HAYIR'DA MANTIK OLMASA DA HAYIR VAR!
Ülkeyi evetçi ve hayırcı diye ayrıştırmanın yanlışlıklarını daha önceki yazılarımda anlatmaya çalışmıştım
Ülkeyi evetçi ve hayırcı diye ayrıştırmanın yanlışlıklarını daha önceki yazılarımda anlatmaya çalışmıştım. İnsanların kanaatlerini demokratik bir şekilde ifade etmesinden daha doğal bir hak olamaz.
Kamu spotu kıvamındaki bu kısa girişten sonra meseleye başlayabilirim!
Hayırcıları seviyorum. Samimi söylüyorum, seviyorum. 15 yıldır her konuda Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısında olup, yenilmeye doyamayıp, o kendilerine olan özgüvenleri var ya, çok hoşuma gidiyor!
Her seçim öncesi en çok onların sesi çıkar. Kararlıdırlar, havalıdırlar… Komplolarına o kadar inanmışlardır ki, anlattıkları meseleleri fantastik bir film edasıyla anlatırken ki dava adamı imajlarına acımamanız imkânsızdır!
Anlattıkları konular genelde ispatı mümkün şeyler değildir. Mesela…
Koca koca devlet başkanlarının ağzından bizatihi sabah kahvaltısında dinlemiş gibi başımıza örülen çoraplardan bahsederler. Filan şunu demiş, diğeri şöyle cevap vermiş, şu konuda anlaşmışlar… Tayyip de bu anlaşmayı uygulamak için dış güçler tarafından başımıza geçirilmiş!
İyi ama benden oyumu dış güçler istemedi ki!
*****
Hiçbir delili olmayan bu zırvalara cevap vermeye çalışsanız bile karşınızdaki inanmış muhatabı ikna etmeniz mümkün değildir. “Ulan bunlar konuşulurken sen yanlarında mıydın?” diye sorsan ne olacak ki, aptdigerık genetik bir miras olmasa bile demokratik bir tercih olabilir! Demokrasiye iman etmiş senin benim gibiler için insanların aptal olma haklarına saygı duymaktan başka çare kalmaz!
Nasıl olduğuna dair tek bir delilin sunulamadığı bu örnekten farklı olarak birde geleceğe dönük komplolarını anlatırlar… Şöyle;
-Gardaş sen gör bak, şöyle şöyle olacak. Şuna söz vermişler yav! Olduğu zaman görüşürüz…
-Ne zaman olacak? Nasıl olacak?
-Gardaş biz boş mu gonişik? Uyanın olum, uyanın. Memleket elden gidi. Açın facbooka bağın, heç mi oğimisiz yav? Geçen kahvede Niyazi abe de söledi…
Boş konuşup konuşmamandan daha önemli olan konu, ağzının çıkardığı sesleri bu zekânla tanıdık kelimelere benzetebilmesidir! Anlamlı demiyorum bak!
*****
Başta da dediğim gibi, hayırcıları seviyorum. Güzel insanlardır. Dedikleri gibi, “hayırda hayır vardır”.
Nasıl olmasın canım?
Hayırcılar olmasa mantık ilminin kıymetini nerden bilecektik?
*****
-Gardaş o “one minutes” şeysisi vardı ya, tamamen oyunmuş. Vdigera yav, sen beni dinle…
-Allah aşkına Seracettin abe, gerçek mi?
-Yav baba vdigera yav. O Peres denen kefere Tayyip’e demiş sen bana hareket çekersin, nefsimle oynarsın! Ele et ki beni ortalık edesin, anamdan emdiğim süt burnumdan gelsin. Ben de ele süt dökmüş kedi gibi otururum, heç gonuşmam. Senden korkmuş gibi yaparım. Sonra memlekete döndüğünde kahraman olursun.
-Vay şerefsizler. Yemin ederim aklıma gelmişti. Tabi yav, kimin gücü yeter ki İsrail devlet başkanına posta koya?
-Şimdi anladın mı? Evet çığarsa bu bir Siyonist oyunudur?
-Seracettin abe tamam da, daş çalisin! Ayıp olmi mi!