Her Elazığlının Gururu
Fırat Üniversitesi'nin 1967 yılında kurulan ve geçen süre içerisinde hem akademik başarı hem de fiziki kapasitesini artıran, son yıllarda uluslararası alanda birçok dereceye girmeyi başaran saygın ve köklü bir eğitim yuvası olduğuna dikkat çeken FÜ Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, Fırat'ın birçok sosyal ve kültürel faaliyetleriyle de öne çıkan ve tercih edilen bir üniversite olduğunu ifade etti.
Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, Hakimiyet Gazetesi’ni ziyaret etti.
Fırat Üniversitesi Genel Sekreteri Prof. Dr. Sinan Akpınar ve Fırat Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Furkan Dilaver’in de bulunduğu heyetle Hakimiyet Gazetesi'ne nezaket ziyaretinde bulunan ve Gazetemiz İmtiyaz sahibi Ahmet Toprak ile görüşen Rektör Prof. Dr. Göktaş, üniversitenin elde ettiği akademik başarı ödülleriyle hem ülkemizde hem de dünyada saygın üniversiteler arasında yer aldığını ve bunun Elazığ’ın tanıtımına da önemli katkı sağladığını ifade etti.
DMMA adıyla 1967’den beri burada yükseköğretim düzeyinde eğitim vermeye başlayan, 1975 yılında 4 fakültenin açılmasıyla birlikte Fırat Üniversitesi’nin resmen kurulduğunu ifade den Rektör Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, “O günden beri üniversitemizde hem yöneticiler hem akademisyenler sürekli kendilerini ve kurumu geliştirerek belli bir noktaya kadar geldi. Geldiğimiz bu noktada da üniversitemizde deneyimli, alanında yetkin bir akademik kadro oluştu.” dedi.
“ÖRNEK BİR İDARİ BİR YAPIMIZ VAR”
Fırat Üniversitesi’nde Türkiye’de örnek gösterilecek düzeyde bir idari yapılanma olduğunu, bunların birleşimiyle üniversitenin 50 yıllık geçmişiyle başarılı üniversiteler arasında yer aldığına dikkat çeken Rektör Prof.Dr. Göktaş şunları söyledi:
“Bütün mesleklerde olduğu gibi üniversitelerde de akademik çalışmaların süreklilik arz etmesi gerekiyor. Onun olabilmesi için iki parametre var. Biri, üniversitede huzur ortamı oluşturulmasıdır. Yani insanların ‘gittiğimde kadromu alabileceğim’ şeklinde kuruma bir aidiyet hissetmesi gerekiyor. İkincisi ise atanma kriterleriyle de bir şekilde hocalarınızı tatlı-sert bir üslup ama her halükarda özendirici bir yöntemle çalışmaya zorlamanız gerekiyor. Biz, şu an ikisini de yapıyoruz. Yani bir taraftan uzun yıllardır kadro bekleyen hocalarımızın mümkün olduğu sürede kadrolarını vermeye çalışıyoruz. Bir taraftan da atanma kriterleriyle hocalarımızı zorlamaya çalışıyoruz. Söylediğim her şey, akademik deneyim, idari deneyim ve ilaveten hocalarımızı çalışmaya teşvik edip zorladığımız zaman bu denli başarılar ortaya çıkıyor.”
“BÜYÜKŞEHİR ÜNİVERSİTELERİNİ ARATMIYORUZ”
Türkiye’de özellikle Anadolu şehirlerinde 50 yıllık ve daha eski üniversitelerimizin olduğunu ifade eden Rektör Göktaş, “Bunlar da şu anda eğitim kalitesi bağlamında hemen hemen aynı düzeye geldi. Yani bir kişi büyük şehirlerdeki bir üniversitede almak istediği eğitimin aynısını burada da alabilir. Şehirlerin imkânları açısından da değerlendirdiğimiz zaman şu anda öğrenciler, büyük şehirlerde olan imkânların neredeyse tamamını Anadolu şehirlerinde de görebiliyor."
ELAZIĞ COĞRAFYASI GENÇLERİMİZE BİRÇOK AVANTAJ SUNUYOR
Elazığ’ın tarihi ve coğrafyasıyla şanslı şehirlerden biri olduğunu ifade eden FÜ rektörü Prof. Dr. Göktaş, “Hazar Gölü, Keban Baraj Gölü ve Karakaya Baraj Gölü’nün konum itibariyle Elazığ’ı bir yarım ada şekline getiriyor. Ayrıca sosyal imkânlar açısından da Elazığ gençlere hitap eden bir şehir.”
TÜRKİYE’NİN EN YEŞİL 13. KAMPÜSÜ
Fırat Üniversitesi’nin birkaç noktada önemsiz eksiği olmasına ve geçmişte çözülmesi gereken sosyal imkânlarla ilgili bazı problemleri de bir bir çözdüklerini dile getiren Prof. Dr.Göktaş, bununla birlikte üniversitemiz şu anda fiziki imkânlar açısından da Türkiye’nin en yeşil 13’üncü kampüsüne sahibi olduklarını ifade etti.
AKADEMİK BAŞARIDA CİDDİ DENEYİMİMİZ VAR
Fırat Üniversitesi’nin akademik personelimizin ciddi anlamda deneyimi olduğunu ifade eden Rektör Prof. Dr. Göktaş şunları söyledi:
“Diğer üniversitelerin profesör sayısı belki 10’larla sayılabilirken bizim profesör sayımız 500’e yaklaştı. Anadolu şehirlerinin bazılarında 20-30 tane profesör varken bizim doçent hoca sayımız bile 350-400 civarında. Bütün bunları düşündüğümüz zaman aslında Fırat Üniversitesi’nin şu anda bütün alanlarda öğrencinin kendisini rahatlıkla yetiştirebileceği, iyi eğitim alabileceği bir kurum haline geldik. Biz özellikle mühendislik, temel bilimler, sosyal bilimler, tıp ve sağlık alanlarında neredeyse bütün bölümlere sahibiz.”
“BÜYÜKŞEHİRLERDE ÖĞRENİM GÖRMENİN ZORLUKLARI VAR”
Öğrenciler için büyük şehirlerde eğitim görmenin bir takım zorlukları olduğunu ifade eden Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, “Öncelikle aileden uzak olmanın tabi ki avantajları da var. Kişinin özgüven kazanabilmesi için oldukça önemli. Farklı bir kültür deneyimi kazanması açısından da önemli. Ama bir taraftan ekonomik koşullar bazen kişinin evine en yakın yerde okumasını gerektiriyor. Büyük şehirlerin trafik yoğunluğu ve hayat şartları kolay değil. Bizim yakınımızda güzel bir üniversite varken bir maceraya kapılıp o büyük şehirlere gitmemizin bir anlamı yok. Dolayısıyla üniversitemiz bu açıdan çok avantajlı ve güzel bir üniversite. Özellikle bu sene YKS’de başarılı olan, iyi puan alan öğrencilerimizi bekliyoruz”
“ÖĞRENCİ ODAKLI ÇALIŞIYORUZ”
Fırat Üniversitesinde hedef kitlelerinin öğrenciler olduğunu ifade eden Prof. Dr. Göktaş, “Üniversiteler öğrenci odaklı çalışmak zorunda. Biz bütün faaliyetlerimizi öğrenci merkezli yapıyoruz. Günümüzde öğrencinin eğlenerek, spor yaparak, bir takım aktivitelerle ilgilenerek eğitim görmesi modeli en uygun eğitim modelidir. Dünyada tercih edilen model de budur. Burada okuyan öğrenci kardeşlerimizin bu ihtiyaçlarını giderebilecekleri etkinlikleri yapmak bizim görevimiz. Bunlar sosyal, kültürel etkinlikler olabilir”
“ÖĞRENCİLER SOSYAL AKTİVİTELERİ ÖNEMSİYOR”
Öğrencilerin çeşitli sosyal ve kültürel aktivitelerle eğlenebilecekleri ortamları sağlamak zorunda olduklarını ifade eden Prof. Dr.Göktaş, “Bunları yapmak zorundayız. Son 3 yılda Covid-19 ve depremler nedeniyle karşımızda öğrenci bulamadık. Öğrenci olmayınca da bütün bu faaliyetler askıda oldu. Ancak özellikle ilimize has bazı etkinliklerimiz oldu.”
“PALU’YA TRENLE GEZİ ÇOK İLGİ GÖRDÜ”
Palu Tren Gezisi dünyada konuşulan bir etkinlik olduğunu ve değişik platformlarda övgüyle söz edildiğine dikkat çeken Rektör Göktaş, “Valiliğimizin de böyle bir talebi var. İnşallah öğrencilerimiz Ekim ayının ilk haftasında kampüsümüze geldiklerinde bu tür etkinliklere devam ettiğimizi göreceklerdir. Üniversite olarak öğrencilerimizi hem sınıf içerisinde, hem kampüs içerisinde hem de sosyal aktivitelere katılmaları hususunda destekliyoruz.”
“SPOR ALANLARIMIZI ARTIRIYORUZ”
Elazığ depreminden sonra sportif faaliyet alanlarının birçoğunun yıprandığını ifade eden Rektör Prof. Dr. Göktaş, “Şu anda o alanları ihaleye dahil ettik. Bütün spor tesislerimizin zeminlerini yeniliyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte, üniversitemizde daha önce kullandığımız çim sahayı tribünlü çim sahaya dönüştürmek için Gençlik ve Spor Bakanlığımızdan tekrar ricada bulunacağız. Mühendislik Fakültemizde bir spor sahası yapmayı planlıyoruz. Deprem nedeniyle o alanda spor sahası yok. Bunlar dışında sportif faaliyetlerde çok fazla eksikliğimiz yok. Olanlar da inşallah ekonomimizi düzelttikten sonra tamamlayacağız. Üniversitemiz, öğrencilerimizin hem eğlenebileceği hem de sosyal aktivitelerde bulunabileceği, aynı zamanda kaliteli eğitim alabileceği bir kurum”
"FIRAT ÜNİVERSİTESİ, SON ÜÇ YILDA HER ELAZIĞLININ GURURU OLDU"
Üniversitenin geçmişten de aldığı deneyimle, özellikle son 3 yılda her bir Elazığlının gurur duyabileceği bir noktaya geldiğini ve bunun artarak devam edeceğini dile getiren Göktaş, “Çünkü artık genç akademik kitlemiz var. Onlar dünyayla sürekli temas halinde. Dünyanın çeşitli ülkelerine gidip kendilerini sürekli geliştiriyor. Üniversitenin başarıları bundan sonraki süreçte inşallah devam edecek.”
“BAŞARIYI GÖRMEK YERİNE BASİT AKSAKLIKLARLA ÜNİVERSİTEYİ VE ELAZIĞ’I YIPRATIYORLAR”
Son yıllarda üniversitenin dolayısıyla Elazığ’ın başarılarını görmek ve takdir etmek gibi şehrine karşı sorumlu bir davranış örneği göstermek yerine bazı küçük aksaklık ve problemlerin gündeme getirilerek şehrimizin yıpratılmak istendiğine dikkat çeken Rektör Göktaş, “ Başarılı bir üniversite varken şehrimizin de üniversitenin her zaman yanımızda olmasını isteriz. Bazen sosyal medya paylaşımlarında bu başarımıza gölge düşürecek ufak tefek paylaşımlar ve bilgi kirliliği oluyor. Biz bunlara alışkınız. Bilimin olduğu her yerde eleştiriye açık olmalıyız, biz böyle düşünüyoruz. Ancak vatandaşlarımız bunu böyle değerlendirmeyebilir ve bunun olumsuz etkileri olabilir.
“99 GÜZELLİK GÖRÜLMEYİP 1 OLUMSUZLUK GÜNDEME GETİRİLİYOR”
Sosyal medya kullanımının bu denli arttığı günümüzde bütün insanların bütün detayları bu mecralardan aldıklarını ifade eden Göktaş, “Bu şehirde yaşayan vatandaşlar örnek veriyorum; sosyal medyanın etkisiyle üniversitemizin yaptığı 99 güzel şeyle ilgilenmek yerine küçük bir aksaklığın olduğu ya da eksik olan 1 konuyla ilgileniyor” dedi.
“ELAZIĞLI HEMŞERİLERİMDEN RİCAMDIR”
Birçok ulusal ve uluslararası akademik başarıya imza atmış, “Araştırma Üniversitesi” konumunu elde ederek hem ülkemizde hem de bu güzide kuruma sahip çıkmak, bu başarılarını paylaşmak, bunlarla gurur duymak gerektiğini ifade eden Rektör Göktaş, “Bütün Elazığlı hemşehrilerimizden ricamdır. Lütfen bu güzide kuruma sahip çıkalım ve yıpratılmasına müsaade etmeyelim. Şu anda tam anlamıyla ideal bir kurum dünyanın hiçbir yerinde yok. Eksik olduğumuz noktaları da gündeme getiriyorum. Bir öğrenci kantinle sınıf arasında gününü bitirmemeli. Zaman zaman çeşitli konser, tiyatro ve sinemalarla o enerjisini dağıtmalı.” dedi.
"YENİ BİR YAŞAM MERKEZİ KURUYORUZ"
Elazığ’da bir yaşam merkezi kurma çalışmaları olduğu müjdesini veren Rektör Prof.Dr. Göktaş, “Çok geç kalınmış bir hizmet. Yeni kurulan üniversitelerin tamamında şu an yaşam merkezi var. Yaşam merkezlerinde genellikle sinema, küçük ölçekli çalışma salonları, pastane, berber, terzi gibi faaliyetlerin olduğu 24 saat açık olan alanlar. Bunun da muhakkak üniversitemizde olması gerekiyor. Eğer maddi olarak devlet desteği alamazsak eğitim maksatlı kullanılamayacak olan, mahalle arasındaki tapulu arazilerimizi satıp bu projeleri gerçekleştireceğiz.” dedi.