HAYALLER
Bazı hayaller ve idealler vardır zamanla değişir ve kaybolurlar
Bazı haydigerer ve idedigerer vardır zamanla değişir ve kaybolurlar. Özellikle çocuk yaşta birçok hayal kurar insan. Bu haydigerer zamanla hedeflere ve amaçlara dönüşür. Kimi zaman da kaybolur gider. Zamanın şartları ve günümüzde yaşadığımız acı olaylar bize hayal kurmayı pek mümkün kılmasa da insanlar hayal kurmaktan ve idedigereri için yaşamaktan vazgeçemiyor. Geçtiğimiz gün, daha çocuğunun doğduğunu bile göremeden şehit olan polisimizin acısını yaşarken bir yandan da hayal kurmak gelmiyor aslında içimizden.
Gazeteciliği sadece bir meslek olarak değil de bir ideal olarak değerlendirmeyi kimse çok görmez sanırım bana. Bir gazeteci mesleğini icra ederken sadece mesleki bir faaliyet gerçekleştirmez aynı zamanda bir ideali yaşar. Tıpkı hayatını köy okullarında öğretmenlik yapıp kendini kimsenin ulaşamadığı eğitim veremediği o sevimli ve tatlı köy çocuklarına adamış idealist bir öğretmen gibi bir gazeteci de insanlara doğru bilgiyi vermek için kar, yağmur ve çamur demeden haber peşinde koşarken sadece mesleğinin gereği olduğu için yapmaz bunu, bu işe gönül verdiği için yapar.
Her mesleğin her hayalin ve amacın kendine göre bazı zorlukları vardır. Kimi severek yapar işini kimisi de sadece zorunda olduğu için.
Gazeteci olmak, bir haberin duyurumunu yapmak, bir fotoğraf çekmek, bir gazete sayfasını tasarlamak benim her zaman hayal ettiğim ve imrendiğim şeyler olmuştur. Hayatım boyunca hep bu amaç doğrultusunda hareket etmeye çalıştım. Okuduğum bölümden yaşam tarzıma kadar hayatımın her dönemini bu amaçları gerçekleştirebilmek için uğraştım. Gazetecilik benim için bir meslekten çok bir amaçtır ve kalemim de namusumdur.
Algılayabildiğim kadarıyla teknolojinin pek yaygın olmadığı dönemlerde gazetecilik yapmak günümüzdeki kadar kolay değilmiş. Bilgisayarın, dijital fotoğraf makinelerinin ve daha birçok teknolojik aracın olmadığı dönemlerde gazeteler, içinde yer alan her kelimenin, harflerinin tek tek birleştirilmesiyle oluşturulan büyük bir çabanın ürünüymüş. 1960’lı yılları bir çizgi olarak ele alırsak bu çizgiden sonra gazetecilik alanında tüm medya sektöründe olduğu gibi büyük bir gelişme ve değişim yaşanmış, medyanın teknolojiyle harmanlaması da gazetelerin daha kaliteli bir yapıya kavuşmasını sağlamıştır. Yaşanan bu gelişmelerle gazeteler sadece görünüşüyle değil içeriğiyle de bir değişim yaşamıştır. Gazete çıkarmanın daha kolay bir yapıya kavuşması da gazete sayılarının artmasına ve doğal olarak bu alanda da bir rekabetin doğmasına neden olmuştur. Bu doğrultuda gazetecilik anlayışı da yeniden şekillenmeye başlamıştır. Daha sonra gazeteler, günümüzdeki şeklini almış ve demokrasinin temel taşlarından biri olmuştur.
Kutsal olan bu mesleği icra ederken insanların çok dikkat etmesi gerekiyor. Özellikle yaptığınız işle başka insanların düşüncelerini ve algılarını değiştirebiliyorsanız daha da fazla dikkat etmeniz gerekiyor. Kişisel menfaatlerin bu meslekte yeri yoktur. Bu doğrultuda hareket etmeyen ve kalemini kendi menfaatleri için oynatan hiçbir gazeteci kendi kabuğu dışına çıkamaz ve kalıcı olmaz.
Doğru olabilir. Günümüzde gazeteler eskiye göre özellikle matbaa ve dizgi konusunda daha az zahmet gerektiren bir ürün olarak görülebilir. Ancak unutulmamalıdır günümüzde sıradan olmak ya da herkesin yaptığını yapmak ne bir gazeteyi ne de herhangi bir sektörü bir adım öteye taşımayacaktır. Rekabet etmek zorundayız. İlimizi her alanda bir adım daha öteye taşıyabilmek için her alanda örnek ve yenilikçi olmalıyız. Elazığ medyasını sadece çevre illerle veya bölgeyle değil Türkiye standardıyla rekabet edecek bir yapıya kavuşturmalıyız. Sanırım işimiz çok zor ancak imkânsız değil…