- Haberler
- Gündem
- İçişleri Bakanı Soylu: 'Vatandaşlarımız tarafından deprem için AFAD ve Kızılay'a 132 milyon TL gönderildi'
İçişleri Bakanı Soylu: 'Vatandaşlarımız tarafından deprem için AFAD ve Kızılay'a 132 milyon TL gönderildi'
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Elazığ depreminin ardından vatandaşlar tarafından AFAD ve Kızılay'a 132 milyon TL bağışta bulunulduğunu belirterek, 'Bugün çalıştığımız proje biterse herkes Elazığ'ın ve Malatya'nın Doğanyolu ve Pütürge'nin köylerinde yaşamak ister. 2002'den itibaren geçmiş yıllarda yapılan binalarda problem var' dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, yaşanan depremin ardından Elazığ Organize Sanayi Bölgesi'nde iş adamlarıyla bir araya geldi. Toplantıda konuşan Bakan Soylu, "24 Ocak tarihinde Elazığ ve Malatya’da bir depremle hepimiz sarsıldık. Depremler, afetler olduğu zaman ilk söylenecek cümle Allah beterinden saklasın. 41 vatandaşımızı kaybettik. Deprem ve bu tip afetler devletler, millet ve birey açısından belki de toplumların en büyük sorunudur. Bu konuda karşı karşıya kalacağımız süreçleri yönetmek, birlik, yardımlaşma ve duygudaşlık adımlarını, zor zamanın sınavını her zaman hep beraber verebilmek ve hep birlikte beklemediğimiz ölçüsünü, hesap edemediğimiz maliyetini bilmediğimiz bu mezheplerden çıkabilmek elbette ki güçlü bir irade ister. İsyan etmemek lazım. Hesap etmemek lazım ve birbirine sarılmak lazım. İşin doğrusu budur. Burada özellikle deprem kuşağında olduğumuzu biliyoruz. Kayıplarımız oluyor ve bu kayıplar hepimizi üzüyor, çünkü günlerce bunlarla uğraşıyoruz. Burada o enkazların altındaki insanlar umutlu veya umutsuz bekleyişler, aslında hepimize almamız gereken tedbirler hakkında nasihat veriyor. Olayın hemen ardından Cumhurbaşkanımız bizi bu konuda görevlendirdi. Yaklaşık 3 saat sonra Elazığ’da olduk. Yapılması ilk gereken bir olay tespiti ve acil durum müdahalesiydi, ülkemizin birçok tarafından uçaklarla, en acil ulaşımlarla arama kurtarma timleri buraya geldi. Saatlerce insanlarımızın enkazın altından sağ salim çıkabilmesi için çaba sarf ettiler. Tanımadıkları, bilmedikleri ve çıkardıktan sonra bir daha görmeyecekleri insanlara umutla gelip ellerini uzattılar. İlk andan itibaren vatandaşımıza sürekli bilgi vermeye çalıştık. Ne durumda olduğumuzu, insanların ne yapması gerektiğini anlatmaya çalıştık. Bizim Türkiye Afet Müdahale Planı diye bir planımız var ve bu planımızı tek tek uygulamaya başladık" diye konuştu.
"YENİ YAPILARDA PROBLEM SÖZ KONUSU DEĞİL"
1999 yılındaki Marmara depremini anımsatan Bakan Soylu, "Binlerce cesedi yollarda gören bir arkadaşınızım, saatler geçmesine rağmen kaldırılamayan, herkesin umutsuz bir şekilde binaların altında annesini, babasını veya oraya gönderdiği evladını aradığı bir depremi anlatmaya çalışıyorum. Sağa sola koşan insanları, umutsuzlukla bağıranları, binalara 'Anne aşağıda yaşıyor musun?' diye seslenenleri ve Türkiye o felaketi bir daha görmesin diye o tarihten bu tarihe Cumhurbaşkanımızın liderliğinde çok önemli tedbirler aldık. Deprem geçti, belki unutmuş olabiliriz. Sadece Şehir Hastanesinin Elazığ’a depremdeki katkısı sağlık alanında tek bir eksiklik söz konusu olmadı. Deprem izolatörü sayesinde bu şehrin en güvenli yarısından çok daha az bir etki ile sallandı, 3.2 ile sallandı. Şehir 6.8, orası 3.2 sallandı ve dikkat ederseniz hastaneler, viyadükler, yollar, binalar ve okullar, yeni yapılan okulların hemen hemen hepsinde bir problem söz konusu değil. 2002’den itibaren yapılan binalarda ama geçmiş yıllarda yapılan binalarda problem var. 12 ağır bina söz konusu, ki onun yerine de arkadaşlarımız kolları sıvadı sabah Milli Eğitim Müdürlüğümüzde toplandık ve 19 kişi daha okul yaptırmak için sırada bekliyor. Yaklaşık orta hasarlılarla birlikte 28-30 civarında okul bir vesile ile burada tekrar yenilenebilecek, bunları yaptıranlar da var. Buradan muradımız şudur; tedbir aslında yavaş yavaş işliyor. 1’incisi depremin acil müdahalesi, 2’ncisi insanların sıcak barınma, yemek ihtiyaçlarının karşılanması, 3’üncüsü geçici bir dönem, deprem konutlarının güçlendirilmesi, daha doğrusu deprem konutlarının yeniden yapılabilmesine teminen dışarıda kalacak insanların bir vesile ile en azından 1 yıl boyunca hayatlarını idame ettirecekleri, çocuklarını okula gönderirken rahat edecekleri, sınavlara hazırlanırken problem çekmeyecekleri bir anlayışı burada oturtmak. 4’ncüsü şehrin ekonomisinin bu işler olumsuz ve negatif değil, sıkıntıya düşecek bir şekilde değil, onu koruyacak ve muhafaza edecek, hatta daha ileri getirmeye çalışan adımların atılması" ifadelerini kullandı.
"BURADA HERKES DEPREMZEDE, BİZ ÖYLE BAKIYORUZ"
Gelen yardımlarla ilgili bilgi de veren Soylu, "Buraya gelen toplam yardım bin 328 tır ve kamyonet, Türkiye’nin her tarafından aktı. Milletimiz büyük bir sınav verdi. Milletimiz Elazığ’la birlikte büyük bir duygudaşlık ortaya koydu. Bin 328 halen daha da gelmeye devam ediyor. Burada organize sanayi bölgesinde bir yapının içerisinde gönüllüler, çalışanlar, kimisi gıda, kimisi giysi, kimisi de koli, her şeyi güzel bir hale getirip vatandaşlarımıza ulaştırmaya çalışıyorlar. Gıda kartlarında gıda kolilerine kadar tam şuana kadar 550 bin kumanya dağıtıldı. Bazen dağıtımda hatalar, eksikler oldu diyorlar. Ben bir öğrenirsem bir dahakine düzelteceğiz. İkincisi eksik ve hata olabilir ama normal bir hal ile karşı karşıya değiliz. Burada herkes depremzede, biz bu işe böyle bakıyoruz. Başkası nasıl bakıyor bilmiyorum ama biz bu işe böyle bakarak bu noktaya gelmeye çalışıyoruz. Farklı düşünceler ve fikirler olabilir, eleştiriler de olabilir. Bunlar da başımızın üzerine, biz her şeyi en iyi yapıyoruz diye bir iddiamız da yok. Gücümüz yettiğince 2-3 saatlik uykularla da yürütebildiğimiz kadar toparlamaya çalışıyoruz. Ben 4-5 defa gidip geldim. Çaba sarf ediyoruz, neden 3’ncü, 4’ncü safhayı daha iyi bir noktaya taşıyabilmek için, geçici bir halin sağlıklı bir noktaya ulaşabilmesi için. Her 5 çadırdan bir tanesine yangın söndürücü de düşünmek zorundayız. Şu ana kadar 20 bin insanımıza sosyal rehabilitasyon, psikososyal yardım yapıldı. Biz çocuklarımızın burada üniversite sınavlarına hazırlanma konusunda her çadır alanında veya her geçici konut tesisi yapılacak merkezde özellikle çocuklarımıza sınavlara hazırlanabilecek stabilize bir alan oluşturmakla mükellefiz" şeklinde konuştu.