HAVAYA BAK SEN…
Malum koronavirüs sebebiyle alınan çok sayıda tedbir var. Bunlardan en önemlisi de izolasyon ve sosyal mesafe kuralı.
Kamu ve ticari işlerin aksaması için yöneticiler yapmaları zorunlu toplantılarını zorunlu olarak video konferans usulüyle gerçekleştiriliyorlar.
Bakanlar kurulu, Pandemi Kurulları ve daha birçok kurum bu yöntemle işlerin aksamaması ve halka hizmetin devam etmesi için teknolojik imkânlardan faydalanarak toplantılar gerçekleştiriyor ve bunu da yayınlıyorlar.
Kamu adına, ticari ve ekonomik hayatın devamı adına ve sosyal sorumluluk projelerinin devamı adına yapılan bu tür video konferans toplantılarını çok önemli ve gerekli buluyoruz.
Ancak gelin görün ki bugüne kadar normal zamanlarda bile doğru dürüst toplanamamış, toplantıya katılacak birkaç üye bulamamış, toplansalar bile ne şehre ne de ülkeye faydalı hiçbir çalışma ortaya koyamamış dernek, siyasi parti alt kademeleri ve vakıfların toplantılarını video konferans yöntemiyle yapıp sonra da bunu sosyal medyada yayınlamalarına ne demeli…
Adamlar kurulmuşlar koltuklarına, ciddi bir toplantı ve önemli bir hizmet ediyorlar edasıyla toplantı yapıyorlar. Sanırsınız ki bu toplantı yapılmasa şehir batacak, yok olacak, helak olacak.
Eşekten başka binek hayvanı tanımayan bizim Nasrettin Hoca bir gün sahiden ata binmek istemiş. Sağdan atlamış olmuyor, soldan sıçramış olmuyor; hâsılı o kadar uğraşmasına rağmen ata binememiş.
Kendi kendine: “Hey gidi gençlik!” diye mırıldanmış. Sonra sağına soluna bakınıp kimsenin olmadığını görünce kendi kendine:
– Sakalından utan bari demiş, ben senin gençliğini de bilirim!
Biz sizlerin gençliğiniz de normal zamanlarda nasıl çalışmalar yaptığınızı da çok iyi biliriz. Varın şimdilerde video konferansçılık oynayın. Zaten hayat eve de video konferansa da sığar.