GÜRSEL EROL: 'ELAZIĞLILAR ÇARESİZ'

Ömer Enes YILAR/CHP MİLLETVEKİLİ GÜRSEL EROL ELAZIĞ'IN SORUNLARINI MECLİS KÜRSÜSÜNDEN ANLATTI, İZMİR İÇİN KURULAN KOMİSYONA ELAZIĞ'IN DA DAHİL EDİLMESİNİ İSTEDİ

Youtube Kanalı
Youtube Kanalı
Abone Ol
GÜRSEL EROL: 'ELAZIĞLILAR ÇARESİZ'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Meclis Kürsüsünden Elazığ’ın, deprem sonrası yaşadığı sıkıntıları anlatan Erol, 7269 No’lu Kanun’un yetersiz olduğunu, İzmir için kurulan komisyona Elazığ’ın da dahil edilmesi gerektiğini vurgulayarak; “Elazığ’a Gelip orada mağduriyeti gördüğünüz zaman görmemezlikten gelemezsiniz. Bu parlamentoda bu talebi görmemezlikten gelmeyin” diye konuştu. 

“BUNLAR SADECE TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİL ALÇAKLARDIR”

Konuşmasın terör örgütlerine karşı olduğunu belirterek başlayan Erol: “Benden önce konuşulan önergeyle ilgili bir durum değerlendirme yapmak isterim. Ben yaklaşık 5 yıldır milletvekiliyim. Genelde parlamentonun her günkü gündemine mutlaka FETÖ, PKK geliyor. Şunu belirteyim ben CHP’nin bölge milletvekiliyim. Tunceli’de PKK’ya karşı yürüyüş yapmış bir milletvekiliyim. PKK da terör örgütüdür, PYD de terör örgütüdür, İŞİD de terör örgütüdür FETÖ de terör örgütüdür hatta yalnızca terör örgütü değil alçak terör örgütüdür. Ve bunlarla masaya oturan da bunlarla görüşen de bunlarla ilişkisi olan da vatan hainidir. Bu konuyu önce bir tespit etmek lazım” dedi.

 

“DEVLET 82 MİLYON VATANDAŞIN BABASIDIR”

Konuşmasına İzmir ve Elazığ’da yaşanan depremlerle ilgili konuşarak devam eden Erol, Anadolu tabiriyle devlet vatandaşın babasıdır, vatandaşlar arasında adil olmalıdır diyerek; “Depremden kaynaklı İzmir’de yaşamını yitiren bütün İzmirlilere başsağlığı diliyorum. Yaralılara acil şifalar diliyorum. Aslında bugünkü konuşmayı bir benzetme üzerine kurgulamak istemezdim ama devlet bizim Anadolu tabirimizle 82 milyon yurttaşımızın babasıdır. Hani vatandaşın başına bir şey geldiği zaman tanımlama ve yorumlama devlet baba mantığıdır. Devlet de yurttaşları arasında adil olmak zorundadır. Devlet yurttaşları bir sorunla karşı karşıya kaldığı zaman adaleti, anayasal eşitlik yurttaşlık hakkını tanımlayarak sorunları çözmek zorundadır” şeklinde konuştu.

 

“SAHİPSİZ BİR KENTİN DERTLİ BİR MİLLETVEKİLİ OLARAK KARŞINIZDAYIM”

Şuanda bir milletvekili olarak değil, sahipsiz bir kentin sorunlu yurttaşlarının dertli bir milletvekili olarak karşınızdayım. Depremi sadece depremden sonraki kriz yönetimi olarak düşünmeyin diyen Erol, konuşmasına şu şekilde devam etti: “Bundan kısa bir süre önce 2020 yılının 24 Ocak gecesi Elazığ’da bir deprem oldu. Ben deprem sonrası süreçle ilgili devletin, hükümetin, siyasi partilerin yaptığı katkıları parti ayrımı yapmaksızın belediyenin yaptıklarını sivil toplum kuruluşlarının yaptıklarını bu kürsüde teşekkür ederek söyledim. Sayın Cumhurbaşkanımıza, hükümet üyelerimize, başta Sayın Genel Başkanım olmak üzere bütün partimize, bütün siyasi partilerin genel başkanlarına teşekkür ettim. Bütün siyasi partilerin belediye başkanlarına teşekkür ettim. Neden? Çünkü deprem siyasi bir konu değildir. Bir bölgede bir deprem yaşanmışsa devlet olarak yurttaş olarak bizim siyasi düşüncemizi, şapkamızı bir tarafa bırakarak vatandaşın mağduriyetlerini nasıl gideririz diye hepimizin orada olması gerekir ve biz oradaydık. İzmir’de de oradaydık, Giresun’da da… Yani devlet olarak devleti oluşturan hükümet, siyasi partiler 82 milyon Türkiye Cumhuriyeti Yurttaşı hepimizin kalbi Elazığ, Giresun, İzmir için attı. Ama Giresun’la İzmir’le Elazığ’ı bir kıyaslamak isterim. Karşınızda şuanda bir milletvekili olarak değil sahipsiz bir kentin sorunlu yurttaşlarının dertli bir milletvekili olarak karşınızdayım. Deprem sonrası yalnızca depremi depremden sonraki kriz yönetimi olarak düşünmeyin. Depremle ilgili süreci 3 ana başlıkta toplamak lazım. Birincisi depremin yaratacağı zararların engellenmesiyle ilgili alınacak tedbirler. Bu teknik bir konu… İkincisi depremin yaşandığı süreçten itibaren kriz yönetimi yani depremin olduğu kentte kaosu engelleyecek önlemler, vatandaşın iaşe talepleri, ulaşım yerleşim, barınma talepleri. Üçüncüsü afet yönetimi bu da depremden sonra vatandaşın mülkiyet haklarının korunması... Ne yazık ki Elazığ’da bu mülkiyet haklarının korunmasıyla ilgili sorun var.”

 

“ELAZIĞ ESNAFINA YARDIM KREDİ OLARAK VERİLDİ”

Elazığ esnafına yardımlar kredi olarak verildi. 2 bin 500 TL’si hibe olarak verildi. Elazığ’da mülkiyet sorunları ile ilgili büyük sorunlar var diyen Erol son olarak şunları söyledi: “Bakın Giresun’da sel baskını oldu oradaki esnafa 50 bin TL karşılıksız kredi verildi, doğru mudur evet son derece doğrudur. İzmir’de deprem oldu oradaki esnafa 50 bin TL karşılıksız hibe para verildi, doğru mudur evet son derece doğrudur. Ama Elazığ’da verilmedi. Elazığ’da kredi olarak verildi. 2 bin 500 TL’si hibe olarak verildi. Elazığ’da mülkiyet sorunları ile ilgili büyük sorunlar var. Benim sizden ricam şu İzmir’deki depremle ilgili depremin etkilerinin düşürülmesiyle ilgili dün burada bir komisyon kuruldu. Bu önemli bir komisyon ama bu yalnızca depremin sürecinin bir ayağı, diğer bir ayağı ise 7269’a göre umumi hayata müessir ilan edildikten sonra yapılacak kamu hizmetleriyle ilgili sürecin planlanmasıdır ve Elazığ’a bir komisyon kurulmalı. Çünkü deprem oldu, kriz süreci doğru yönetildi ama afet süreciyle ilgili ciddi sıkıntılar, aksaklıklar, problemler var. Vatandaş çaresiz, hâlâ konteynerlarda yaşıyorlar ve bu kışı konteynerlarda geçirecekler. Hâlâ yapılmayan evler, mülkiyet sorunları, tapu sorunları var. Bir komisyon kurun ve muhalefet partilerinden hiç kimseyi almayın, sadece AK Parti’nin üyeleri olsun çünkü siz de insansınız sizin de vicdanınız var. Gelip orada mağduriyeti gördüğünüz zaman görmemezlikten gelemezsiniz. Bu bu parlamentoda bu talebi görmemezlikten gelmeyin. Gelin o vatandaşların sorunlarını, taleplerini, beklentilerini mağduriyetlerini hak gaspını görün ve ona göre dün hazırlanan, meclisten geçen komisyonla her iki komisyonun raporunu birleştirerek yeni mevzuatlara, yeni konun değişikliklerine ihtiyaç var. Hâlâ 7269 no’lu kanun 1959 yılında çıkan kanun, yetersiz, talepleri çözmeyen bir kanun. Bu konuda bütün parlamentomuzun desteğini bekler, hepinize saygılar sunar, teşekkür ederim.