Hazar Gölü, yasaklarla değil özel projelerle korunur
Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada Hazar Gölü sahili ve Plajköy ile alakalı yapılan sosyal medya paylaşımları gündem olmuş ve Valilik tarafından inceleme başlatılmıştı. Yapılan incelemelerde bölgedeki kaçak yapıların tespit edildiği ve gerekli çalışmaların başlatıldığı duyuruldu.
Elazığ Valiliği tarafından konuya ilişkin yapılan açıklamada, Plajköy'de bulunan ve Hazar Gölü sahilini işgal eden tesislerden kaçak ve ruhsatsız olan binalarla ilgili cezai işlemlerin yapıldığı, yıkım kararı için de sürecin devam ettiği, bu bölgede yapılan bungalov evlerin yasal işlemlerin ardından yıkılacağı açıklanmış.
Valilik bu açıklamayla sahil şeridini korumaya aldığını ve kaçak yapılara geçit vermediğini dile getirmiş. Buraya kadar çok güzel…
İzinsiz ve ruhsatsız yapıları savunacak değiliz ancak ortada devletin bir turizm planı ve bölgeye dair bir projesi olsaydı, bu bölgedeki mülk sahiplerine tipi, özellikleri ve vasıfları belirlenmiş özel bir proje şartı konsaydı bunların hiçbiri yaşanmazdı.
Siz sahili koruyayım diye ardınıza bakmadan ve asla ilgilenmeden bu alanları değnekçilerin, rantçıların kucağına iteceksiniz, yine bu olmuşluklara zamanında dur demeyeceksiniz, yasal boşluk ve mevzuatların yeterince uygulanmadığı kontrolsüz bir ortamı gören insanlar kendi arazileri üzerinde bungalov evler yapacak ve siz günün birinde uyanıp “yıkın bunları” diyeceksiniz. Tam bir eski Türkiye manzarası…
Şehir ve süreç böyle yönetilmez beyler… Tabiat boşluk kabul etmez. Elbette kıyı kenar şeridi denen bir yasaklama var. Elbette sahillerin yapılaşmadan ve betonlaşmadan arındırmak ve buna müsaade etmemek lazım gelir. Ancak Akdeniz ve Karadeniz sahilleri de aynı kanunlara göre yönetilmesine rağmen yasal şartları yerine getirilmek şartıyla pek ala bu bölgelerde çok güzel tesisler, dinlenme alanları, kamp merkezleri ve nezih mekânlar yapılmış. Ve hatta her biriniz yılda birkaç kez bu tesislerden istifade ediyor ve tatil yapıyorsunuz. Neden bizler de Hazar Gölü ve sahiline bu açıdan yaklaşmıyoruz.
Yasaklarla daha ne kadar bu sahillerin mezbelelik hallerine, çöpten kaybolmuş görüntülerine şahitlik edeceğiz. Hazar gölü gibi bir zenginliğimiz var, kamu olarak siz bunu değerlendiremiyorsunuz, değerlendirmek isteyen yatımcılara da önce göz yumuyor, dünyanın masrafı edilip bir şeyler yapıldıktan sonra da görevinizi hatırlayıp yıllar sonra engel olmaya çalışıyorsunuz.
Böyle olmamalıydı. Bu süreç böyle yönetilmemeliydi. Yıllardan beri bu köşelerden arşı alaya değen feryatlarımızla sesleniyoruz. Ve diyoruz ki yok mu sizin bir turizm konusunda valilere, gelen giden yöneticilere göre değişemeyecek bir turizm Stratejik planınız. Yok mu bu konuda bir kırmızı kitabımız şehir olarak.
Yok. Yokmuş demek. Yokmuş ki böylesine garabetliklerle uğraşıyoruz ve gündeme geliyor bu şehir.
Valimiz Numan Hatipoğlu’nu hem açıklamaları hem de şimdiye kadar ziyaret edip bilgi aldıkları kurum ve kuruluşlara bakarak turizm konusunda vizyoner bir kimliğe sahip olduğunu gördük.
Artık bugünden sonra sadece yasaklama ve bu yasakları geriden gelerek uygulamak yerine Hazar Gölünü temiz tutma ve çevresini en güzel tesislerle donatıp turizm sektörüne katkı sunmak adına ilgili kurul ve bakanlıklardan alınmış olurlar çerçevesinde ihya edileceğine inanıyoruz.
Vali Hatipoğlu sırf turizm konusundaki çalışmalarıyla bile bu şehrin kaderini değiştirebilir ve bu onun için çok da kolay olur. Tüm yüreğimizle kendisini destekliyoruz.