Hiç Olmadı!
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Trabzon'da katıldığı bir etkinlikte mikrofonu eline alan küçük bir çocuğun CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için 'Bay Kemal, Cumhurbaşkanı amcamın karşısında kim? O adam hain hain.' demesinin yankıları sürüyor.
Muhalefet kanadı, çocukların siyasete alet edilmesi konusunda tepki ortaya koyarken, Ak Parti cenahında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “haberi çocuktan” al paylaşımı dışında ciddi bir destek gelmedi.
Gelmedi, çünkü muhalif tarafla birlikte Ak Parti içinde de bu olayı yanlış bulanların sayısı oldukça fazla.
Miting esnasında spontane gelişip 10 yaşındaki çocuğun siyasi bir mesaj vermesine çok takılmadıklarını dile getiren çevreler, asıl yanlışın ise çocuğun bu sözlerinden sonra tepki vermek yerine protokol üyelerinin gülmesi ve eylemi onaylar mahiyette tavır takınmaları.
Hadi diyelim, çocuğun babası fanatik bir Ak Partiliydi. Hadi diyelim bu fanatizmini ve belki kendini göstermek amacıyla güncel siyasetle alakası olmayan bir yaşta bulunan çocuğuna bu sözleri ezberletti. Yine aynı baba yerel siyasi aktörlerin, bakanların ve cumhurbaşkanının gözüne girmek ve belki takdir edilmek adına böylesi bir senaryoyu hayata geçirdi ve ısrarlı talepleri ile çocuğunu sahneye göndermeyi başardı.
Çocuk sevgisini yakından bildiğimiz Cumhurbaşkanı Erdoğan, sahneye gelen çocuğa hediyesini verdi ama çocuğun, babasının yapmasını istediği bir iş vardı ve onu yaptı.
Mikrofonu aldı ve bir çocuktan duyamayacağımız düzeyde ve şiddette bir siyasi cümle kurdu.
Buraya kadar, çocuğa bu hareketi yapıp bu cümleleri kurması tembihini yapan ve bunun gerçekleşmesi için epey mücadele eden babasından başka kimsenin suçu yok. Hele hele doğru ve yanlışı kestiremeyecek bir yaşta olan çocuğun hiç suçu yok.
Ancak bu cümleleri duyan siyasiler protokol üyeleri ve özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan gördüğü yanlışlara anında müdahale eden ve bunu yapmaktan çekinmeyen klasik üslubu ile “Bir dakika, sen daha çocuksun. Bu işler senin işin değil, bizin işimiz. Senin tek görevin derslerine çalışmak, başarılı olmak ve bu ülkeye önemli mevkilerde hizmet etmek. Bu kurduğun cümleler, bir çocuğun söyleyeceği cümleler olamaz, olmamalı” tepkisi gelseydi, Erdoğan bu tavrıyla başta muhalefet olmak üzere herkesin gönlünde taht kuran ve takdir edilen bir yönetici olurdu.
Siyasi kutuplaşmayı ve kamplaşmayı çocuklara kadar indirmek ve yaymak, toplumsal kırılmalara ve kamplaşmalara kapı aralar. Çocuklar eğitim-öğretim yapmak yerine siyasi kamplaşmalara ayrılır, kin ve nefretle büyürler.
Yapmayın beyler. Yaptırmayın ağalar. Yazıktır günahtır. Ülkenin tek sorunu ekonomi değil.
Farklılıklarımıza rağmen birbirimizi sevmek ve yakıp yıkmadığı sürece her fikre saygıyı öğrenmek, özümsemek ve uygulamak gibi de ciddi bir sorunumuz var ve bizler bunu onarmak yerine tuz ekiyoruz.