HAYAT BİZE EMANET
Emanete riayet, insan imtihanının bir parçasıdır
Emanete riayet, insan imtihanının bir parçasıdır. Bu çerçevede insana güvenilip ona havale edilen ibadetlerde emanetler kapsamındadır. Emanet “Ahlaki sorumluluk” demektir. Emanet, insanın korumakla yükümlü olduğu fıtri, akli, fiziki ve imani olmak üzere bütün maddi ve manevi değerleri içerir.
Yüce Allah, Nisa 4/45’de “Emanetlerin ehline verilmesini” emretmektedir. Burada dikkat çeken husus yönetimi elinde bulunduracak kişilerin emanete ehil olmalarının araştırılması ve bu noktada hata yapılmamasıdır. Ayette öne çıkan nokta sorumluluk sahibi olmayla ilgilidir.
Emanet kelimesi kök itibariyle “güvenmek” anlamını vermektedir. İnsanlar nasıl ki güvendikleri kişilere bir şeylerini emanet ederlerse, rabbimizde bize güvenerek çeşitli imkanlar bahsetmiştir. Bu durumda rabbimizin bize olan güveninin gereğini yerine getirmemiz aynı zamanda yaratılış amacımıza uygun yaşamamız anlamına gelecektir. Bu nedenle müminlerden olmanın en önemli ilkelerinden namazdan sonra biriside emanetlere ve verilen sözlere riayettir.
Biz bir olduk. Birden olduk. Katlandık, birlikteliği yakaladık. Emaneti ehline teslim ettik. Ehliyet ve liyakatı ön planda tuttuk. Kitabımızı böyle okuduk, okuduğumuzu da böyle anladık. Biz hizmet için varız. Varlığımızı hizmet ederek ispatlarız. Bizim Peygamberimiz bize böyle örnek ve model oldu. “Bir toplumun en hayırlısı o topluma hizmet edendir” buyurarak bizi hayata hazırladı. Bizde makamlar geçicidir. Asıl olan hizmettir. Kimliğini ve kişiliğini makamdan alan değil, o makama kimlik ve kişilik kazandırandır.
Bizim sistemimizde dünyada; huzur ve esenlik “selamet yurdu” güven ve güvenlik, emanet ve emniyet, Ahirete ise davet var.
Biz Müslümanlar hakka tabiyiz. Hak ne diyorsa o doğrudur. Çünkü o bütün noksan sıfatlardan uzak ve beridir. Böyle bir kudretten gelen emir doğru olmaz mı?
İsabetli bulunmaz mı?
İyi olmaz mı?
Hayırlı olmaz mı?
Adil olmaz mı?
Şefkat ve merhamet içermez mi?
Bizi yaratan bizden daha iyi bilmez mi?
Bütün bunlar doğrudan doğruya iletilen emirlerdir, tavsiyelerdir, önerilerdir. Allah’a inanan ona güvenendir. Ona güvenen onun emirlerini baş tacı edendir. Seçtiği elçiyi rehber edinendir. Kitabı hayat ölçüsü olarak kabul edendir.
Peki biz Müslüman bireyler ve toplum olarak bunun neresindeyiz?
Allah, hayatı ve hayatın içindekileri bize emanet etmiş. Bu emaneti emanet edenin isteği doğrultusunda kullanmak zorundayız. Yani onun mülkünde ona rağmen yaşamak…
Yine onun mülkünde ona isyan ha! Bu asla kabul edilemez.
Vesselam…