İÇİNİZE SİNİYOR MU?

24 Ocakta yaşanan depremin ardından şehir merkezinde değişik bölgelerde devam eden ve birçoğu bitme aşamasına gelen TOKİ konutları, köylerde de yükselmeye başladı. Ancak yapılan evlerin zeminle neredeyse aynı kodda olması, konutları ve güvenliğini tartışmalı hale getiriyor.

ÇOK TARTIŞILMIŞTI

TOKİ tarafından önerilen ve çelik konstrüksiyonlu evlerin tek kat mı yoksa iki kat mı yapılacağı çok tartışılmış, siyasilerin aracılığı ile talep olursa tek katlı evlerin yanında ahır yapılabileceği tartışılmıştı.

Ancak gelinen noktada AFAD; köylülere, “iki katlı mı, tek katlı mı ya da yanında ahırlı olan ev mi talep ediyorsunuz?” sorusunu bile sormuyor. Anlaşılan o ki bundan sonraki köy evleri tek kat ve 90 metrekare olarak inşa edilecek.

YETKİLİLER: “İŞLER YOLUNDA”

24 Ocak'ta meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki deprem sonrasında yaralar sarılmaya devam ederken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı bin 15 adeti köy evi, toplamda 18 bin 868 konutun tamamlanması için başlatılan çalışmalar da aralıksız devam ediyor. Kent merkezinde hemen hemen her mahalle şantiye ye dönerken, köyler de de çelik konstrüksiyonlu evler hızla yapılıyor.

Bu kapsamda Baskil, Sivrice, Maden ilçeleri ile merkeze bağlı 300 köyde planlanan 1.015 konutun birçoğunda yer seçimi yapılarak, başlatılan çalışmalar da sürüyor. İlk çalışmanın başladığı Değirmenönü köyündeki çelik konstrüksiyonlu evlerde bitme aşamasına getirildi. İlk evlerin tamamlanmasının ardından hak sahiplerine teslim edileceği kaydedildi.

Çelik konstrüksiyonlu yapılan evlerin yaklaşık 7.5 ile 8 arasında depreme dayanıklı ısı ve ses yalıtımlı olduğu ifade eden Elazığ İl AFAD Müdürü Osman Pıhtılı, "Meydana gelen deprem nedeniyle hak sahibi olan ailelerimiz için Baskil, Sivrice, Maden ilçeleri ile merkeze bağlı köylerimizde köy konutları yapılmaya devam ediyor. Elazığ genelinde köylerimizde 1.015 konutun yer seçimi yapıldı ve inşaatlarına başlandı. Bunlar da devam ediyor. Bu yapılar çelik konstrüksiyon konutlardır. Sıkıştırılmış betopan dediğimiz dış cephesi betopandan ve içi mineral yönünden yapılmış ısı ve sese dayanıklı yapılardır. Deprem bölgesinde yaşayan bir ilimiz için depreme dayanıklı yapılar olarak tamamlanarak hizmete sunulacak"

VATANDAŞ: “EVLER, SEL VE KAR ALTINDA KALACAK”

Yetkililer her şeyin yolunda gittiğini  ve köylere yapılan evlerin teknik özelliklerini anlatarak konutları savunurken vatandaşlar ise evlerin, zemin düzeltildikten sonra dökülen 8-10 cm  beton üzerine inşa edildiğini belirterek evlerin sel ve kar yağışlarına karşı korunaklı olmadığını, herhangi bir yağışta evlere suların dolacağını ve kara gömüleceğini ifade ediyorlar.

Yüz yıl önce yapılan evlerin bile en az 60 santim temel ve su basmanı üzerine inşa edildiğini, bu yüksekliğin  evleri her türlü yağış ve rutubette koruduğu gibi ömürlerini de uzattığına dikkat çeken köylüler, bu gerçeği bizim bile bilmemize rağmen, Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü ile AFAD müdürlüğünde görevli teknik elamanların bu konuyu es geçmelerini anlayamadıklarını ifade ediyorlar.

YÜKLENİCİ FİRMANIN SUÇU YOK

Köy evlerinin deprem güvenliği gerekçesi çelik iskelet üzerine yapılmasının kısmen kabul edilebileceğini ifade eden köylüler, ancak bu yapıların 50 cm temelli su basmanı üzerine inşa edilmesinin hem güvenlik, hem sel ve kar yağışlarından korunaklı hem de görsellik açısından güzel olacağını ifade ettiler.

Bugüne kadar TOKİ tarafından yapılan ihalelerde evlerin zeminle aynı seviyede inşa edilmesinde yüklenici firmaların değil, projeyi hazırlayan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı mühendislerinin rolü olduğunu ifade eden köylüler, TOKİ’nin bugünden sonra yapacağı ihalelerde bu olumsuzluğu giderecek projeler hazırlaması gerektiğini belirtiyorlar.

KÜÇÜK EKSİKLİKLER BÜYÜK ELEŞTİRİYE DÖNÜYOR

Gerek TOKİ’nin şehir merkezinde yaptığı konutlar gerekse köylerde yapılan ev projelerinde çok masraf getirmeyecek ama olduğunda herkesin memnuniyetini ifade edeceği küçük eksiklikler sebebiyle halkın hem TOKİ’ye hem Hükümet yetkilileri hem de siyasilere tepki duyduğunu, üst düzey yöneticilerin bu tür projeleri gözden geçirilerek aksaklıkların giderilmesi yönünde irade ortaya koymaları gerektiğini belirtiyorlar.

AYNI NAKARAT

Yetkililerin basın açıklamaları ve televizyon programlarında her şeyin güllük gülistanlıkmış gibi göstermesine de tepki gösteren köylüler, bu konuda kendi görüş ve taleplerinin dikkate alınmadığı gibi mevcut proje ve şartların kendilerine dayatıldığını, sorunların çözülmesi yerine sorun yokmuş gibi tavır takınıldığını iddia  ediyorlar.

Yetkililerin, yaşanan onlarca problem ve aksayan yüzlerce soruna rağmen aynı cümleler, aynı kelimeler ve aynı gerekçelerle bilindik nakaratlarını ifade etmeye devam ettiklerini belirten hak sahipleri, kendi mantıklı tekliflerin göz ardı edildiğini ifade ediyorlar.