Hukuk Fakültesi İsteyen Gençler, Bu Haberi Mutlaka Okuyun!
Başak MERAL GÜNDÜZ/Gamze Yıldırım Hukuk Fakültesi öğrencisi olarak bu bölümü seçmek isteyenlere tavsiyelerde bulundu.
Gamze Yıldırm,”İlkokul ve ortaokul eğitimimi Elazığ'da Koç İlköğretim okulunda tamamladım. Lise eğitimimi ise Elazığ Mehmet Koloğlu Anadolu Lisesi'ni kazanarak tamamladım. Lise 2'ye kadar sürekli tıp okuyarak sağlıkçı olmak istediğimi söylerdim. Lisede alan seçme zamanı geldiğinde ciddi bir şekilde ne olmak istediğimi düşündüm. Çünkü o zamana kadar hangi çocuğa ' büyüyünce ne olmak istiyorsun? ' diye sorulunca çocukların büyük bir kısmı -doktor, mühendis, avukat olmak istiyorum diye cevap verirdi. Ama biraz da işin ciddiyetiyle karar vermem gerektiğini bildiğimden dolayı detaylıca düşündüm”dedi.
HAYALİM HUKUKÇU OLMAKTI VE BAŞARDIM
Yıldırım,”Kan görmeye dayanamayan benim tıp istememin, okumanın fazlasıyla zor olacağına karar verdim ve avukatlık mesleğine olan ilgimden dolayı eşit ağırlık bölümünü seçtim. O zamana kadar tanıdığım hukukçular, savcılar, hakimler hep ilgimi çekip bana çok havalı gelirdi. Hukuk ile alakalı çok fazla araştırma yaptım. Artık hukukçu olmak benim için gerçekten çok beğendiğim ve istediğim bir hayal, bir hedefti.Bu yüzden hayallerinizden asla vazgeçmeyin.
Üniversite sınavına kadar olan çalışmalarımı bu yönde istikrarlı olarak ilerletmeye çalıştım. Daha sonra üniversite sınavına girdim ve ilk senemde Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesi'ni tam burslu olarak kazandım. Hayallerime kavuşmanın vermiş olduğu mutluluk ve rahatlıkla Gaziantep'te hukuk eğitimime başladım. Gaziantep, benim için farklı ve güzel deneyimler kazandığım bir şehir oldu. Arada bir Elazığ'a, memleketime özlem duymam dışında güzel ve kaliteli bir şekilde eğitim hayatımı geçirdim. Son dönemim maalesef ki bütün Türkiye olarak yaşadığımız korkunç bir felaket olan depreme denk geldi. Bundan dolayı son dönemimi online olarak uzaktan eğitimle tamamlamak üzereyim. Şimdi hukuk fakültesi son sınıf öğrencisi olarak Elazığ'da online bir şekilde az kalan eğitimime devam ediyorum.Eğitimim bittikten sonra bir hukukçu olarak mezun olacağım. Daha sonra beni bekleyen 1 yıllık bir staj hayatım olacak. Staj eğitimimden sonra da bir avukat olarak mezun olacağım.
Gaziantep'te de eğitimim devam ederken bazı duruşmalarda izleyici olarak katıldım. 4 senelik eğitimim ve gördüklerim sonucunda Ceza Hukuku ve Uluslararası hukuk beni daha çok etkiledi ve bundan dolayı meslek hayatımda da bu dallardan ilerlemek istiyorum. Bir hukukçu adayı olarak söylemeliyim ki Türkiye'nin temel sorunlarından birini yargı oluşturmaktadır. Ülkemiz maalesef ki adaleti tam olarak sağlayabilmiş bir ülke değil. Yargının, var oluş sebebine uygun bir biçimde görev icra edememesi, anayasal ve yasal düzenlemelerin eksikliğinden ya da yanlışlığından ziyade, yargının siyasal iktidar karşısında bağımsız ve tarafsız olamamasından kaynaklanmaktadır. Bu da insanlarda maalesef ki adalete karşı bir güvensizlik duygusu yaratıyor. Temelden bahsedecek olursam, devletin 3 unsuru vardır: İnsan, toprak ve egemenlik. Bu 3 unsurun birleşirimiyle devlet meydana gelir. Bu devletin devlet olarak kalabilmesi ve devamlılığı için ise adalet şarttır. Hz. Ömer'in de dediği gibi 'Adalet mülkün temelidir.' Bu sözde de belirtildiği gibi bir devletin, ülkenin ya da bir düzenin esasında adalet yatar. Adaletin olmadığı, eksik olduğu küçük veya büyük fark etmeksizin her toplumun çökmeye mahkum olduğunu ifade etti.
EN BÜYÜK ADLİ SIKINTILARIMIZDAN BİRİ HUKUKUN YAVAŞ İŞLEMESİDİR
Gamze Yıldırım,”Ülkece adalet konusunda da eksiğimiz, yanlışımız var elbette. En büyük adli sıkıntılarımızından biri de hukukun yavaş işlemesidir. Çünkü davalar ivedilikle çözülmek yerine daha geniş bir sürece yayılarak geç çözümleniyor ve bu da beraberinde birtakım sıkıntılar doğuruyor. Bazı davalarda da her ne kadar 'hukuka uygun' olarak karar verildiği söylense de birçok hukuka uygunsuzluk yapılıyor. Beni en çok derinden sarsan hukuka uyumsuzluklar ise tecavüz olaylarında ve çocuk istismarlarında verilen kararlar. Ülkece bu kararları haberlerden, internetten ve gazetelerden görüyoruz ve eminim hepimiz verilen kararlara üzülüyoruzdur. Bu tarz davalarda sanıklar birtakım indirimlerden faydalanarak mahkum olması gereken süreden çok daha az süre ile beraat edebiliyorlar. Özellikle ülkemizde son ve geniş bir zaman aralığında istismara uğrayan çocuklar ve tecavüze uğrayan kadınların, kadın cinayetlerinde mağdurların, sürekli mağdur olarak kalması hepimizi üzüyor.
Başta bu konu olmak üzere özellikle suçlularının hak ettikleri cezayı alabilmeleri için ben de elimden geleni yapacağım. Adalet sisteminin tümüyle düzeltilmesi, bu eksikliklerin giderilmesi tek kişinin elinde olan bir şey değil tabi ki ben de tek başıma bunları düzeltemem ama mesleğimi icra ettiğim süre içerisinde haksızlıkların karşısında olacağına eminim. Mesleğimi sadece mesleğim olduğu için değil gerçekten de mağdur insanlara bir nebze de olsa faydam olsun diye icra edeceğim”dedi.
