GECENİN ŞAHİTLERİ 15 TEMMUZ'U ANLATACAK
RÖPORTAJ: GÜLŞAH ALTAŞ
Tarihler 15 Temmuz 2016'yı gösteriyordu
RÖPORTAJ: GÜLŞAH ALTAŞ
Tarihler 15 Temmuz 2016’yı gösteriyordu. Türk Silahlı Kuvvetleri içinde bulunan bir grup hain, saatler 21.30’u gösterdiğinde İstanbul Boğaziçi Köprüsü’nü iki taraflı trafiğe kapatmıştı. Hainler F 16’ları alçaktan uçurmaya başlamış, tankları ve silahları millete doğrultmuş ve sağa sola ateş ederek bir kalkışma içinde yer almışlardı.
Bu aziz millet adeta bir destana imza atarak, tankın önüne kendisini siper etmişti. Şerife Anneler, Üzeyir Amcalar hepsi ya Gazi, ya Şehit olmuşlardı. O günleri unutmadık ve unutmayacağız.
Fırat Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü’nde okuyan altı gencin günlerdir hazırlandığı “Bir Gece Bin Kahraman” adlı program için kendileriyle güzel bir söyleşide bulunduk. Genç kardeşlerimizin duyarlılığı karşısında mutlu olduğumuzu belirtmek istiyorum. Her biri o geceyi dün gibi hatırlayarak neler yaptıklarını bizimle paylaştılar.
15 TEMMUZ GECESİNİN ŞAHİTLERİ ELAZIĞ’DA
Elazığ Belediyesi, Fırat Üniversitesi ve Şehit Eyüp Oğuz Anadolu Lisesi’nin katkılarıyla 22 Mart 2017 Çarşamba günü saat 19.00’da düzenlenecek programa 15 Temmuz Gazileri Şerife Boz ile Üzeyir Civan konuşmacı olarak katılacak. Programın moderatörlüğünü ise 15 Temmuz Meydanı’nda yaptığı canlı yayınlarla göz dolduran Furkan Dilaver üstlenecek.
Hakimiyet Gazetesi okurları için bu güzel program öncesi genç kardeşlerimizle bir araya gelerek düşüncelerini aldık. Yaşları henüz genç olmasına rağmen ömrü hayatlarında ilk kez bir darbeyle karşılaşan kardeşlerimiz, vatanın birliği ve dirliği, ülkenin bekası için “Biz de Varız” diyorlar. Program formatının bütünüyle kendilerinin ilgilendiklerini ifade eden genç kardeşlerimiz, büyük bir heyecan içinde 22 Mart’ta gerçekleşecek “Bir Gece Bin Kahraman” adlı programa tüm Elazığlıları beklediklerini ifade ettiler.
Şimdi, Tuna Bulut, Harun Toplu, Esma Torun, Büşra Tizik, Meryem Doğan, Ramazan Akarsu kardeşlerimizle gerçekleştirdiğimiz röportajı siz kıymetli Hakimiyet Gazetesi okurlarımızla paylaşıyoruz.
*** 15 Temmuz Hain Darbe girişimi sonrasında “Bir Gece Bin Kahraman” isimli bir program hazırlamaktasınız. Öncelikle bu programı hazırlama düşünceniz nasıl doğdu?
Tuna Bulut: 15 TEMMUZ RUHUNU KAYBETMEYEN GENÇLERİZ
Bu programı hazırlama düşüncemiz şöyle oluştu. Aslında biz grup arkadaşları olarak 15 Temmuz ruhunu kaybetmeyen gençleriz. Ülkemizde sürekli 15 Temmuz ruhunu yaşatmak için etkinlikler düzenleniyor. Mesela Niğde’de 15 Temmuz Sokağı oluşturuldu. Gençlik ve Spor Bakanlığı gençlerden “Ecdada Mektup” adlı bir yarışma düzenledi. Okullarda 15 Temmuz’la ilgili videolar izletildi. Kısacası 15 Temmuz ruhunun yaşatılması için çalışmalar yapılıyordu. Bizde aynı duyguları paylaşan 6 arkadaş olarak ‘neden 15 Temmuz ruhunu kendi vatandaşlarımıza, kendi ilimize, kendi öğrencilerimize yaşatmayalım’ dedik ve böyle bir proje düşündük. O destansı geceyi, o müthiş dirilişi o gecenin kahramanlarından dinlemek, dinletmek istedik. Böyle bir proje oluşturduk.
*** Program bir panel havasında düzenlenecek ve misafirleriniz de o gecenin şahitleri olacak. Kimlerin geleceğini ve programa kimin moderatörlük yapacağını öğrenebilir miyiz?
Harun Toplu: PROGRAMIMIZ COŞKUYLA GEÇECEK
Programımıza 15 Temmuz gecesi kamyonuyla çocuklarını, komşularını taşıyan Şerife teyzemiz ve yine o gece kolunu kaybeden Üzeyir amcamız gelecek. Moderatörlüğü 15 Temmuz’da meydanlarda nöbet tutan, her gün canlı yayınlar yapan Furkan Dilaver yapacak.
*** 15 Temmuz hain darbe girişiminin yaşandığı ilk saatlerde Şerife Boz hanımefendi kendi öz iradesiyle kamyonunun şoför koltuğuna geçmiş ve birçok erkeğin bile yapamadığını yaparak, kamyonuyla insanları taşıyarak darbenin püskürtülmesine öncülük etmişti. Tekrar o günlere geri dönersek, Şerife Annemizin duruşunu nasıl değerlendirmeliyiz?
Esma Torun: ŞERİFE ANNEMİZ MEYDANA İNDİ
Şerife Teyzemin duruşu beni çok etkilemişti, çünkü tıpkı bir annenin evladını koruması gibi Şerife teyze de vatanımızı hainlerden korumak için meydanlara inmişti. Vatanına milletine ülkesine ne kadar bağlı olduğunu göstermişti. O gece darbenin başarıya ulaşmasını bekleyen, bankamatik kuyruklarına giren birçok insanın yapmadığını yapmıştı. Bize ‘Nene Hatunlar öldü mü ki bu ülke bölünsün’ dedirtmişti. Anadolu kadını ruhunu yaşatmıştı. Rabbim Şerife teyzemizin bu kutlu direnişini mübarek kılsın.
*** Yine bir diğer misafiriniz 15 Temmuz gazilerinden Üzeyir Civan beyefendi olacak. Kendisi bildiğimiz kadarıyla hain darbe girişiminin püskürtüldüğü sırada kolunu kaybetmiş ve Gazi unvanına kavuşmuştu. Üzeyir Civan vatanı için canını siper eden biriydi. Neler söyleyeceksiniz?
Büşra Tizik: ÜZEYİR AMCAMIZ GAZİ OLDU
Üzeyir amcam da birçok vatandaşımız gibi o destansı gecenin kahramanlarından biri. Kendisi ‘asker polis kardeştir’ dediği için o gece kolunu kaybetmişti. Öncelikle Rabbim onun da bu kutlu direnişini mübarek kılsın. Üzeyir amca olayı ilk duyduğunda birçok insan gibi inanamamış, daha sonra TRT’de bildiri okununca iki araç toplanıp Orhanlı gişelerine gitmişler. Darbeye karşı ilk duranlardan olmuşlar. Kendisi ‘durun yapmayın, asker polis kardeştir’ derken kolunun sarktığını fark etmiş. Narkozdan uyandıktan sonra ilk sözü ‘vatan selamette mi’ olmuş. Oysa bu ülkede Üzeyir amcalar, Üzeyir dedeler oldukça vatan hep selamette olacaktır.
*** 15 Temmuz’u unutmayacağız ve unutturmayacağız. Elazığ’da darbenin ilk saatlerinden itibaren hemşerilerimiz eski adıyla İzzetpaşa Meydanı yeni adıyla 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’na akın etmişti. Yaklaşık 8 ay geçmesine rağmen o günler hala akıllarda, sizler Milli İrade’nin temsilcisi olan genç kardeşlerimiz o günlere geri gidecek olursanız, aklınızda kalanları paylaşır mısınız?
Esma Torun: O GECE GELECEĞİMİZE PRANGA VURULMAK İSTENDİ
15 Temmuz’u unutmayacağız, unutturmayacağız kesinlikle. O gece millet olarak büyük bir hain saldırıya uğradık. 15 Temmuz gecesi özgürlüğümüze, hayatımıza, geleceğimize prangalar vurulmak istendi. Ne mutlu ki kahraman milletimiz buna izin vermedi elhamdülillah. Tüm dünya o gece bir milletin vatanına nasıl sahip çıktığına şahit oldu. O gece camilerden yükselen salalar ile meydanlara dökülen halkımız vatanına nasıl sahip çıktığını kanıtlamıştır. O gece meydanlarda gencinden yaşlısına her kesimden insanlar tek yürek olup darbenin gerçekleşmesini engelledi. Geleceğimizi korumak için demokrasi nöbetleri tutmaya başladık.
Tuna Bulut: BİTMEK TÜKENMEK BİLMEYEN BİR GECEYDİ
Ben o gece çok sevdiğim bir abimin düğünündeydim. Eve geldiğim an darbe olduğunu duydum. Bu yaşımıza kadar böyle bir şey yaşamamıştım. Hemen öğretim görevlisi olan dayımı aradım. Ve kendisi bana dua et dedi, o da inanamadı. Televizyonlardan öğrenmeye çalışırken, haber kandigerarında alt yazıyı gördüm. Ve korku dolu anlar yaşamaya başladım. O gece sabaha kadar gözümü kırpmadım. TRT ekranlarında Tijen Karaş’ın açıklamasından sonra daha da kötü oldum. Suriye aklıma geldi. Bizim Başkomutanımız o gece bir açıklama yapmış ama yayınlamamıştı. Sonra ilerleyen saatlerde meclisin bombalandığı anı görünce bunun darbe girişimi olduğunu anladık. Babam uzun yol şoförü ve il dışındaydı. O gece bitmek tükenmek bilmeyen bir geceydi. Sayın Cumhurbaşkanımızın Face Time yayınını gördükten sonra rahatladığımızı ifade edebilirim.
*** Konuşmanızda bir Mısır, bir Suriye olmaktan korktuğunuzu ifade ettiniz. Peki ülke insanın bu dik duruşu sergileyeceğini tahmin ettiniz mi?
Tuna Bulut: MİLLETİN CESARETİYLE DARBE PÜSKÜRTÜLDÜ
Her gün şehit haberleri gelmekteydi, hain darbe girişimi esnasında askerin içinde yer alan bu güruh silahla konuşurken, milletimiz taş ve sopalarla direnmekteydi. İnsanın canı kıymetlidir, ama şu tarz insanlarda vardı. Bankamatikte sıra bekleyen, süper marketlerde kuyruk oluşturan insanlar vardı. Fakat bunların sayısı oldukça azdı. Ama bu bahsettiğim insan profilinden ziyade milyonlar Cumhurbaşkanımızın davetiyle meydanlara indi ve darbeyi püskürtmek adına ya şehit ya gazi oldu. Bu aziz millet tankın altına yatarak bu girişimi engelledi. Yüce Allah’a şükrediyoruz. Nasıl bir iman ve nasıl bir yürek olduğunu o gece gördük. Mesela o gece tankın altına iki kez yatan Sabri Bey vardı, kendisini programımızda ağırlayarak düşüncelerini almayı çok arzu ettik ama ameliyat olacağı için gelemedi. Bu nasıl bir yürektir ki tankın altına iki kez yatıyor, bir çocuğa bunu anlatırsanız hikâyedir der. Yine o gece apartmanlardan F 16’lara kafa tutan insanlarımız vardı. Allah milletimizden razı olsun, karşı durmalıydık ve durduk.
Ramazan Akarsu: ŞERİFE TEYZE GECENİN SEMBOL İSMİDİR
Evet, o gece milletin bu duruşunu bu kadar beklemiyordum, çünkü insanın canı tatlıdır. Herkes canı pahasına sokağa çıktı. Şerife teyze o gecenin sembol isimlerinden biridir. Ülkemizde birçok Şerife teyze var ama o gece Şerife Boz canı pahasına meydanlara indi. İşte onlar olmasaydı bizler bugün burada bu kadar rahat olamazdık.
*** Bir Gece Bin Kahraman adlı bu programı neden yapmak istediğinizi de öğrenmek istiyoruz?
Meryem Doğan: O GECE NENE HATUNLARI – SEYYİT ONBAŞILARI GÖRDÜK
Bir Gece Bin Kahraman adlı programı ilk olarak kendimiz için istedik. Önemli bir süreçten geçtik. Bu yaşımıza kadar darbenin anlamını bilmeyen gençlerdik. Vatanına ihanet edenleri ilk kez görüyorduk. Dedelerinin emanetine ihanet edenleri ilk kez görüyorduk. Yıllarca tarih kitaplarında gördüğümüz Çanakkale Zaferi’ni ilk kez görüyorduk. Nene Hatunları, Seyyit Onbaşıları ilk kez görüyorduk. İlklerin olduğu bir geceyi nasıl unutabilirdik, nasıl unutturabilirdik. O şerefli geceyi zihinlere bir kez daha kazımamız lazımdı. Gelecek nesiler o geceyi birde kahramanlardan dinlemeliydi. Biz dinlemeliydik. Ben dinlemeliydim. Böyle bir program için daha ne kadar geçerli sebebimiz olabilirdi ki?
*** 15 Temmuz günü İstanbul Boğaziçi Köprüsü’nde konuşlanan tankları gördüğünüzde neler htiğinizi paylaşır mısınız?
Tuna Bulut: TANKLARIN NAMLUSU MİLLETE YÖNELDİ
O gecenin dehşet verici anlarından biriydi tanklar. Bu milletin vergileriyle alınan tanklar, helikopterler, uçaklar bu millete karşı kullanılıyordu. Benim milletimin verdiği paralarla benim milletime kurşun yağdırıyorlardı. Namlular bu defa masum onca bedene dönüktü. Bir insan kendi halkına nasıl kurşun sıkardı? Oysa biz karıncayı bile incitmeyen ümmetin torunlarıydık. Neredeydi merhamet, neredeydi vicdan? Hainler plan yapmışlardı. Ama karşılarında uçağa sapan atan, özgürlüğü uğruna mermiye kafa tutan, göğsünü siper eden, tankın altına yatan bir millet vardı. Planların üstünde plan vardı, planları bozan Allah vardı. Çok şükür o geceyi atlattık. Ömrü hayatımda ilk kez tankı lise 2. sınıfta Kolordu Komutanlığı’na yapılan gezide görmüştüm. Ama 15 Temmuz’da tankın namlusu bize yönelmişti ve o anlar adeta dehşet vericiydi.
Ramazan Akarsu: Yaşımıza göre ilk defa bir darbeyle karşı karşıya gelmiştik. O tankların sokağa inmesi hepimizi korkutmuştu. TRT’de bildirinin okutulması bizleri büyük bir hüzne boğdu. Ama şükürler olsun ki o günleri atlattık.
*** Hain darbe girişiminin amacının ülkemizi işgal hareketi olduğunu biliyoruz, peki bu hainler emellerine ulaşsaydı neler olurdu?
Büşra Tizik: YÜCE ALLAH’A NE KADAR ŞÜKRETSEK AZDIR
15 Temmuz hainleri başarılı olsaydı vatanımız alt üst olurdu. Türk halkının bağımsızlığından söz edemezdik, ülkemiz paramparça olurdu. Ülkemiz Mısır, Suriye gibi olurdu. Yaşama hakkımız ve özgürlüğümüz elimizden alınırdı, asıl diktatörlük o zaman başlardı.
*** Sizler geleceğimizin teminatı olan genç kardeşlerimiz, hepinizin geleceğe dair güzel planları vardır. Ülke insanı 15 Temmuz’da üzerine düşen sorumluluğu layıkıyla yerine getirdi. Peki sizler o günlerde bireysel bir çalışma yaptınız mı?
Harun Toplu: Darbenin olduğu gece ben evdeydim. İlk etapta olayın şokundaydım. Olayları anlamaya çalışıyordum, garip bir geceydi. Herkes telaş içindeydi, endişe içinde televizyon izliyorduk. Caddelerde tanklar, toplar, silahlar. Meydanlarda insanlar, elinde bayraklar. Dört bir yanda okunan salalar yankılanıyordu. Dehşet verici bir geceydi. İlk olarak devlet dairelerini koruma adına meydana gittim. Daha sonra demokrasi nöbetlerine katıldım.
Meryem Doğan: O gece ablam hastaydı, ama şunu gördüm ki vatan her şeyden daha önemliydi. Sabaha dek uyuyamadık. Abim Ankara’da polis memuru ve kendisi o gece görevdeydi. Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklaması sonrasında meydanlara indik. Kur’an okundu, dualar edildi. Askerimiz ve polisimiz adeta karşı karşıya gelmişti. Şükürler olsun ki bizler o anları püskürttük.
Tuna Bulut: İlk gece meydanlara inemedim belki ama ilerleyen günlerde hep meydanlardaydım. Nöbetlere katıldım ve o anlara şahitlik ettim. Sosyal medya o günlerde karşı tarafın hep oyunlarıyla doluydu. Hainler sosyal medyada bunun bir darbe girişimi olmadığını söylüyordu. Ama her şey ortadaydı ve hain bir darbe girişimiydi.
Esma Torun: Cumhurbaşkanımızın meydanlara inin çağrısının ardından hemen meydanlara indik. Ve elimizden geleni yapmaya çalıştık. Elazığ’da çok olay olmadı belki ama İstanbul, Ankara’daki saldırılar için bizler de elimizi açıp Allah’a yalvardık. Bu hainlerin başarılı olmaması adına duamızı yaptık.
Büşra Tizik: Darbenin ilk anlarında evde ailemle beraberdim. Babam geçmiş günlerde olanları bize anlattı ve bu darbelerin ülkemizi elli yıl geri götürdüğünü paylaştı. Elimizden geldiğince her gün meydanda olmaya gayret gösterdim.
Ramazan Akarsu: Ben Malatyalıyım, o gece darbe olduğunu bir gün sonra öğrenmiştim. Malatya’da darbe anları biraz daha hareketli yaşandı, 2. Ordu olduğu için. Canlı yayınlarla o anları takip etmeye başladım. Malatya’da yolların kapalı olduğunu gördüm, olası bir hareketliliğe karşın önlem alınmıştı.
*** Sayın Cumhurbaşkanı’nın bir TV programına çıkarak Face Time yapması ve halkı meydanlara çağırmasını nasıl değerlendirirsiniz?
Esma Torun: MİLLETİN GÜCÜ DARBE GİRİŞİMİNİ ENGELLEDİ
Sayın Cumhurbaşkanımız darbe ile ilgili ilk açıklamayı FaceTime ile yaptı ve halkı meydanlara çağırdı. Daha önce periscopla bir açıklama yapmıştı ama yayınlanmamıştı. Halk kendisini merak ediyordu. Sayın Cumhurbaşkanımızın FaceTime yaparak halkı meydanlara çağırması birlik ve beraberliği sağlama, milletimizi cesaretlendirerek vatanımızı ülkemizi koruma, canla başla mücadele etme ülkemizin bölünmesini engellemektir. Cumhurbaşkanımızın her zaman tekrarladığı en büyük vizyonu milletin gücünün üzerinde hiçbir güç olmadığına olan inancıydı. O gün halkı meydanlara çağırmasının en temel sebebi de buydu. Halkın iradesine, inandığı değerlerine, fikirlerine yapılan daha doğrusu yapılmak istenen hain darbe girişimini yalnızca halkın gücü durdurabilirdi elbette ve öyle oldu.
*** Düzenleyeceğiniz “Bir Gece Bin Kahraman” isimli programa Elazığlılar neden gelmeli ve bu programın önemini anlatır mısınız?
Ramazan Akarsu: 22 MART’TA DESTANSI MÜCADELE ANLATILACAK
Bu programa Elazığ halkı katılmalı çünkü hain kanlı darbe girişimini ülke olarak yaşadık. Programımızda 15 Temmuz’da ülkenin geleceğine kast etmek isteyenlere karşı verilen destansı mücadele anlatılacaktır. O geceye şahit olan kahramanlarımızın duygularına ortak olmak, diri tutmak ve hiç unutmamak için; Elazığ halkı orda olmalıdır.
*** Son olarak duygu ve düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Büşra Tizik: 15 TEMMUZ EN KARANLIK GECEYDİ
15 Temmuz Türkiye’nin en karanlık ve en uzun gecesiydi. Hainler demokrasiyi hiçe sayarak devletimizin tanklarını ve jetlerini çalarak adeta savaş açmışlardı. Karşılarında Türk Milleti vardı. Dosta parmak ısırtan, kâfire iç geçirten bir millet. Duruşuyla darbeye darbe yapan bir millet. Ya devlet başa, ya kuzgun leşe diyen bir millet. Telaşa yer yoktu, meydanlarda şanlı destan vardı. Bir kez daha bir toprak nasıl vatan olur, nasıl vatan kalır diyerek dünyaya ders veren bir millet vardı. Son olarak 15 Temmuz gecesi canlarını ortaya koyan şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Ülkemizin böyle bir şey yaşamamasını Allah’tan diliyorum.
Tuna Bulut: PROGRAMA DESTEK SUNANLARA TEŞEKKÜR EDİYORUZ
Bir Gece Bin Kahraman isimli programa katkı sunan başta Elazığ Belediye Başkanımız Mücahit Yanılmaz’a, FÜ Rektörümüz Prof. Dr. Kutbeddin Demirdağ’a, Dekanımız Erol Asiltürk’e, FÜ Temel Bilimler Bölüm Başkanımız Doç. Dr. Mehmet Turan’a, bu projede önümüzü açan hocamız Yrd. Doç. Dr. Muammer Bahşi’ye, projede yanımızda olan hocamız Arş. Gör. Eyüp Bozkurt’a, Şehit Eyüp Oğuz Anadolu İHL yönetimine ve Gülşah Altaş hanımefendinin nezdinde Hakimiyet Gazetesi’ne teşekkür ediyoruz.