üzere katledilen çocukları belki geri getirmeyecektir ama yeni çocukların öldürülmesinin önüne geçecektir.”dedi.